Uluslararası Af Örgütü Hindistan Şubesi Hindistan hükümetinin saldırıları nedeniyle insan hakları çalışmalarını durdurmak zorunda kaldı
Uluslararası Af Örgütü (UAÖ) Hindistan Şubesi, şubenin tüm banka hesaplarının 10 Eylül 2020’de Hindistan hükümeti tarafından dondurulması nedeniyle ülkedeki tüm insan hakları çalışmalarını durdurmak zorunda kaldı.
Hindistan hükümeti, hak ihlalleriyle ilgili faaliyet yürüten tüm insan hakları örgütlerine karşı son yıllarda temelsiz iddialarla bir cadı avı yürütüyor. Uluslararası Af Örgütü Hindistan Şubesi, Hindistan hükümetinin Keşmir ve Delhi’deki Müslüman azınlıklara karşı yaygın ve ağır insan hakları ihlallerine karşı açıkça ses çıkarması nedeniyle son yıllarda düzenli olarak taciz ve baskılara maruz kalıyordu.
Hindistan şubesine uygulanan bu baskıların insan hakları ihlallerine karşı verilen mücadeleyi engellemek amacı taşıdığını belirten Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Direktörü Ece Ünver yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Uluslararası Af Örgütü, Hindistan hükümetinin Cemmu ve Keşmir’deki insan hakları ihlallerini dünyaya duyurdu. Şubat 2020’de Delhi’de çoğunluğu Müslüman azınlıklardan oluşan 53 kişinin hayatını kaybetmesine ve 500’den fazla kişinin yaralanmasına neden olan şiddet olaylarında polisin saldırganlara yardım ettiğini ve şiddet olaylarına doğrudan katıldığını ortaya koyan araştırmayı yayınladı. Bu faaliyetlerin sonucunda Hindistan hükümetinin hedefi haline geldi.”
“Uluslararası Af Örgütü, Hindistan hükümetinin Cemmu ve Keşmir’deki insan hakları ihlallerini dünyaya duyurdu. Şubat 2020’de Delhi’de çoğunluğu Müslüman azınlıklardan oluşan 53 kişinin hayatını kaybetmesine ve 500’den fazla kişinin yaralanmasına neden olan şiddet olaylarında polisin saldırganlara yardım ettiğini ve şiddet olaylarına doğrudan katıldığını ortaya koyan araştırmayı yayınladı. Bu faaliyetlerin sonucunda Hindistan hükümetinin hedefi haline geldi.”
Ece ÜnverUAÖ Türkiye Şubesi Direktörü
Uluslararası Af Örgütü’nün Keşmir’deki ağır insan hakları ihlalleri ve Delhi’deki ayaklanmalarda yetkililerin rolüne karşı açık eleştirileri ve hesap verilebilirlik talepleri nedeniyle UAÖ Hindistan Şubesi düzenli olarak hükümetin saldırılarına maruz kalıyordu. Baskıların Uluslararası Af Örgütü’nün Hindistan’da insan haklarının korunması ve hak ihlallerinin hesabının verilmesi için sürdürdüğü mücadeleye son vermeyeceğini ifade eden Ünver sözlerine şöyle devam etti:
“Uluslararası Af Örgütü Hindistan Şubesi son sekiz yılda 4 milyondan fazla Hindistanlı tarafından desteklendi ve yaklaşık 100 bin Hindistan vatandaşı şubeye maddi katkı sağladı. Hindistan yasalarına uygun şekilde gerçekleşen bu bağışlarla ilgili daha önce de soruşturmalar gerçekleştirilmiş, baskın düzenlenmiş ve şubenin hesapları daha önce de dondurulmuştu. Hükümet soruşturma kurumları aracılığıyla bağışçıları da taciz ederek ve basına servis ettiği belgelerle karalama kampanyaları yürüterek Hindistan Şubesine kalıcı zarar vermeye çalışmıştı. Hiçbir temeli olmayan bu iddialarla ilgili gerçekleştirilen incelemelerden sonra hiçbir resmi suçlama yapılmamıştı. Bu uygulama son birkaç yıldır Uluslararası Af Örgütü'nü ve personelini taciz eden ve sindirmeye çalışan karalama kampanyasının bir devamıdır ve Hindistan’daki insan hakları çalışmalarına yönelik açık şekilde sürdürülen baskının son adımıdır.”
Ünver sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Uluslararası Af Örgütü dünyanın en büyük insan hakları örgütüdür ve Birleşmiş Milletler dahil olmak üzere birçok hükümetler arası yapıda danışmanlık statüsüne sahibidir. Hindistan dahil olmak üzere faaliyet yürüttüğü tüm ülkelerde yasalara uygun şekilde faaliyet yürütmektedir. Tüm şubeler iç ve dış denetime tabi olduğu gibi uluslararası hareketin de denetimine tabidir. Hiçbir delil olmadan insan hakları örgütlerine suç örgütü gibi davranılması ve eleştirel fikirleri olan kişilere suçlu muamelesi yapılması aslında korku iklimi yaratmayı ve eleştirel sesleri susturmayı amaçlıyor. Hindistan hükümeti sivil toplum ve insan hakları savunucularına yönelik yaygın ve sistematik bir taciz ve baskı uyguluyor. Hindistan, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi’nin bir üyesi olarak hesap verebilirlik ve adalet çağrılarına karşı baskı uygulamak yerine bu çağrılara kulak vermeli ve hak ihlallerinin sorumlularını yargı önüne çıkartmalıdır.
"Hindistan hükümeti sivil toplum ve insan hakları savunucularına yönelik yaygın ve sistematik bir taciz ve baskı uyguluyor. Hindistan, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi’nin bir üyesi olarak hesap verebilirlik ve adalet çağrılarına karşı baskı uygulamak yerine bu çağrılara kulak vermeli ve hak ihlallerinin sorumlularını yargı önüne çıkartmalıdır."
Ece ÜnverUAÖ Türkiye Şubesi Direktörü
Tüm tehlikelere rağmen Cemmu ve Keşmir’deki ve Delhi’deki hak ihlalleri ve şiddet ile ilgili Hindistan yetkililerini hesap vermeye çağıran arkadaşlarımızla gurur duyuyoruz. Tüm dünyada olduğu gibi Hindistan’da da insan hakları ihlallerini durdurmak, insan hakları savunucularına yönelik baskılara son vermek için çalışmaya devam edeceğiz.”
Uluslararası Af Örgütü Hindistan Şubesine yönelik saldırılar ve tacizler
25 Ekim 2018: Maliye Bakanlığına bağlı mali soruşturma kurumu olan Uygulama Müdürlüğü (Enforcement Directorate) memurları Uluslararası Af Örgütü Hindistan Şubesine baskın düzenledi. Kapıları kilitleyen görevliler 10 saat boyunca şubeyi aradı. Görevliler tarafından talep edilen belgelerin büyük çoğunluğu zaten kamuya açık şekilde yayınlanmıştı ve talep ettikleri tüm belgeler yetkililere sunuldu. Ayrıca şubenin yöneticilerinden birinin evine de baskın düzenlendi. Baskından hemen sonra şubenin banka hesapları Uygulama Müdürlüğü tarafından donduruldu. Bu nedenle Uluslararası Af Örgütü Hindistan Şubesi ülkedeki insan hakları çalışmalarını etkileyecek şekilde çalışan sayısını azaltmak zorunda kaldı. Devam eden soruşturmalar ve uydurulan suçlamaların yanı sıra, Hindistan hükümeti Uygulama Müdürlüğü’ne sunulan belgelerden bir kısmını basına servis ederek Uluslararası Af Örgütü’ne karşı bir karalama kampanyası başlattı.
2019: Yılın ilk aylarında Gelir Vergisi Dairesi, 30’dan fazla küçük miktarlarda düzenli bağış yapan kişiye soruşturma mektupları göndermeye başladı. Hiçbir usulsüzlük tespit edilmemesine rağmen bu taciz uygulaması bağış yapmak isteyenlerin çekinmesine neden olarak Uluslararası Af Örgütü Hindistan Şubesinin bağış kampanyalarını olumsuz şekilde etkiledi.
Haziran 2019: Uluslararası Af Örgütü Hindistan Şubesi’nin Cemmu ve Keşmir’de Kamu Güvenliği Yasası’nın kötüye kullanımı hakkındaki üçüncü “Hukuksuz Yasa” raporunu duyuracağı basın toplantısının düzenlenmesi engellendi.
22 Ekim 2019: Uluslararası Af Örgütü, Hindistan hükümetinin anayasasının Cemmu ve Keşmir’e özel statü tanıyan 370. Maddesini ilga etmesinin ardından Cemmu ve Keşmir’de yaşanan insan hakları ihlallerine dair ABD Kongresi’nde beyanda bulundu.
15 Kasım 2019: ABD kongresindeki beyanın ardından örgütün üst düzey yetkililerinin tutuklanacağı söylentileri arasında UAÖ Hindistan Şubesinin ofislerine ve bir yöneticinin evine tekrar baskın düzenlendi.
13 Nisan 2020: UAÖ Hindistan Şubesi, Uttar Pradeş hükümetine pandemi sırasında baskıcı yasaları kullanarak gazetecilere gözdağı vermeyi durdurma çağrısında bulundu. 15 Nisan 2020'de Siber Suç Polisi, UAÖ Hindistan Şubesinin insan hakları çalışmalarında kullandığı Twitter hesabı @AIIndia hakkında Twitter'dan bilgi talep etti.
5 Ağustos 2020: Anayasanın 370.maddesinin ilga edilmesinin yıldönümünde UAÖ Hindistan Cemmu ve Keşmir’deki insan haklarının durumuna dair bir güncelleme yayınladı.
28 Ağustos 2020: UAÖ Hindistan Şubesi, Şubat 2020’de Delhi’de gerçekleşen ve çoğunluğu Müslüman azınlıktan 53 kişinin hayatına mal olan ayaklanmaların altıncı ayında ayaklanmalarda Delhi polisinin suç ortaklığını ortaya koyan bir rapor yayınladı.
10 Eylül 2020: Son iki raporun ardından, Hindistan hükümeti soruşturma kurumları eliyle UAÖ’yü taciz etme ve gözdağı verme faaliyetlerine hız kazandırdı. UAÖ Hindistan Şubesinin tüm banka hesapları Uygulama Müdürlüğü tarafından donduruldu. Örgüt bu nedenle insan hakları çalışmalarının büyük oranda durdurmak zorunda kaldı.
Basın Açıklamaları
- Türkiye: Barışçıl muhalefete yönelik baskılara son verin
- Suriye: Toplu katliamlara ilişkin kanıtlar korunmalı
- İsrail: Hizbullah’ın hukuka aykırı saldırılarında hedef hassasiyetinden yoksun silahlar kullanması uluslararası hukukun ihlalidir
- Türkiye: Onur Yürüyüşleri’ne yönelik hukuksuz yasaklamaların caydırıcı etkisine rağmen aktivistler mücadeleye devam ediyor
- İran: Yeni zorunlu başörtüsü yasası kadınlara ve kız çocuklarına yönelik baskıları artırıyor
- Küresel: Küresel düzenin çöküşü insan haklarını tehdit ederken Uluslararası Af Örgütü, adaletsizlikle mücadele etmek için mektup yazma kampanyası başlatıyor
- Türkiye: Gezi Davası’nda yargılananlar beraat ettirilmeli ve adaletsizliğe son verilmeli
- Suriye: Devlet Başkanı Esad yönetiminde onlarca yıldır devam eden ağır insan hakları ihlallerini sona erdirmek ve telafi etmek için tarihi fırsat değerlendirilmeli