Uluslararası Af Örgütü Mülteci Eğitimleriyle Bizlere Yön Gösteriyor

Burak Yel - Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Yüz Yüze Ekibi Üyesi

Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Mülteci Hakları Koordinatörü Volkan Görendağ’ın katılımıyla birlikte mülteci eğitimi gerçekleştirdi. Eğitime Kaos GL, Mülteci – Der ve BM’nin katılımları da zenginlik kattı. Eğitim mülteci hakları konusunda farkındalık yaratabilmek için düzenlendi.

Türkiye Cenevre Sözleşmesi’ni coğrafi bir sınırlamayla kabul etmiştir. Bu durumda Türkiye hala Avrupa dışından gelen insanları mülteci olarak kabul etmemektedir. Türkiye’ye en çok başvuru da Irak, İran, Afganistan’dan geliyor. Türkiye öncelikle mültecileri hayati tehlikelerinin bulunduğu ülkelerine geri göndermek için uğraşıyor. Türkiye, mültecilik statüsünü kolay kolay vermiyor. Mültecilik statüsü alabilmek için önce bir mülakattan geçmek gerekiyor. Ancak Türkiye daha mülakat tarihini bile birkaç yıl sonrasına randevu vererek işleri zora sokuyor.

Sağlık, eğitim, çalışma haklarından mahrum bırakılıyorlar. Sağlık konusunda hastaneye değil, önce karakola gidip polisten izin almaları gerekiyor. Polisler hasta olduklarına inanmadan izin vermiyor. Eğitimden yararlansalar bile kendilerine somut olarak bir diploma verilmiyor. Çalışma izni verilmemesine rağmen ikametgâh harcı talep ediliyor. Bu parayı karşılayabilmek için köle gibi çalışmak zorunda kalıyorlar. İkametgâh harçlarını ödemeden başka ülkelere geçişleri mümkün olmuyor. Devletin belirlediği uydu kentlerde yaşamak zorunda bırakılıyorlar. Emniyetin izni olmadan yerleştirildikleri uydu kentten ayrılamıyorlar. Suriyeliler hariç, mülteciler için Türkiye’de kamp bulunmuyor. Suriyeliler için oluşturulan kamplar hakkında bilgi verilmemesi de endişeye yol açıyor. Mülteciler, Kapıkule gibi yaşamın mümkün olmadığı şartlarda, denetimden uzak yerlerde bir köşede unutulmuş olarak yaşamaya çalışıyorlar.

Mülteci konusu insani bir konu olmasına rağmen çekilen zorluklar görmezden gelinmeye devam ediyor. Karşı tarafta uzlaşacak birilerinin bulunmaması işleri çıkmaza sokuyor.  Çıkmaza girmesinin en büyük nedenlerinden biri yasal bir uygulamanın olmamasından kaynaklanıyor. Türkiye’nin hala bir iltica - göç yasası bulunmuyor. Ayrıca “önce kendi insanımız” diyenlerin çoğunlukta olması ayrımcılığa yol açıyor. Her insanın eşit doğup, özgür yaşacağı bir dünya istiyoruz.  Mülteciliğin hukuki bir statü olduğunu ve mültecilerin istatistik değil insan olduklarının bir an önce herkesin farkına varması gerekiyor. Bunun için de Uluslararası Af Örgütü’ne ve birçok sivil toplum kuruluşuna büyük iş düşüyor.