Yunanistan adalarında sığınmacılar çok ağır koşullarda yaşam mücadelesi veriyor
İnsan hakları savunucuları sığınmacıların adalardan anakaraya sevk edilmeleri için Başbakan Çipras’a baskı yapıyor
19 insan hakları ve insani yardım kuruluşu dün birlikte açık mektup yayımlayarak, Yunanistan hükümetinin sığınmacıları Ege adalarında mahsur bırakan “adalarda tutma politikasına” Başbakan Çipras’ın son vermesi gerektiğini söyledi.
Kış koşulları yaklaşırken küçük yaştaki çocuklar, yalnız ya da hamile kadınlar ve fiziksel engeli bulunanlar da dahil olmak üzere binlerce kişi çok kötü koşullar altında adalarda mahsur kaldı. Bir araya gelen örgütler, sığınmacıların insan haklarını ihlal eden ve esenlik, sağlık ve onurlarına zarar veren koşullar altında onları yaşamaya zorlamanın AB-Türkiye anlaşmasının uygulanması olarak haklı gösterilemeyeceğini söyledi.
AB-Türkiye Anlaşması Mart 2016’da yürürlüğe girdiğinden beri Yunanistan’ın Midilli, Sakız, Sisam, İstanköy ve İleryoz adaları süresiz toplama mekanlarına dönüştü. Binlerce kadın, erkek ve çocuk kötü ve kalıcı olmayan koşullarda mahsur kalırken birçoğunun yeterli sığınma prosedürlerine erişimi engellendi. AB-Türkiye anlaşmasının yürürlüğe girdiği ilk günlerde adalara ulaşan sığınmacılar neredeyse 19 aydıradalardan ayrılamıyor.
Son zamanlarda artan sayılarda erkek, kadın ve çocuğun adalara ulaşması, zaten halihazırda kapasitesinin çok üstünde insanı barındıran ve “hotspot” olarak bilinen kabul ve kimlik kayıt merkezleri üzerindeki baskıyı artırdı. Mevcut durumdaki gelişler hala göreceli olarak oldukça yavaş seyrettiğinden Yunanistan ile daha geniş anlamda AB tarafından rahatlıkla yönetilebilir, ancak yeni gelenlerin önemli kısmını kadınlar ve çocuklar oluşturuyor.
Toplamda 8.300’den fazla sığınmacı ve göçmenin yaşadığı Sisam ve Midilli adalarındaki durum bilhassa kritik çünkü ”hotspot” olan bu adalar sadece 3.000 kişinin barınmasına uygun olarak kuruldu. . Bu iki adadan 2.000 sığınmacı ve göçmenin gelecek haftalarda acil durum tedbiri olarak anakaraya taşınacağı duyuruldu. Açıklamada bulunan örgütler, bunun olumlu bir gelişme olduğunu söyledi. Ancak bu tedbir, mevcut aşırı kalabalığı azaltmak için yeterli değil ve söz konusu acil durumun oluşmasına neden olan sistematik sorunlar vesürdürülebilir bir çözüm getirmiyor.
Sığınmacı ve göçmenlerin yoğun olarak adalara gelişinin başladığı üçüncü kış yaklaşırken, Yunanistan yetkililerinin adalarda kalan sığınmacıların temel ihtiyaçlarını karşılamakta ve haklarını korumakta yetersiz kaldığı çok açık. AB ve Yunanistan yetkilileri, adalarda toplama politikasını haklı göstermek için AB-Türkiye Anlaşması’nın yürürlükte olmasına atıfta bulunuyor. Fakat örgütler, sığınmacıları onların insan haklarını ihlal eden ve esenlik, sağlık ve onurlarına zarar veren koşullar altında yaşamaya zorlamanın haklı gösterilemeyeceğini söyledi.
Ortak açıklamada bulunan örgütler, Başbakan Çipras’a adalarda toplama politikasına son vererek adalarda mahsur kalan sığınmacıların insan haklarını koruma çağrısında bulundu. Sığınmacıların ihtiyaçlarını karşılayabilmek üzere onlara yeterli barınma imkânı ve hizmetlerin sunulmasının yanı sıra sığınma başvurularının adil bir şekilde değerlendirilmesi için anakaraya nakledilmeleri gerekiyor.
Katılımcı örgütlerin açıklamalar
İnsan Hakları İzleme Örgütü Yunanistan Araştırmacısı Eva Cossé: “Yunanistan, sığınmacıları adalarda mahsur bırakan acımasız politikasına son vermelidir. İnsanlar ısınması olmayan çadırlarda ve hizmetlerin doğru düzgün sunulmadığı koşullarda bir kış daha eziyet çekmeye zorlanmamalıdır.”
Uluslararası Kurtarma Komitesi Yunanistan Direktörü Jana Frey: “Adalarda toplama politikası, Avrupa’da sığınma arayan insanların hayatını tehlikeye atıyor. Hükümetin acil durum tedbiri olarak 2.000 kişiyi gelecek günlerde Midilli ve Sisam adalarından çıkaracağı duyurusunu memnuniyetle karşılıyoruz, ancak bu yalnızca ilk adım olarak değerlendirilebilir. Hem adalardaki koşulları iyileştirmek hem de bu kış insanların hayatlarını kaybetmemesini güvence altına almak üzere en hassas durumdaki sığınmacıları anakaraya taşımak için çok daha fazla şey yapılması gerek.”
Uluslararası Af Örgütü Göç Araştırmacısı İrem Arf: “Sığınmacıları Yunanistan adalarındaki insanlık dışı koşullarda mahsur bırakmak için AB-Türkiye anlaşmasının bahane edilmesine son verilmeli. Yunanistan hükümetinin mutlaka acil olarak insanları anakaraya taşımalı.”
Aitima Direktörü Spyros Rizakos: “AB-Türkiye Anlaşması’nı uygulama politikası, sığınmacıların uluslararası hukuk gereğince sahip oldukları hakları ihlal ediyor ve sığınmacıların ulaştığı Yunanistan adalarındaki toplumsal dayanışmanın zarar görmesine neden oluyor.”
Oxfam’ın Yunanistan heyeti başkanı Nicola Bay: “Avrupa, kıyılarımıza ulaşan ihtiyaç sahiplerinin insanlık onurunu tanımayı ve onlara insani karşılama koşulları sunmayı reddediyor. Yunanistan ve AB yetkilileri, göçmenleri Yunanistan adalarındaki kötü koşullarda mahsur bırakmak yerine acilen anakara Yunanistan’a nakletmelidir.
Norveç Mülteci Konseyi Yunanistan Direktörü Gianmaria Pinto: “Yunanistan adalarını devasa gözaltı merkezlerine dönüştürmek kimsenin çıkarına değil. Hükümet dahil hepimiz yapılması gerekeni biliyoruz: Adalarda mahsur kalan hassas durumdaki insanlara onurlu barınma imkânları ile yeterli hizmetleri sunmak, ve bunu yaparken de hukuki yardım sağlamayı göz ardı etmemek.”
Başbakan Aleksis Çipras’a yazılan ortak mektubu okumak için bkz. (İngilizce):
http://www.hrw.org/news/2017/10/23/joint-letter-prime-minister-tsipras-re-deteriorating-conditions-asylum-seekers
Haberler
- Türkiye’deki Yüzlerce Eritreli Zorla Geri Gönderilme Riski Altında
- 22. İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü Eylem Gözlem Raporu
- Hoşgeldin Onur Ayı: Fobilere Karşı Uçurtmalar Havaya
- “Deprem Ne Kadar Sürer?”: Uluslararası Af Örgütü’nden Şubat Depremlerinin yıldönümünde sergi ve söyleşi
- İran: Güvenlik güçleri “Kadın, Yaşam, Özgürlük” protestolarını cezasızlıkla bastırmak için tecavüz ve diğer türde cinsel şiddete başvurdu
- Rusya: “LGBT hareketini” aşırılık yanlısı olarak tanımlayan karar feci sonuçlar yaratacak
- Birleşik Krallık: Polis hafta sonu planlanan Gazze’de ateşkes yürüyüşünün yasaklanması yönündeki siyasi baskılara boyun eğmemeli
- Türkiye: Anayasa Mahkemesi’nin TİP Milletvekili Can Atalay için verdiği hak ihlali kararı ‘gecikmiş bir karar’