Yemen: Silahlı Husilerin Hudeyde’de hastane çatısına konuşlanması sivilleri tehlikeye atıyor
- Silahlı Husiler bir hastanenin çatısında konuşlandı
- Suudi Arabistan ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) öncülüğündeki Koalisyonun hava saldırılarında çok sayıda sivil öldürüldü
- Her iki taraf da sivilleri korumaya öncelik vermedikleri sürece savaş suçları işleyebilir
Uluslararası Af Örgütü (UAÖ) bir açıklama yayımlayarak, Yemen’in batısındaki liman kenti Hudeyde’de savaşan tarafların sivilleri korumak üzere derhal harekete geçmemesi halinde, kenti kuşatan savaşın ortasında kalan sivillerin çok ağır bir bedel ödeyeceği uyarısında bulundu. Husi militanları son derece kaygı verici bir gelişmeyle Hudeyde’deki bir hastaneye ulaştı ve hastanenin çatısında konuşlandı. Bu durum, hastanenin içindeki çok sayıda sivili ağır tehlike altına sokuyor. UAÖ Orta Doğu Kampanyalar Direktörü Samah Hadid konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Korku veren bu gelişme, hastanede tedavi gören birçok çocuğun da aralarında bulunduğu onlarca sivil hasta ve sağlık çalışanları açısından yıkıcı sonuçlar yaratabilir” dedi. Hadid, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Husi militanlarının hastanenin çatısındaki varlığı uluslararası insancıl hukukun ihlalidir, ancak bu ihlal, hastaneyi, hastaları ve sağlık çalışanlarını Suudi Arabistan ile BAE-öncülüğündeki Koalisyonun hava saldırıları için meşru hedefler haline getirmiyor. Hastane, hayat kurtarıcı tıbbi bakım için gidecek başka yeri olmayan yaralı sivillerle dolu. Bu koşullar altında hastaneye saldıran herkes savaş suçu işlemiş olur.”
Hastanelerin bu şekilde bilinçli olarak askerileştirilmesi, Suudi Arabistan ile BAE-öncülüğündeki Koalisyonun sivillerin yaşadığı bölgelerde pervasız ve yıkıcı hava saldırıları gerçekleştirdiği bir ortamda ortaya çıktı.
Sınırlar muğlaklaştırılıyor
Hudeyde’deki yerel kaynaklar UAÖ’ye, 2 Kasım Cuma günü, silahlı Husi militanlarının gruplar halinde Toyota kamyonetlerle kentin 22 Mayıs semtindeki hastaneye geldiğini söyledi. Silahlı Husiler, hastanenin bir bölümüne askeri amaçla el koyduktan sonra çatıya bir grup militan yerleştirdi. Hastane çalışanları o günden beri silahlı militanların hastaneye gelip gittiğini doğruladı. Hastane, Hudeyde’nin doğusundaki 50. Caddeye yakın bir yerde bulunuyor. Hafta sonundan beri bölgede süregelen şiddetli çatışmalar, hastaneyi ve içindeki herkesi tehlikeye atıyor. Samah Hadid, “Savaş yasalarına göre hastaneler askeri amaçlarla kullanılamaz. Bir hastanenin çatısına silahlı militanlar konuşlandırmak, asla muğlaklaştırılmaması gereken sınırları muğlaklaştırıyor. Hastaneler hedef değildir. Hastaların ve yaralıların daimi olarak güvenli tıbbi tedaviye erişim hakkı vardır. Ayrıca, sağlık çalışanlarının hayat kurtarıcı çalışmalarını sürdürmelerine izin verilmelidir” dedi.
Suudi Arabistan ile BAE-öncülüğündeki Koalisyonun hava saldırıları
UAÖ, Suudi Arabistan ile BAE-öncülüğündeki Koalisyon tarafından gerçekleştirilen ve çatışmaların son zamanlarda yoğunlaşmasına neden olan bir dizi hava saldırısını belgeledi. UAÖ, Koalisyonun 13 Ekim’de Hudeyde ilinin Cebel Ras kentinde gerçekleştirdiği hava saldırısından hayatta kalan ve saldırıya tanıklık eden altı kişi ile görüştü. Saldırının, sivillerin en az iki otobüsle ve diğer araçlarla geçtiği sırada Husilere ait bir kontrol noktasını hedef aldığı görülüyor. Görgü tanıklarının anlattığına göre saldırı, kontrol noktasında görev yapan kişilerden birinin yaralanmasına neden olmuş olabilir, ancak bunun yanı sıra en az 11 sivil de öldürüldü. Bazı tanıklıklara göre ise bu saldırıda 17 sivil öldürüldü.
Bir görgü tanığı UAÖ’ye şunları anlattı: “Umre’ye gitmek üzere yola çıkmıştık, daha sonra bir kontrol noktasında durduk. [Kontrol noktasında görev yapan] biri kimlik kartlarımızı istedi ve birkaç dakika içinde de saldırı yapıldı. Bizim otobüsümüzle önümüzdeki diğer otobüsün arasına isabet etti. Bir anda bir patlamanın ortasında kaldık. Her yerde yaralılar vardı. Annemle komşularımızdan biri öldü. Bazıları ellerini, bazıları ise bacaklarını kaybetti. Herkes yaralandı.”
Tanıklıklara göre saldırının gerçekleştirildiği sırada o civarda hiçbir askeri araç veya asker yoktu, yalnızca otobüslerin yaklaşık 10 metre uzağında bir kişinin durduğu kontrol noktası vardı. Bu koşullar altındaki bir kontrol noktasını hedef almak, orantısız veya gelişigüzel saldırı kapsamına girer ve uluslararası insancıl hukukun ihlalidir. UAÖ, Koalisyonun Hudeyde’de ve civarında gerçekleştirdiği diğer hava saldırılarını da belgeledi. 24 Ekim’de Hudeyde iline bağlı Beyt el-Fakih bölgesindeki bir sebze pazarını hedef alarak 21 sivilin ölmesine neden olan hava saldırısı da buna dahil. Ayrıca, Husi güçleri, Hudeyde’de son zamanlarda kaydedilen askeri ilerlemeye havan toplarıyla karşılık verdi. Hedef hassasiyetinin zayıf olduğu herkesçe bilinen bu silahlar sivillerin yaşadığı bölgelerde kesinlikle kullanılmamalıdır. Bu taktik, giderek daha fazla sivilin hayatını kaybetmesine yol açıyor.
Mahsur kalan sivillere kaçış yolu sağlanmıyor
Uluslararası Göç Örgütü’nün verilerine göre Hudeyde’de yaşadığı tahmin edilen 600.000 kişinin yarısından fazlası çatışmaların yoğunlaşmasından önce kentten ayrılmayı başarmış olsa da birçok kişi kentte mahsur kaldı. Süregelen çatışmalar kentin güneyine kaçış yollarını kapatıyor. Husi güçlerinin diğer çıkış yollarına mayın döşemesi de sadece kuzey yolundan geçişi mümkün kılıyor. Ancak çatışmalar nedeniyle yükselen yakıt fiyatları ve Yemen parasındaki ciddi değer kaybı, bu olası kaçış yolunu da birçok kişi için erişilemez hale getiriyor.
Suudi Arabistan ile BAE-öncülüğündeki Koalisyon, Hudeyde merkezinden kentin dışına doğru üç insani koridor açmaya yönelik 24 Eylül’de verdikleri sözü tutmadı. “Değişen cephe hatları, mayın tarlaları ve kaçanları hedef aldığı söylenen hava saldırıları yüzünden mahsur kalan Hudeydeli siviller, savaşın daha da yakınlarına taşınması nedeniyle hayatlarını tehdit eden bir ikilemle karşı karşıya” diyen Samah Hadid, sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Hudeyde’de mahsur kalan siviller tamamen çaresiz bir şekilde kaderlerini beklemeye terk edildi. Sivillerin hayatı, onları koruma yükümlülüklerini çok sınırlı ölçekte yerine getiren veya hiç getirmeyen tarafların elinde.”
Arka Plan
Hudeyde ilinde Aralık 2017’den beri devam eden savaş, son aylarda liman kentinin civarında şiddetlendi. Bunun sonucunda yüz binlerce sivil yerinden edildi ve insani durum daha da kötüye gitti. Hudeyde kentinin güneyindeki kara savaşının yanı sıra düzenlenen hava saldırıları ve bombardımanlar, yüzlerce sivilin ölmesine, sivillerin yaşadığı evlerin ve sivil altyapının zarar görmesine ve insanların yerinden edilmesine neden oldu. BM Güvenlik Konseyi’nin son günlerde Hudeyde’yi de kapsayacak bir ateşkes anlaşmasını değerlendirmesi nedeniyle çatışmalar kentin dışındaki güney ve doğu bölgelere yayıldı.
BM İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı ve Acil Durumlar Koordinatörü, ülkenin en önemli limanı olan Hudeyde’ye yönelik saldırıların yanı sıra Yemen Riyalinin değer kaybetmesi ve ekonominin çökmesinden kaynaklanan yaygın kıtlığın, Yemen’de bardağı taşıran son nokta olabileceği uyarısında bulundu. Genel Sekreter Yardımcısı, halihazırda açlık tehdidi altındaki sekiz milyon kişiye yakında 3.5 milyon kişinin daha eklenebileceğini belirtti.
Haberler
- Türkiye’deki Yüzlerce Eritreli Zorla Geri Gönderilme Riski Altında
- 22. İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü Eylem Gözlem Raporu
- Hoşgeldin Onur Ayı: Fobilere Karşı Uçurtmalar Havaya
- “Deprem Ne Kadar Sürer?”: Uluslararası Af Örgütü’nden Şubat Depremlerinin yıldönümünde sergi ve söyleşi
- İran: Güvenlik güçleri “Kadın, Yaşam, Özgürlük” protestolarını cezasızlıkla bastırmak için tecavüz ve diğer türde cinsel şiddete başvurdu
- Rusya: “LGBT hareketini” aşırılık yanlısı olarak tanımlayan karar feci sonuçlar yaratacak
- Birleşik Krallık: Polis hafta sonu planlanan Gazze’de ateşkes yürüyüşünün yasaklanması yönündeki siyasi baskılara boyun eğmemeli
- Türkiye: Anayasa Mahkemesi’nin TİP Milletvekili Can Atalay için verdiği hak ihlali kararı ‘gecikmiş bir karar’