• Blog

Protesto Hakkını Koru!

Protestoların engellendiği ve yasaklandığı, protestocuların hedef gösterildiği, polis şiddetine maruz bırakıldığı ve sıklıkla polis müdahalesi sonucu gözaltına alındığı Türkiye’de barışçıl protestolara yönelik kısıtlamalar artan bir şekilde devam ediyor. 

19 Mart’ta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının ardından başlayan ve büyük çoğunluğu barışçıl olan protestolar sürerken, yetkililer protesto hakkını korumak yerine bu hakkın ihlalini daha da derinleştiriyor.

Barışçıl protestoculara yönelik plastik mermi, biber gazı, göz yaşartıcı gaz ve tazyikli su gelişigüzel kullanılıyor. Polisin az öldürücü silah kullanımı sonucu çok sayıda kişi yaralanıyor veya hastaneye kaldırılıyor. Barışçıl protesto haklarını kullananlar keyfi olarak gözaltına alınıyor veya tutuklanıyor.

Tüm dünyada ve Türkiye’de protesto hakkını aşındırmaya yönelik genişleyen ve yoğunlaşan çabalara karşı ses çıkarıyoruz: Protesto Hakkını Koru!

Açıklamalar


Bunları Biliyor musun? 

Protesto bir haktır.  

Barışçıl protesto hakkı Türkiye Anayasası’nın 34. maddesi ve Türkiye’nin de tarafı olduğu uluslararası sözleşmeler uyarınca güvence altındadır.  

Devletin pozitif yükümlülükleri vardır.   

Devletler, barışçıl protestoları koruma, gözetme ve kolaylaştırma yükümlülüklerine sahiptir. Bu kapsamda, devletler barışçıl toplanma hakkına keyfi ve ayrımcı müdahalelerden kaçınmalı, protesto hakkını kullananları korumalı ve protestoların güvenli ve amacına uygun bir şekilde gerçekleşmesini sağlamalıdır.  

Ayrıca, gazeteciler, gözlemciler ve protestoları takip eden diğer kişilerin de korunması gerekir. 

Kolluk güçlerinin görevi korumaktır.  

Kolluk birimlerinin görevi, protestolara saygı göstermek, onları korumak ve kolaylaştırmaktır. 

Bu, protestoya katılmak isteyenlere olanak tanınmasını ve katılımcıların desteklenmesini de içerir.  

İzne tabi değildir.  

Barışçıl protestolar izne tabi değildir.  

Bir protestonun gerçekleşeceğine ilişkin önceden herhangi bir bildirimde bulunulmaması veya diğer idari gerekliliklerin karşılanmaması, bir protestoyu hukuka aykırı hale getirmez ve bir protestoyu dağıtmak veya katılımcılarını gözaltına almak için bir temel olarak kullanılamaz.  


 

Türkiye yetkililerinin, barışçıl toplanma hakkına saygı göstermesi ve bu hakkı koruması, genel protesto yasaklarını derhal kaldırması ve sadece ifade özgürlüğü ve barışçıl protesto haklarını kullandıkları için haksız ve keyfi olarak gözaltına alınan herkesi serbest bırakması büyük önem taşımaktadır.

Agnès Callamard
Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri


Taleplerimiz:  

  • Taksim Meydanı ve diğer kamusal alanlar barışçıl protestolara açılmalıdır. 

  • Barışçıl protestoculara yönelik aşırı güç kullanımı, keyfi gözaltılar ve tutuklamalar son bulmalıdır.  

  • Barışçıl protestocuları suçlu veya tehdit olarak göstermeye son verilmelidir. 

  • Protestocuları susturmak için hukuk sisteminin kötüye kullanımı durdurulmalıdır.  

  • Basın mensupları, avukatlar ve insan hakları savunucuları dahil olmak üzere barışçıl protestolar bağlamında başkalarının maruz kaldığı ihlalleri ve kötü muameleleri izleyen ve haber yapan kişiler korunmalıdır. 

  • Kolluk kuvvetlerinin protestolar sırasında işlediği hak ihlalleri hızlı ve tarafsız şekilde soruşturulmalıdır. 
     

PROTESTO HAKKINI KORU: PROTESTO HAKKIMIZI NASIL KORUMALIYIZ?

RAPORU OKU

 


 


 

 


 

@amnestyturkey Türkiye’de yetkililer, ifade ve barışçıl toplanma özgürlüğü haklarına saygı göstermeli ve bu hakları korumalıdır. #ProtestoHakkınıKoru ♬ original sound - Uluslararası Af Örgütü Türkiye