Uluslararası hukuk ve insan hakları kurumlarının İstanbul Barosu’na yönelik girişimlerle ilgili ortak açıklaması

Uluslararası hukuk ve insan hakları kurumları, savcılık yetkililerinin yakın zamanda İstanbul Barosu’na, özellikle de Baro Başkanı İbrahim Kaboğlu ve yönetim kuruluna karşı açtığı ceza soruşturmasından ve davadan derin kaygı duymaktadır. Bu eylemler, İstanbul Barosu’nun 21 Aralık 2024’te yayımladığı, 19 Aralık 2024 tarihinde Suriye’nin kuzeyinde, bölgedeki gelişmeleri takip ettikleri sırada öldürülen gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’in ölümlerine dikkat çeken açıklamasından kaynaklanmaktadır. Bu açıklama, çatışma bölgelerinde gazetecilerin hedef alınmasının uluslararası insancıl hukukun ihlali olduğuna dikkat çekti ve olayla ilgili etkili bir soruşturma çağrısında bulundu.

Açıklamanın ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, baro yönetimi hakkında “terör örgütü propagandası yapmak” ve “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak” suçlarından soruşturma başlattı. 14 Ocak 2025’te Savcılık bir girişimde daha bulunarak, Avukatlık Kanunu’nun 77(5) Maddesi uyarınca Baro Başkanı ve yönetim kurulunun görevlerine son verilmesi istemiyle dava açtı. Dava gerekçesinde, baronun açıklamasının kendisine verilen yetkileri aştığı ve resmi göreviyle uyuşmadığı öne sürüldü.

Bu soruşturma ve dava, Türkiye’de insan haklarının güvence altına alınmasında ve hukukun üstünlüğünün korunmasında hayati rol oynayan bir kurum olan İstanbul Barosu’nun bağımsızlığına ve işleyişine doğrudan bir meydan okuma anlamına gelmektedir.

İstanbul Barosu yönetim kurulu üyelerinden Fırat Epözdemir’in, 23 Ocak 2025’te, Avrupa Konseyi kurumlarına yaptığı savunuculuk ziyareti dönüşünde gözaltına alınması, bu kaygıları daha da derinleştirmiştir. 25 Ocak 2025’te Sulh Ceza Hakimliği, Sayın Epözdemir’in “terör örgütü üyeliği” ve “terör örgütü propagandası yapmak” suçlarından tutuklanmasına karar verdi. Bu karar, Türkiye’deki hukuk toplumu tarafından güvenilir gerekçelerden yoksun olduğu gerekçesiyle sert bir dille eleştirilmekte ve soruşturmanın İstanbul Barosu’nu hedef alan misilleme girişimlerinin bir parçası olabileceği algısını güçlendirmektedir.

İstanbul Barosu’na yönelik bu girişimler, uluslararası insan hakları hukukuna ve hukuk mesleğini düzenleyen ilkelere açıkça aykırıdır.

İfade Özgürlüğü

İstanbul Barosu’nun yayımladığı açıklama, doğrudan Uluslararası Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi’nin 19. Maddesi ile Uluslararası İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. Maddesi'nde ve Avukatların Rolüne İlişkin Birleşmiş Milletler Temel İlkeleri’nin 23. İlkesi'nde yer verildiği üzere, koruma altındaki ifade özgürlüğü alanına girmektedir. Barolar da dahil meslek örgütleri, kamuoyunu ilgilendiren konularda, özellikle de bunlar hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını ilgilendiren konular olduğunda görüş bildirme hak ve görevine sahiptir.

Hukuk Mesleğinin Bağımsızlığı

Avukatların Rolüne İlişkin Birleşmiş Milletler Temel İlkeleri’nin 16., 23. ve 24. ilkeleri, avukatların ve baroların, yetkililerin yersiz müdahalesine maruz kalmadan bağımsız bir şekilde faaliyet göstermesi gerektiğinin altını çizmektedir. Bağımsızlık ilkesi, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin, hukuk mesleğinin icra özgürlüğü hakkındaki 2000(21) Sayılı Tavsiye Kararı ile de güvence altındadır. Yetkililerin, bir baronun seçilmiş üyelerini yalnızca haklarını kullandıkları ve mesleki görevlerini yerine getirdikleri için yargılama ve görevden alma girişimleri, baroların bağımsızlığına yönelik birer saldırıdır; bu durum, hukuk profesyonellerinin yetkilerini kullanma becerilerine zarar verir, hukukun üstünlüğünü ve adil yargılanma hakkının gerçekleşmesini zayıflatma riski taşır.

Savunmaya Karşı Misilleme

Bu dava ve soruşturma, İstanbul Barosu’na karşı, hesap verebilirliği ve uluslararası hukuka bağlı kalınmasını savunmadaki meşru rolünü yerine getirdiği için yapılmış misillemelerdir. Bu girişimler, Avukatların Rolüne İlişkin Birleşmiş Milletler Temel İlkeleri’nin, avukatlara ve barolara karşı mesleki görevlerini yerine getirdikleri için misillemede bulunmayı açıkça yasaklayan Önsözü ile 16. ve 17. İlkeleri’ne aykırıdır. Bu tür adımlar, hukuk mesleğine yönelik kamu güvenini zedelemekte ve Türkiye’deki avukatlar ve barolar üzerinde caydırıcı bir etki yaratmaktadır.

Çağrılar:

Türkiye yetkililerini, şu adımları atmaya çağırıyoruz:

  • İstanbul Barosu yönetimini, mesleki görevlerini yetkileri doğrultusunda yerine getirdikleri için hedef alan tüm soruşturmalara ve kovuşturmalara acilen son verilmelidir.
  • Fırat Epözdemir derhal ve koşulsuz serbest bırakılmalıdır.
  • Türkiye’nin uluslararası hukuk uyarınca sahip olduğu, hukuk mesleğinin bağımsızlığını ve ifade özgürlüğü hakkını güvence altına alma yükümlülüklerine riayet edilmelidir.
  • Baroların mesleki görevlerini müdahale veya yıldırma olmadan yerine getirebilmesi güvence altına alınmalıdır.

Hakimlerin ve Avukatların Bağımsızlığına İlişkin Birleşmiş Milletler Özel Raportörü ve özel yetki sahibi diğer ilgili mercileri, şu adımları atmaya çağırıyoruz:

  • Türkiye Hükümeti’ne acilen, İstanbul Barosu’na yönelik girişimlerle ilgili kaygıları ifade eden bildirimler iletilmelidir.
  • Tüm dünyada hukuk profesyonellerinin bağımsızlığını korumaya yönelik geniş çaplı çabalar kapsamında durum izlenmeli ve raporlanmalıdır.

Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri ve Avrupa Hukuki İşbirliği Komitesi’ni, şu adımları atmaya çağırıyoruz:

  • İstanbul Barosu’na yönelik girişimler ve bunların Türkiye’nin AİHS kapsamındaki yükümlülüklerine uygunluğu hakkında acil bir soruşturma yürütülmelidir.
  • Baroların bağımsız bir şekilde ve misilleme kaygısı olmadan faaliyet gösterebilmesi için Türkiye yetkilileri ile temasa geçilmelidir.

Avrupa Birliği’ni, şu adımları atmaya çağırıyoruz:

  • Türkiye yetkilileri ile kurulan temaslarda İstanbul Barosu’na yönelik girişimler kınanmalıdır.
  • Türkiye’de insan hakları ve hukukun üstünlüğü ile ilgili tartışmalarda hukuk profesyonellerinin bağımsızlığının korunması temel bir unsur haline getirilmelidir.

Uluslararası hukuk ve insan hakları kurumları, İstanbul Barosu ve Türkiye’de adalet, insan hakları ve hukukun üstünlüğü ilkelerini savunmaya devam eden tüm hukuk profesyonelleriyle dayanışma içindedir. Gelişmeleri dikkatle izlemeye devam edeceğiz ve Türkiye’de hukuk mesleğinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü korumak için gerekli tüm tedbirleri savunmaya hazırız.

İmzacılar

The European Association of Lawyers for Democracy and World Human Rights (ELDH)

The Turkey Human Rights Litigation Support Project (TLSP)

Human Rights Watch (HRW)

Behatokia (Basque Observatory of Human Rights), Basque Country

International Association of People’s Lawyers (IAPL)

Center for Research and Elaboration on Democracy ( CRED)

Turkey Tribunal

The Arrested Lawyers Initiative (TALI)

Council of Bars and Law Societies of Europe (CCBE)

Foundation of the Day of the Endangered Lawyer

International Bar Association’s Human Rights Institute (IBAHRI)

Défense Sans Frontière-Avocats Solidaires (Defense Without Borders-Solidarity Lawyers, DSF-AS)

Droit-Solidarité (Law-Solidarity, DS)

Indian Association of Lawyers

Solidarity With OTHERS

Federation of European Bars (FBE)

European Democratic Lawyers (AED)

Arab Lawyers Union 

Frantz Fanon Foundation

Associação Portuguesa de Juristas Democratas (Portuguese Association of Democratic Jurists, APJD)

Socialist Lawyers Association of Ireland 

Marseille Bar Association (France) 

Commission Défense et Droits humains du Barreau de Marseille (Defense and Human Rights Commission of the Marseille Bar Association, CDDH)

La Conférence des bâtonniers de France (The Conference of French Bar Associations)

Berlin Bar Association (Germany)

Legal Team Italia

Union of Peoples’ Lawyers in Mindanao (Philippines)

Demokratische Jurist*innen Schweiz (Democratic Lawyers of Switzerland, DJS)

Democratic Lawyers Association of Bangladesh (DLAB)

Asociación Americana de Juristas (Association of American Lawyers)

International Association of Democratic Lawyers (IADL)

Giuristi Democratici (Italian Democratic Lawyers) 

National Lawyers Guild International Committee 

Magistrats Européens pour la Démocratie et les Libertés (MEDEL)

Arab Lawyers Association (UK)

National Association of Democratic Lawyers (South Africa) 

IACTA Cooperativa de Abogadas de Barcelona (IACTA Barcelona Women Lawyers' Cooperative)

International Observatory for Lawyers in Danger (OIAD)

Lawyers for Lawyers 

The Defence Commission of the Barcelona Bar Association

Rennes Bar Association (France)

Asociación de Derecho Penitenciario Rebeca Santamalia (Rebeca Santamalia Penitentiary Law Association, ASDEPRES)

Haldane Society of Socialist Lawyers

Conselho Regional do Porto da Ordem dos Advogados (Porto Regional Council of the Bar Association, Portugal))

Bar Human Rights Committee of England and Wales (BHRC)

Geneva Bar Association (Switzerland)

European Association of Criminal Bars (ECBA)

Republikanischer Anwältinnen- und Anwälteverein (Republican Lawyers' Association, RAV)

Institut des droits de l’Homme du barreau de Bruxelles (Human Rights Institute of the Brussels Bar, Belgium) 

New York City Bar (USA)

Deutscher Anwaltverein (German Bar Association, DAV) 

The Law Society of England and Wales (LSEW)

International Publishers Association (IPA)

Lyon Bar Association (France)

International Federation for Human Rights (FIDH)

La Conférence des Avocats au Barreau de Paris (The Paris Bar Lawyers’ Conference)

Uluslararası Af Örgütü