Hüseyin Galip Küçüközyiğit’in zorla kaybedilmiş olabileceğinden endişe ediliyor


İMZACI OLUN

Ankara Başsavcısı Ahmet Akça

Sayın Başsavcı,

Size, Hüseyin Galip Küçüközyiğit’in zorla kaybedilmiş olabileceği şüphelerine ilişkin yazıyorum. Hüseyin Galip Küçüközyiğit’ten en son, 29 Aralık 2020’de saat 15:40’ta kızı ile yaptığı görüşme sırasında haber alındı. Bu görüşmede Küçüközyiğit, kızı Nursena Küçüközyiğit ile ertesi gün Kocaeli’nde buluşmak üzere sözleşmişti. Sonraki iki gün boyunca defalarca babasına ulaşmaya çalışan Nursena Küçüközyiğit 31 Aralık’ta Emniyet Müdürlüğü’ne giderek babasının kaybolduğunu bildirdi.

Nursena Küçüközyiğit emniyetin ardından, 4 Ocak’ta babasının kaybolduğunu bildirmek üzere Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı’na gitti ancak Başsavcılık, kayıp şahısları bulma görevinin İl Emniyet Müdürlüğü’ne ait olduğunu belirtti. 5 Ocak’ta Nursena Küçüközyiğit’in avukatı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurarak, Hüseyin Galip Küçüközyiğit’in kaçırılmış ve zorla kaybedilmiş olmasına ilişkin soruşturma açılmasını talep etti. 27 Ocak’ta Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı kovuşturmaya yer olmadığına hükmetti. 29 Ocak’ta Nursena Küçüközyiğit’e, Ankara’da bir savcının dosyaya atandığı bildirildi.

Son yıllarda birçok kişi benzer koşullarda kaybedildi ve resmi gözaltında tutuldukları aylar sonra ortaya çıktı. Bu kişilerin bazıları sonraki süreçlerde mahkemeye çıktıklarında zorla kaybedildiklerine ve işkence ile diğer türde kötü muameleye maruz bırakıldıklarına dair beyanlarda bulundu.

Size, Hüseyin Galip Küçüközyiğit’in nerede tutulduğunu ve hangi koşullarda zorla kaybedilmiş olabileceğini belirlemek üzere hızlı, tarafsız ve bağımsız bir soruşturma yürütülmesini sağlamanız; Küçüközyiğit’in bulunduğu yer ve esenlik durumuyla ilgili bilgileri acilen ailesiyle paylaşmanız için çağrı yapıyorum. Ayrıca sizi, cezai sorumluluk taşıdığı düşünülen herkesin adil bir şekilde yargılanmak üzere adalet önüne çıkarılmasını sağlamaya çağırıyorum.

Saygılarımla,


2016’daki darbe girişiminden sonra görevinden ihraç edilen eski Başbakanlık Raportörü Hüseyin Galip Küçüközyiğit, 29 Aralık 2020’den beri kayıp. Küçüközyiğit’i bulmaya yönelik çabaları sonuçsuz kalan ailesi, onun kaçırıldığını ve zorla kaybedildiğini düşünüyor. Yetkililer, Küçüközyiğit’in resmi olarak gözaltında bulunmadığını belirttiler. Türkiye yetkilileri, Hüseyin Galip Küçüközyiğit’in nerede tutulduğunu belirlemek için hızla soruşturma yapmalı ve acilen ailesini bilgilendirmelidir.

Ek Bilgi

Hüseyin Galip Küçüközyiğit Temmuz 2016’daki darbe girişiminin ardından Başbakanlık Raportörlüğü görevinden ihraç edilen eski bir kamu görevlisi. Küçüközyiğit 2018’de ve Mayıs 2019’da yargılandı ve Türk Ceza Kanunu Madde 314/2 gereğince ‘terör örgütü üyeliği’ suçundan altı yıl üç ay hapis cezasına mahkum edildi. Mahkumiyet kararının ardından, altı ay tutuklu yargılandığı cezaevinden adli kontrol şartıyla tahliye edildi. Karara yapılan itiraz, mevcut durumda Bölge Adliye Mahkemesi’nde sonuçlanmayı bekliyor. Küçüközyiğit, zorla kaybedildiği düşünülen tarihte Ankara’da çevirmenlik yapıyordu ve Kocaeli’nde yaşayan iki çocuğuyla her gün iletişim halindeydi.

Hüseyin Galip Küçüközyiğit’in kızı Uluslararası Af Örgütü’ne babasından haber alamamanın olağandışı bir durum olduğunu söyledi. 31 Aralık’ta Kocaeli Emniyet Müdürlüğü’nün ilgili birimine babasının kaybolduğunu bildiren Nursena Küçüközyiğit daha sonra Ankara’ya gitti ve babasının Ankara’da çalıştığı ofis binasına ait kamera görüntülerini edindi. Görüntüler, Hüseyin Galip Küçüközyiğit’in 29 Aralık’ta binadan çıktıktan sonra takip edildiğini gösteren bulgular içeriyor. Nursena Küçüközyiğit, babasının kaybolduğu tarihten bu yana üç kez üç farklı polis ekibi tarafından kendisine babasının arabasıyla ilgili çelişkili bilgiler verildiğini belirtti. Aracın yeri ise halen tespit edilemedi. 

Türkiye’de 1980’ler ve 1990’lar boyunca yüzlerce zorla kaybetme vakası yaşandı. Son yıllarda bu vakalar nadir görülüyordu ancak 2019’da en az altı kişi –Salim Zeybek, Yasin Ugan, Özgür Kaya, Erkan Irmak, Mustafa Yılmaz ve Gökhan Türkmen– zorla kaybetme kapsamına girebilecek şekilde kayboldu. Kaybolmalarından aylar sonra bu kişilerin Ankara İl Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Terörle Mücadele Şubesi’nde tutulduğu anlaşıldı. Bazıları daha sonra mahkemede hangi koşullarda zorla kaybedildiğini anlattı. Şubat 2020’de Gökhan Türkmen 271 gün boyunca kötü muameleye, işkenceye ve tehditlere maruz bırakıldığını, yapay bir ışığın devamlı yandığı kapalı bir yerde tutulduğunu, dayanılmaz derecede uzun süreler boyunca ayakta durmaya zorlandığını ve kendisine çok az yemek verildiğini ifade etti.

Zorla kaybetme nedir?

Zorla kaybetmeye maruz bırakılan kişiler, sonradan bu kişileri alıp götürdüklerini inkar eden veya bu kişilerin nerede olduklarını söylemeyi reddeden devlet görevlileri (ya da devletin onayı veya göz yummasıyla hareket eden kişiler) tarafından tutuklandıktan, gözaltına alındıktan, alıkonulduktan veya başka bir şekilde özgürlüklerinden mahrum bırakıldıktan sonra ortadan kaybolan kişilerdir. Zorla kaybetmeler bazen silahlı muhalif gruplar gibi devlet dışı silahlı aktörler tarafından da gerçekleştirilebilir. Her halükarda zorla kaybetme uluslararası hukuka göre suçtur. Her ne kadar Türkiye, Herkesin Zorla Kaybedilmeye Karşı Korunmasına Dair Uluslararası Sözleşmeye taraf olmasa da Uluslararası Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi de dahil olmak üzere zorla kaybetmeyi yasaklayan diğer insan hakları sözleşmelerine taraftır ve bu sözleşmeler ile uluslararası teamül hukuku Türkiye açısından bağlayıcıdır.