Üzerinden beş yıl geçmişken Mihail’i hatırlamak

Uluslararası Af Örgütü Avrupa ve Orta Asya’da ayrımcılık uzmanı Marco Perolini, homofobik ve transfobik nefret suçları mağdurlarının adalete erişimlerinin güvence altına alınması için Bulgaristan’ın ne yapması gerektiğini anlattı.

Mihail, beş yıl önce bugün Sofya’nın Borisova Bahçesi’nde, görgü tanıklarına göre, “parkları geylerden temizlemek” isteyen bir çete tarafından ölümcül bir saldırıya uğradı.

Geçen sene Haziran ayında LGBTİ Onur Yürüyüşü’nü desteklemek için Bulgaristan’ın başkentine gittik. Oradayken Mihail’in annesi Hristina ile uzun bir sohbet ettik ve bize oğlunun katillerinin ona gey olduğunu sandıkları için saldırdığını anlattı.

Hristina Bulgaristan cezai adalet sisteminin hareketsiz kalmasının uzamasıyla ve devletin desteğinin bulunmaması ile mücadele ediyor. Beş yıl sonra, Mihail’i öldürenler hala adalet önüne çıkarılmadı. Bu cezasızlık hali LGBTİ bireylere ve topluluklara çok negatif bir mesaj gönderiyor; bunlardan biri devletin LGBTİ bireylere yönelik en ağır ayrımcılık ve şiddet formlarına konusunda başarısız olduğu.

Hristina’nın sadece oğlu için değil transfobi ve homofobinin ölümcül etkilerini yaşayan herkes için adalet arayışındaki kararlılığına hayranlık duyduk.

Hristina “Beni adalet arayışına iten şey artık böyle vakalar olmaması gerektiği. Şikayet etmeye cesaret edemeyen mağdurlar artık şikayet etmekten korkmamalı. Eğer hukuk yoksa şikayet etmenin bir anlamı olduğunu düşünmüyorum. Bu sadece benim davam değil. Benim davam çok duyuldu ama kimsenin hakkında konuşmadığı daha bir çok benzer vaka var” dedi.

Bulgaristan’daki yasalar mevcut haliyle lezbiyen, gey, biseksüel, trans ve interseks (LGBTİ) bireyleri nefret suçlarına karşı korumuyor. Şüpheliler sonunda yargılanmış olsa bile Mihail’e yönelik işlenmiş suçun ayrımcı tarafı resmi olarak saklı kalacak. Uluslararası Af Örgütü’nün “Kim olduğum için: Homofobi, transfobi ve Avrupa’da nefret suçu” adlı raporunda belgelendiği gibi maalesef başka birçok Avrupa ülkesinde homofobik ve transfobik nefret suçlarına karşılık vermekte yetersiz kalınıyor.

Mihail’in hikayesi Avrupa’da yaşanan tek olay değil. Yakın zamanda Avrupa Temel Haklar Ajansı tarafından yayımlanan bir ankete katılımcı olan LGBTİ bireylerin dörtte birinin son beş yılda saldırıya uğradığını veya şiddet tehdidi aldığını ortaya koyuyor. Mihail’i hatırladığımızda, transfobik ve homofobik saldırılara uğradığını söyleyemeyen -veya söylemek istemeyen- diğer sayısız mağduru da hatırlamalıyız.

Geçen Cumartesi, Bulgaristan Onur Yürüyüşü Sofya’nın sokaklarında yürürken Mihail’in hayatını andı. Onun hatırasını onurlandırmanın en iyi yolu Bulgaristan yetkililerine Mahail’in davasını ilerletmeleri ve nefret suçları kanunlarını değiştirmeleri için baskı yapmayı sürdürmek. Uluslararası Af Örgütü Adalet Bakanı’ndan halihazırda düzenlenen Ceza Kanunu’na nefret suçlarının araştırılması ve yargılanması için temel oluşturacak olan cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği kavramlarının dahil edilmesini güvence altına almasını istedi.

Biz kesinlikle Hristina ve diğer tüm nefret suçları mağdurlarının adalete erişimini engelleyen bir Avrupa’da yaşamak istemiyoruz.