Uluslararası Af Örgütü dünyanın en büyük insan hakları kampanyasını başlatıyor

Uluslararası Af Örgütü, Haklar için Yaz isimli küresel mektup yazma kampanyasının on beşincisini Aralık ayında başlatıyor. Bangladeş’te bıçaklanarak öldürülen LGBTİ+ aktivistin ailesi, Jamaika polisinin vurduğu genç adamın kız kardeşi ve Türkiye’deki 11 insan hakları savunucusu, Uluslararası Af Örgütü destekçilerinden dayanışma mektupları alacak kişilerden bazıları.

Uluslararası Af Örgütü’nün tüm dünyadan destekçileri, her yıl Aralık ayında düzenlenen dünyanın en büyük insan hakları kampanyası çerçevesinde insan hakları saldırı altında olan kişiler için milyonlarca mektup kaleme alıyor ve harekete geçiyor. Geçen yıl bu doğrultuda en az 4,6 milyon imza ve mektup gönderildi.

Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Salil Shetty, konuya ilişkin yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: “Haklar için Yaz kampanyası 15 yıldır insanlara en karanlık zamanlarında umut verdi. Cezaevinde hasta olduğunuzu ve binlerce destek ve dayanışma mektubu aldığınızı ya da dünyanın her yerinden insanların katledilen bir yakınınız için dile getirdiğiniz adalet talebinizin arkasında olduğunu fark ettiğinizi düşünün. Mektup yazmak insanların hayatlarını değiştirebilir.”

Shetty, sözlerini şöyle sürdürdü: “İnsan hakları savunucuları dünyanın her yerinde saldırı altında ve sadece internet üzerinde kendilerini ifade ettikleri veya çevreyi korudukları için suçlu muamelesi görüyorlar. Onlara yalnız olmadıklarını göstermek şimdi her zamankinden daha önemli. Haklar için Yaz kampanyası yetkililere gözümüzün üstlerinde olduğuna dair güçlü bir mesaj veriyor. İnsanları taciz edebilir, sansürleyebilir veya cezaevine koyabilirler, ancak bu insanlarla dayanışma içinde olan tüm dünyadan milyonlarca kişiyi susturamazlar.”

Bu yıl mektup alanlar arasında, ilk kez, insan hakları çalışmaları nedeniyle ‘terörizm’ ile bağlantılı temelsiz suçlamalarla Türkiye’de yargılanan iki Uluslararası Af Örgütü mensubu da var. Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Taner Kılıç, 9 Haziran 2017’de tutuklandı ve hala cezaevinde. Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Direktörü İdil Eser ve kurumun Türkiye şubesinin kurucularından Özlem Dalkıran, 5 Temmuz’da katıldıkları bir insan hakları çalıştayı sırasında gözaltına alınan 10 insan hakları savunucusu arasında yer alıyor. Hak savunucuları cezaevinde geçirdikleri dört aydan sonra Ekim ayında serbest bırakıldı, ancak kendilerine yöneltilen suçlamalar devam ediyor.

Tüm gücüyle hakikati dile getirenler

Uluslararası Af Örgütü destekçileri dayanışma mesajları göndermenin yanı sıra iktidardaki kişilere insan hakları savunucularını korumaları çağrısında bulundukları mektuplar da yazabilir.

Uluslararası Af Örgütü geçen yıl ABD’deki sivil toplum kuruluşlarıyla beraber Beyaz Saray’a 1.101.252 imza ileterek Başkan Obama’dan Amerikan Ulusal Güvenlik Teşkilatı’na ait bilgileri ifşa eden Edward Snowden’ı affetmesini talep etti. Snowden, konu hakkında şunları söyledi:

“Sarsılmaz savunuculuğunuz ve desteğiniz için alçak gönüllülükle ve tüm kalbimle size teşekkür ederim. Hakikatin önemli olduğunu hep bir ağızdan söylemek üzere bir milyondan fazla kişi bir araya geldiniz. Minnettarlığımı kelimelerle ifade edemem.”

Uluslararası Af Örgütü’nün bu yıl yazdığı kişiler arasında şunlar var:

Türkiye Adalet Bakanı'na absürt terör suçlamalarıyla tutuklanan Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Taner Kılıç'ın serbest bırakılması ve Taner Kılıç ve Büyükada'da olağan bir çalıştay sırasında göz altına alınan 10 hak savunucusuna yönelik tüm suçlamaların düşürülmesi çağrısı yapılıyor.

Bangladeş İçişleri Bakanı’na Zulhaz Mannan’ı öldürenleri, ölüm cezasına başvurmaksızın adalet önüne çıkarması çağrısı yapılıyor. Bangladeş’in tek LGBTİ+ dergisinin kurucusu olan Zulhaz, Nisan 2016’da bir meslektaşıyla beraber evinde olduğu sırada evine zorla giren eli palalı erkekler tarafından bıçaklanarak öldürüldü. Birçok kanıt mevcut olmasına rağmen katiller hala cezalandırılmadı.

Jamaika Başbakanı’na, 2014’te polisin öldürüldüğü erkek kardeşi Naikea için adalet mücadelesi veren ve polisin tehditlerine boyun eğmeyi reddeden Shackelia Jackson’ı koruması söyleniyor. Geçen on yıl içinde Jamaika’da çoğunluğu genç ve yoksul 2.000 civarında erkek, polis tarafından öldürüldü.

İsrail Başbakanı’na, Filistin topraklarındaki hukuk dışı İsrail yerleşimlerine son verilmesini talep eden Filistinli insan hakları savunucuları Ferid el-Atraş ve İsa Amro’ya yönelik tüm suçlamaları düşürmesi söyleniyor. Askerler ve yerleşimcilerin sonu gelmeyen saldırılarına cesaretle karşı koyan Ferid ve İsa’ya barışçıl bir protesto yürüyüşüne katılmaları nedeniyle saçma suçlamalar yöneltiliyor.

Uluslararası Af Örgütü’nün Haklar İçin Yaz kampanyası ilk kez 15 yıl önce yapıldı. O zamandan beri tüm dünyadan milyonlarca aktivist harekete geçti. Bu eylemler her yıl somut değişimler yaratıyor. Haksız yere cezaevine konan insanlar serbest bırakıldı, işkenceciler adalet önüne çıkarıldı ve cezaevindeki insanlar daha insani muamele görmeye başladı.

Ayrıca, bir mektup en umutsuz zamanlarında insanlara umut verebilir.

Kongolu aktivistler Fred Bauma ve Yves Makwambala 17 ay cezaevinde kaldıktan sonra 2016’da serbest bırakıldıklarında, onlara mektup yazan destekçilerine şunları söylediler:

“Her mektup, her ziyaret, her sözcük bizi güçlendirdi ve özgürlük ve demokrasi için verdiğimiz bu uzun ama haklı mücadeledeki kararlılığımızı artırdı.”

Uluslararası Af Örgütü bu yıl dünyanın her yerinde daha fazla insanın, grubun ve topluluğun haklarına saygı gösterilmesini sağlamak için insanlara desteklerini ifade etme çağrısı yapıyor: Çad’da ifade özgürlüğü hakkından Çin’de barınma hakkına kadar...

Bu yıl desteğinize acilen ihtiyaç duyan kişiler ve gruplar şunlar:


Zulhaz Mannan

Zulhaz, eşcinsel ilişkilerin yasadışı olduğu Bangladeş’te cesaret isteyen bir girişimde bulunarak ülkenin tek LGBTİ+ dergisini kurdu. Bir meslektaşıyla beraber evinde olduğu sırada eli palalı bir grup erkek zorla evine girdi ve her ikisini de bıçaklayarak öldürdü. Güvenlik kamerası görüntüleri ve görgü tanıklarının ifadeleri de dahil olmak üzere birçok kanıt bulunmasına rağmen bu vahşi cinayeti işleyen katiller bir yıldır cezalandırılmadı.


Mahadine

Kamuoyunda Mahadine olarak bilinen Tadjadine Mahamat Babouri, Çadlı bir internet aktivisti. Eylül 2016’da Facebook’ta Çad hükümetini eleştiren videolar paylaştı. O günler içinde sokakta saldırıya uğradı, dövüldü ve haftalarca zincire bağlı tutuldu. Cezaevinde tüberküloz olan Mahadine şu an ağır hasta ve müebbet hapis cezasıyla karşı karşıya.


Ni Yulan

Daha önce avukatlık yapan Ni Yulan, ranta dayalı inşaat projeleri nedeniyle evlerini terk etmeye zorlanan çok sayıda insana destek verdi. Barınma haklarını savunduğu için 20 yıl boyunca süren şiddetli tacizlere cesaretle karşı koyan Ni Yulan, yetkililer tarafından izlendi, tutuklandı ve defalarca evinden zorla çıkarıldı. Gözaltında tutulduğu bir sefer öyle şiddetle dövüldü ki şu an tekerlekli sandalye kullanıyor. Ni Yulan, insanların hakları için harekete geçmelerine destek olmaya devam ediyor.


Hanan Badr el-Din

Hanan Badr el Din’in hayatı eşi Temmuz 2013’te kaybedildiğinde tamamen değişti. Hanan onu son kez televizyonda gördü. Eşi, katıldığı bir eylemden sonra yaralı ve hastanedeydi. Yorulmak bilmeden eşini arayan Hanan’nın yolu, Mısır güvenlik güçleri tarafından kaybedilen diğer kişilerin yakınlarıyla kesişti. Mısır’daki yüzlerce kaybın herkesçe duyulmasını sağlayan güçlü bir ses haline gelen Hanan, eşiyle ilgili bilgi talep ettiği son seferde asılsız iddialarla tutuklandı. Hanan’a beş yıl hapis cezası verilebilir.


Sakris Kupila

Finlandiya’da 21 yaşında bir tıp öğrencisi olan Sakris Kupila, kendisini hiçbir zaman kadın olarak tanımlamadı. Ancak kimlik belgelerinin – ona doğumunda atfedilen cinsel kimlik olan – kadın olduğunu belirtmesi nedeniyle Sakris her gün ayrımcılığa maruz kalıyor. Finlandiya’da cinsel kimliğini yasal olarak değiştirmek isteyen birinin “ruhsal bozukluk” nedeniyle tedavi görmesi ve kısırlaştırılması gerekiyor. Sakris bu aşağılayıcı muameleye itiraz ediyor. Kendisine yönelik tehditlere ve açık düşmanlığa rağmen yasada değişiklik yapılmasını talep etmeyi sürdürüyor.


MILPAH Yerli Hareketi

Honduras’ta yerli Lenka topluluğu için toprak hayat demek. Fakat hidroelektrik, madencilik ve doğal kaynaklarla ilgili diğer büyük çıkarlar topraklarını sömürme amacı taşıyor. La Paz Bağımsız Lenka Yerli Hareketi (MILPAH) sömürüye karşı mücadelede başı çekiyor. Lenka yerlilerine ait olan doğayı koruma mücadelesi veren MILPAH, karalama kampanyalarına, ölüm tehditlerine ve fiziksel saldırılara cesaretle karşı koyuyor; ancak onlara saldıranlar çoğunlukla adalet önüne çıkarılmıyor.


Ferid ve İsa

Ferid el-Atraş ve İsa Amro, İsrail’in Filistin topraklarında 50 yıldır sürdürdüğü işgalden kaynaklanan bir savaş suçu olan İsrail yerleşimlerine son verilmesini talep eden Filistinli iki aktivist. Kendilerini şiddetsizliğe adamış olan aktivistler, askerler ve yerleşimcilerin sonu gelmeyen tehditleri ve saldırılarına cesaretle karşı koyuyor. Şubat 2016’da İsa ve Ferid, yerleşimlere ve İsrail işgaline karşı barışçıl bir yürüyüş gerçekleştirdi. Bu nedenle de yürüttükleri insan hakları çalışmalarını engelleme maksadı taşıdığı çok açık olan gülünç suçlamalarla karşı karşıyalar.


Shackelia Jackson

Shackelia Jackson vazgeçmeyecek. Erkek kardeşi Nakiea polis tarafından vurulduğunda Shackelia, cinayete ilişkin adalet sağlaması için Jamaika’nın ağır işleyen mahkeme sistemiyle cesur bir mücadele başlattı. Mücadelesini sürdürürken sevdikleri benzer şekilde öldürülen onlarca aileyi bir araya getirdi. Bu nedenle polis, Shackelia’nın topluluğuna defalarca baskın düzenledi ve onları taciz etti. Ancak Shackelia susturulamayacak.


Clovis Razafimalala

Clovis, Madagaskar’ın giderek yok olan yağmur ormanını korumak için elinden geleni yapıyor. Yağmur ormanındaki gül ağaçları, onların hepsini satıp bitirmeye kararlı görünen kaçakçı ağının tehdidi altında ve bu paha biçilemez kaynak üzerinde yapılan yasadışı ticaret milyarlarca doları buluyor. Clovis bu nadir, yakut renkli ağaçları kurtarma çabaları nedeniyle tacizlere maruz kalıyor. Asılsız suçlamalarla mahkum edilen Clovis her an cezaevine girebilir.


Türkiye

Türkiye’de hayatlarını gazetecilerin, aktivistlerin ve diğer muhalif seslerin insan haklarını savunmaya adamış olan 11 kişinin kendisi şu an tehlike altında. Uluslararası Af Örgütü Türkiye Direktörü İdil Eser ile beş aydır tutuklu yargılanan ve hala cezaevinde olan Yönetim Kurulu Başkanı Taner Kılıç da bu kişiler arasında. Absürt bir şekilde ‘terörizmle’ bağlantılı suçlamalarla yargılanan hak savunucuları, 15 yıla kadar hapis cezasına mahkum edilebilir.