Uluslararası Af Örgütü 2016 Yıllık Raporu yayımlandı!
Uluslararası Af Örgütü, her yıl dünya çapındaki insan hakları ihlallerini mercek altına aldığı yıllık raporunu bugün yayımladı. 2016'da 159 ülkedeki insan hakları temelli kaygıların dile getirildiği raporda, dünyanın çeşitli yerlerinde yaşanan silahlı çatışmalara, sivillere yönelik acımasız ve şiddetli saldırılara, devam eden mülteci krizine ve siyasetçilerin insan haklarına derinden zarar verecek politikalar üreten ayrıştırıcı beyanlarına ve “biz ve onlar” söylemine dikkat çekildi.
Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Direktörü İdil Eser, Kampanyalar ve Savunuculuk Direktörü Ruhat Sena Akşener ile Uluslararası Sekreterya Türkiye Araştırmacısı Andrew Gardner tarafından açıklanan raporda, hükümetlerin ve silahlı grupların insan haklarını istismar etmesiyle, 2016'nın milyonlarca kişi için sefalet ve korku yılı olduğu ifade edildi.
Milyonlarca insanın bu ihlaller nedeniyle eziyetlere maruz kaldığını belirten İdil Eser, "Halep'in bazı bölgelerinde taş üstünde taş kalmadı, Yemen'de sivillere yönelik şiddet devam etti. Hastanelerin kasıtlı şekilde bombalanması bu iki ülkede rutin bir olay haline geldi. Myanmar'da Rohingya halkının durumu giderek kötüleşti. Özetle 2016 yılında dünya daha karanlık ve daha istikrarsız bir yer oldu" dedi.
Dünyada nefret söyleminin giderek arttığına ve “şeytanlaştırma söylemine” dikkat çeken Ruhat Sena Akşener ise ABD Başkanı Donald Trump'ın kadın ve yabancı düşmanlığının öne çıktığı ayrıştırıcı beyanlara yer verdiği bir seçim kampanyasıyla göreve geldiğini hatırlattı. Eser, "Nefret dolu retorik insan doğasının en karanlık içgüdülerini serbest bıraktı. İktidarda olanlar, sosyal ve ekonomik sorunlar için bütün sorumluluğu belirli gruplar üzerine yıkarak özellikle Avrupa ve ABD’de ayrımcılık ve nefret suçlarını körükledi" şeklinde konuştu.
TÜRKİYE'DE İNSAN HAKLARI DURUMU KÖTÜYE GİTTİ
Raporda Türkiye'de de insan hakları durumunun ciddi biçimde kötüye gittiği vurgulandı. 15 Temmuz'daki darbe girişiminden sonra, OHAL boyunca muhalif sesler üzerindeki baskının arttığı belirtilirken, 90 binden fazla kamu çalışanının işten çıkarıldığı, en az 118 gazetecinin tutuklandığı, 184 medya kuruluşunun keyfi ve kalıcı olarak kapatıldığı bilgisine yer verildi.
Geçen yıl Türkiye'de güvenlik güçleri tarafından gerçekleştirilen insan hakları ihlallerine değinen Andrew Gardner, "İhlaller, özellikle şehir nüfusunun süresiz 24 saatlik sokağa çıkma yasağı altında tutulduğu güneydoğu bölgesinde cezasızlıkla devam etti. Yaklaşık yarım milyon kişi ülke içerisinde yerlerinden edildi" dedi.
Raporda, işkence ve kötü muamele iddialarına da atıf yapıldı. Gardner, "Türkiye’nin güneydoğusunda sokağa çıkma yasağının olduğu bölgelerde ve darbe girişiminin hemen ardından daha belirgin şekilde Ankara ve İstanbul’da, polis gözetiminde rapor edilen işkence ve diğer kötü muamelelerde artış yaşandı. Hak ihlallerine yönelik soruşturmalar ise sonuçsuz kaldı" şeklinde konuştu.
Raporun Türkçe haline ulaşmak için lütfen tıklayınız.
Raporun İngilizce haline ulaşmak için lütfen tıklayınız.
Küresel basın açıklamasına ulaşmak için lütfen tıklayınız.
Raporun Türkiye ile ilgili bölümüne ulaşmak için lütfen tıklayınız.
Basın Açıklamaları
- İsrail/İşgal Altındaki Filistin Toprağı: Netanyahu, Gallant ve El Masri kendilerine isnat edilen savaş suçları ve insanlığa karşı işlenen suçlardan ötürü UCM’de adalet önüne çıkarılmalı
- Ukrayna: Rusya’nın savaş suçu kapsamına giren saldırılarında çocuklar öldürülmeye ve yaralanmaya devam ediyor
- ABD, İsrail’in insani yardımları engellemesine karşılık ABD yasalarını uygulamıyor
- Türkiye: “Etki ajanı” olarak bilinen yasa teklifinin geri çekilmesi sivil toplum için önemli bir kazanım
- Küresel: FIFA 2034 Dünya Kupası adaylık sürecini durdurmalı ve 2030 için güvenilir bir insan hakları stratejisi talep etmeli
- COP29: Liderler adil iklim finansmanı sağlamayı ve fosil yakıtlardan tamamen uzaklaşmayı taahhüt etmeli
- Uluslararası Af Örgütü ABD Başkanlığına seçilen Trump’ın ikinci döneminde de insan haklarını savunacak
- Türkiye: ‘Etki ajanı’ yasası olarak bilinen yasa teklifi sivil topluma yönelik bir saldırıdır ve reddedilmelidir