Uluslararası Af Örgütü, Osman Kavala ve Gezi Davası tutuklularını düşünce mahkumu ilan etti
- Karar, İstanbul’da gerçekleşen bir basın toplantısıyla açıklandı
Uluslararası Af Örgütü bugün, Gezi Davası sonucunda asılsız suçlamalarla hapsedilen yedi kişiyi düşünce mahkumu ilan etti.
Önde gelen iş insanı ve insan hakları savunucusu Osman Kavala’nın da aralarında bulunduğu aktivistlerin düşünce mahkumu ilan edilmesine yönelik karar, haklarında daha önce verilen beraat kararının bozulması üzerine yapılan suni bir yeniden yargılamanın mahkumiyet kararlarıyla sonuçlanmasından iki ay; mahkemenin, oyçokluğu ile verilen mahkumiyet kararına ilişkin hiçbir somut gerekçe gösteremediği ‘gerekçeli kararı’nı açıklamasından ise bir hafta sonra alındı.
“Gezi Davası tutuklularına yapılan bu şoke edici adaletsizlik, bir kez daha, Türkiye’de yargı sisteminin muhalefeti susturmak için bir baskı aracına dönüştüğünü gösteriyor”
Agnès CallamardUAÖ Genel Sekreteri
Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnès Callamard konu hakkındaki açıklamasında, “Bu yedi kişinin düşünce mahkumu ilan edilmesi, keyfi tutukluluk ve siyasi güdümlü yargılamalarla başlayıp şov niteliğinde bir dava ve mahkumiyet kararlarıyla biten adaletsizlik güncesinin teşhis edilmesidir. Yedi kişinin maruz kaldığı adaletsizlik, Türkiye’de insan haklarına yönelik aşırı sert baskılar kapsamında çok sayıda kişinin yaşadığı adaletsizliğin bir örneğidir” dedi.
25 Nisan’da, Osman Kavala, “hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek” suçlamasıyla ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına mahkum edildi. Yargı yetkilileri Kavala’nın 2013’teki büyük ölçüde barışçıl Gezi Parkı protestolarını organize ve finanse ettiğini öne sürdü ancak bu iddiaları destekleyecek hiçbir kanıt sunmadı. Kavala, Kasım 2017’den beri cezaevinde tutuluyor.
Aynı davada yargılanan mimar Mücella Yapıcı, şehir plancısı Tayfun Kahraman, avukat Can Atalay, belgesel film yönetmeni Mine Özerden, film yapımcısı Çiğdem Mater, yüksek öğretim direktörü Hakan Altınay ve üniversite kurucu üyesi Yiğit Ekmekçi “hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım etmek” suçlamasıyla 18’er yıl hapis cezasına mahkum edildi.
Altı kişi derhal tutuklandı, Yiğit Ekmekçi hakkında ise yakalama kararı çıkarıldı.
"Gezi Davası tutukluları düşünce mahkumudur, derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakılmalılar.”
Agnès CallamardUAÖ Genel Sekreteri
Dün, kendisi de avukat olan, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Kerem Dikmen’in öncülüğündeki üst düzey bir heyet, Gezi Davası tutuklularını cezaevinde ziyaret etti. Ziyaretin ardından bugün, aktivistler, düşünce mahkumu ilan edildi.
“Gezi Davası tutuklularına yapılan bu şoke edici adaletsizlik, bir kez daha, Türkiye’de yargı sisteminin muhalefeti susturmak için bir baskı aracına dönüştüğünü gösteriyor” diyen Agnès Callamard sözlerini şöyle sonlandırdı: “Bu kişilerin cezaevinde geçirdiği her gün, adalet kavramına ve insan haklarına karşı, Türkiye devletinin korumayı taahhüt ettiği ancak defalarca ve pervasızca ihlal ettiği ilkelere karşı yapılmış bir hakarettir. Gezi Davası tutukluları düşünce mahkumudur, derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakılmalılar.”
Düşünce mahkumu ilan edilen yedi kişi kimdir?
Osman Kavala, tüm yaşamını sanat aracılığıyla kültür ve diyaloğu desteklemeye adamış bir iş insanıdır. Anadolu Kültür’ün yanı sıra ülkenin dört bir yanında çok sayıda ilde sanat merkezleri kuran ve sanatsal ifadeyi geliştirmeye yönelik projeler yürüten Kavala, bu yolla daha önce sanat alanına kolayca erişemeyen kişiler için fırsatlar yarattı.
Mücella Yapıcı bir mimar. Gezi Parkı protestoları sırasında Mimarlar Odası İstanbul Şubesi’nin Genel Sekreteri olan Yapıcı, “toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet” suçlamasıyla yargılanan 26 kişiden ve Taksim Dayanışması’nda yer aldıkları için “[yasadışı] örgüt kurmak ve yönetmek” ve “toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet” ile suçlanan beş kişiden biriydi. 26 kişinin tamamı 2015’te beraat etti. Yeniden görülen Gezi Davası, Mücella Yapıcı’nın 2013’teki kitlesel protestolarla bağlantılı olarak karşı karşıya kaldığı üçüncü yargılamaydı.
Tayfun Kahraman, şehir plancısı ve Taksim Dayanışması üyesidir. Kahraman, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde Şehircilik Proje Koordinatörü olarak çalışıyor.
Can Atalay, 2013’teki Gezi Parkı protestoları sırasında Taksim Dayanışması’nın ve Mimarlar Odası İstanbul Şubesi’nin avukatıydı. Atalay, aynı zamanda, 2014’te 301 madencinin patlama sonucu hayatını kaybetmesinin ardından açılan Soma Davası ve 2018’de 24 kişinin öldüğü olayın ardından açılan Çorlu Tren Kazası Davası gibi önemli cezasızlık davalarında yakınlarını kaybeden aileleri temsil ediyor.
Mine Özerden, Taksim Meydanı’ndaki kentsel dönüşüm projesine karşı 2011’de kurulan bir diğer sivil toplum çatı örgütü olan Taksim Platformu’nun üyesidir. Belgesel film yönetmeni Özerden, reklamcılık sektöründe ve sivil toplum örgütlerinde çalışmıştır.
Çiğdem Mater, film yapımcısıdır. Daha önce Boston Globe, Le Nouvel Observateur, the LA Times, RFI ve Sky News gibi çeşitli uluslararası basın örgütlerinde muhabir, çevirmen ve yapımcı olarak çalıştı. 2010’dan bu yana çok sayıda yerel ve uluslararası film ve belgeselin yapımcılığını üstlendi. Mater’in yapımcısı olduğu “Kurak Günler” adlı filmin galası bu yıl Cannes Film Festivali’nde yapıldı ancak kendisi cezaevinde olduğu için gösterime katılamadı. Galada bir koltuk Mater onuruna boş bırakıldı.
Hakan Altınay, Boğaziçi Avrupa Siyaset Okulu’nun Direktörü ve Global Civics Academy’nin Başkanıdır. Financial Times, International Herald Tribune ve New York Times gazetelerinde yazıları yayımlandı. Altınay, Açık Toplum Vakfı Türkiye’nin kurucu direktörüydü.
GEZİ DAVASINDA TUTUKLANANLARIN SERBEST BIRAKILMASI İÇİN HAREKETE GEÇİN
İMZACI OLUN!Dava hakkında daha fazla bilgi almak için:
İhlal prosedürü: https://www.amnesty.org.tr/icerik/turkiye-kavalayi-derhal-serbest-birakmali
Basın Açıklamaları
- Türkiye: Barışçıl muhalefete yönelik baskılara son verin
- Suriye: Toplu katliamlara ilişkin kanıtlar korunmalı
- İsrail: Hizbullah’ın hukuka aykırı saldırılarında hedef hassasiyetinden yoksun silahlar kullanması uluslararası hukukun ihlalidir
- Türkiye: Onur Yürüyüşleri’ne yönelik hukuksuz yasaklamaların caydırıcı etkisine rağmen aktivistler mücadeleye devam ediyor
- İran: Yeni zorunlu başörtüsü yasası kadınlara ve kız çocuklarına yönelik baskıları artırıyor
- Küresel: Küresel düzenin çöküşü insan haklarını tehdit ederken Uluslararası Af Örgütü, adaletsizlikle mücadele etmek için mektup yazma kampanyası başlatıyor
- Türkiye: Gezi Davası’nda yargılananlar beraat ettirilmeli ve adaletsizliğe son verilmeli
- Suriye: Devlet Başkanı Esad yönetiminde onlarca yıldır devam eden ağır insan hakları ihlallerini sona erdirmek ve telafi etmek için tarihi fırsat değerlendirilmeli