Ukrayna: Rusya’nın sivilleri hukuka aykırı olarak nakletmesi savaş suçudur ve insanlığa karşı işlenen suç kapsamına girebilir
- Rusya güçleri sivilleri işkenceye maruz bıraktı ve Ukrayna’dan sınır dışı etti.
- Zorla nakillerin ardından çocuklar ailelerinden koparıldı.
- Yaşlılar, engelliler ve çocuklar Rusya’dan çıkmaya çalışıyor.
Uluslararası Af Örgütü bugün yayımladığı yeni raporda, Rusya yetkililerinin Ukrayna'nın işgal altındaki bölgelerinden sivilleri zorla naklettiğini ve sınır dışı ettiğini, bu uygulamaların savaş suçu oluşturduğunu ve insanlığa karşı işlenen suç kapsamına da girebileceğini belirtti.
"Hapishane Konvoyu Gibi": Rusya'nın Ukrayna'da Sivilleri Hukuka Aykırı Olarak Nakletmesi ve 'Filtreleme' Esnasındaki Suistimaller başlıklı rapor, Rusya güçleri ve Rusya kontrolündeki güçlerin işgal altındaki Ukrayna'da sivilleri Rusya kontrolündeki bölgelere veya Rusya'ya nasıl zorla naklettiğinin ayrıntılarına yer veriyor. Süreç boyunca, uluslararası insancıl hukuk ihlal edilerek çocuklar ailelerinden ayrı tutuluyor.
Siviller, Uluslararası Af Örgütü'ne, 'filtreleme' olarak bilinen ve zaman zaman keyfi alıkoyma, işkence ve diğer türde muameleye yol açan müdahaleci tarama işlemlerinden geçmeye zorlandıklarını anlattı.
Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnès Callamard konu hakkındaki açıklamasında, "Çocukları ailelerinden ayırmak ve insanları evlerinden yüzlerce kilometre uzağa gitmeye zorlamak, Rusya işgalinin Ukraynalı sivillere yaşattığı şiddetli ıstırabın bir diğer kanıtıdır. Rusya güçleri Ukrayna'ya karşı, başlı başına uluslararası bir suç olan saldırı savaşını başlattığından bu yana sivilleri gelişigüzel saldırılara maruz bıraktı, hukuka aykırı olarak öldürdü, sayısız hayatı yok etti ve aileleri birbirinden ayırdı. Hiç kimse, çocuklar bile bu yapılanların dışında bırakılmadı" dedi.
"Rusya'nın zorla nakil ve sınır dışı etmeyi içeren vahim taktiği savaş suçudur. Uluslararası Af Örgütü bunun insanlığa karşı işlenen bir suç olarak soruşturulması gerektiği kanaatindedir" diyen Callamard sözlerini şöyle sürdürdü:
"Zorla nakledilen ve hâlâ hukuka aykırı olarak alıkonulan herkesin gitmesine izin verilmeli ve bu suçları işlemekten sorumlu olan herkesten hesap sorulmalıdır. Rusya'nın nezaretindeki çocuklar aileleriyle bir araya getirilmeli ve Ukrayna hükümetinin kontrolündeki bölgelere geri dönüşleri kolaylaştırılmalıdır."
"Zorla nakledilen ve hâlâ hukuka aykırı olarak alıkonulan herkesin gitmesine izin verilmeli ve bu suçları işlemekten sorumlu olan herkesten hesap sorulmalıdır. Rusya'nın nezaretindeki çocuklar aileleriyle bir araya getirilmeli ve Ukrayna hükümetinin kontrolündeki bölgelere geri dönüşleri kolaylaştırılmalıdır."
Agnès CallamardUluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri
Uluslararası Af Örgütü çocuklar, yaşlılar ve engelliler dahil belirli grupların üyelerinin Rusya işgali altındaki diğer bölgelere zorla nakledildiği veya hukuka aykırı olarak Rusya'ya sınır dışı edildiği vakaları belgeledi. Bir vakada, bir kadın filtreleme esnasında uluslararası insancıl hukuk açıkça ihlal edilerek 11 yaşındaki oğlundan ayrıldı, alıkonuldu ve sonrasında oğluyla bir araya gelmesine izin verilmedi.
Filtreleme sırasında alıkonulan kişiler Uluslararası Af Örgütü'ne, dövülmek, elektrik şokuna maruz bırakılmak ve infazla tehdit edilmek dahil işkence ve diğer türde kötü muamele gördüklerini belirttiler. Diğer kişilere yiyecek ve su verilmedi ve birçoğu tehlikeli ve aşırı kalabalık koşullarda alıkonuldu.
Uluslararası Af Örgütü Ukraynalı 88 kişiyle görüşmeler yaptı. Çoğunluğu Mariupol'den, bir kısmı ise Harkov, Luhansk, Herson ve Zaporijya'dan sivillerdi. Mariupollü siviller başta olmak üzere çoğu, onlara Rusya'ya ya da Rusya kontrolündeki diğer bölgelere gitmek dışında bir seçenek bırakmayan zorlayıcı koşulları tarif etti.
Uluslararası Af Örgütü Rusya'nın, Donetsk Bölgesi’nin Rusya kontrolündeki kısmı olan sözde 'Donetsk Halk Cumhuriyeti' (DHC) dahil Ukrayna topraklarındaki işgalini yasa dışı olarak değerlendirmektedir.
Mariupol'den zorla nakiller
Mart 2022 başında, Ukrayna'nın güneydoğusundaki Mariupol kenti Rusya güçleri tarafından tamamen kuşatıldı ve tahliyeler imkansız hale geldi. Kent, neredeyse aralıksız olarak bombalandı ve siviller suya, ısınmaya ve elektriğe erişemedi.
Mart ortasında binlerce kişi, Ukrayna hükümetinin kontrolündeki bölgelere gitmek üzere kentten tahliye edebildi; ancak Rusya peyderpey kenti işgal ederken sivillerin bir kısmını kendi kontrolündeki mahallelere zorla naklederek bu kişilerin diğer kaçış rotalarına erişimini engelledi. Siviller, DHC'ye giden 'tahliye' otobüslerine binmek zorunda hissettiklerini ifade etti.
33 yaşındaki Milena Uluslararası Af Örgütü'ne, Mariupol'den kaçmaya çalışırken yaşadıklarını şöyle anlattı, "Tahliyeyle ilgili sorular sormaya başladık, nereye gidilebileceğiyle ilgili… [Bir Rusya askeri] yalnızca DHC'ye ya da Rusya'ya gitmenin mümkün olduğunu söyledi. Başka bir kız [tahliye için] başka ihtimaller olup olmadığını sordu, mesela Ukrayna'ya [gidebilir miydi?]. Yanıt hemen geldi; asker durdurdu ve 'DHC'ye veya Rusya Federasyonu'na gitmezsen sonsuza kadar burada kalırsın' dedi."
Milena'nın geçmişte Ukrayna ordusunda denizci olan eşi bundan kısa bir süre sonra Rusya sınırını geçerken alıkonuldu ve hâlâ serbest bırakılmadı.
Çocuklar ve risk altındaki diğer gruplar zorla tahliye edildi
Silahlı çatışma yasaları siviller dahil koruma altındaki kişilerin işgal altındaki bölgelerden bireysel olarak veya toplu halde zorla nakledilmesini yasaklar. Birçok vakada, ebeveynleri veya diğer vasileri olmadan Ukrayna kontrolündeki topraklara kaçan çocuklar Rusya ordusunun kontrol noktalarında durduruldu ve Donetsk'te Rusya kontrolündeki yetkililerin gözetimine gönderildi.
Yukarıda anıldığı gibi, 11 yaşındaki bir erkek çocuk, filtreleme sırasında uluslararası insancıl hukuk ihlal edilerek annesinden ayrıldı. Çocuk ve annesi Nisan ayı ortalarında Rusya güçleri tarafından Mariupol'deki Illich Demir-Çelik Fabrikasında yakalandı ve alıkonuldu.
Çocuk, Uluslararası Af Örgütü'ne, "Annemi başka bir çadıra götürdüler. Sorgulanıyordu. Bana annemden uzağa götürüleceğimi söylediler. Şok oldum. Annemin nereye gittiğiyle ilgili tek laf etmediler. O günden beri de haber alamıyorum" dedi.
Rapor aynı zamanda Mariupol'de yaşlılara ve engellilere yönelik bir devlet kurumunda kalan 92 kişinin Donetsk'e zorla nakledildiğini ortaya koyuyor. Uluslararası Af Örgütü, Ukraynalı yaşlıların evlerinden kaçtıktan sonra Rusya'da veya Rusya işgali altındaki bölgelerde bir kuruma yerleştirildiği birçok vakayı belgeledi. Bu uygulama kişilerin haklarını ihlal etmekte ve Rusya'dan çıkmalarını veya Ukrayna ya da başka bir ülkedeki aile üyeleriyle yeniden bir araya gelmelerini zorlaştırmaktadır. Birçok kişi, Rusya’ya geldikten sonra Rusya vatandaşlığına başvurmaları için baskı altında hissettiklerini veya dolaşımlarının sınırlandırıldığını belirtti.
Rusya vatandaşlığı alma süreci, yetim veya ebeveyn bakımından yoksun olduğu iddia edilen çocuklar ve bazı engelliler için basitleştirildi. Bu, uluslararası hukuku ihlal ederek bu çocukların Rus aileleri tarafından evlat edinilmesini kolaylaştırmayı amaçlıyordu.
Bu uygulamalar, Rusya'nın, çocuklar dahil sivilleri Ukrayna'dan Rusya'ya sınır dışı etmek konusunda planlı bir politika izlediğini göstermekte ve hukuksuz sınır dışı ve nakletmeyi içeren savaş suçunun yanı sıra insanlığa karşı sınır dışı veya zorla nakletme suçunu işlemiş olabileceğine işaret etmektedir.
Müdahaleci tarama işlemleri, alıkoyma ve işkence
Rusya işgali altındaki bölgelere veya Rusya'ya kaçan ya da nakledilen Ukraynalı siviller çoğunlukla DHC'ye girerken, Rusya sınırını geçerken ve hatta üçüncü bir ülkeye gitmek üzere Rusya'dan çıkarken müdahaleci tarama işlemlerinden geçmeye zorlandı. Bu işlemler kişilerin mahremiyet ve fiziksel bütünlük haklarını ihlal etmektedir.
Filtreleme noktalarında yetkililer insanların fotoğraflarını çekti, parmak izlerini aldı, telefonlarını inceledi, bazı erkekleri bellerine kadar soyunmaya zorladı ve insanları uzun süre sorguladı.
Uluslararası Af Örgütü insanların alıkonulma sırasında işkence ve diğer türde kötü muameleye maruz kaldığı yedi vakayı belgeledi. Bir vakada 31 yaşında bir kadın, bir diğerinde 17 yaşındaki bir erkek çocuk ve diğerlerinde 20'li ve 30'lu yaşlarındaki erkekler bu uygulamalarla karşı karşıya kaldı.
31 yaşındaki Vitali, 28 Nisan'da bir tahliye otobüsüyle Mariupol'den çıkmaya çalışırken durduruldu. Rusya askerleri belgeleriyle ilgili bir sorun olduğunu söyledikten sonra diğer birkaç erkekle birlikte bir başka otobüse bindirildi. Donetsk'e yakın bir kasaba olan Dokuçaevsk'e götürülen ve sorguya alınmadan önce 15 erkekle bir koğuşa konulan Vitali, Uluslararası Af Örgütü'ne şunları anlattı,
"Bantla ellerimi bağladılar, başıma bir poşet geçirdiler ve boynumun çevresine bant yapıştırdılar. Sonra, 'Anlat her şeyi. Nerede görev yapıyordun, hangi üste?' diye sordular. [Asker olmadığımı söyleyince] sert bir biçimde böbreklerime vurmaya başladılar. Dizlerimin üzerinde duruyordum, tekmeliyorlardı. Garaja geri götürdüklerinde, 'Her gün sana aynısını yapacağız' dediler."
Uluslararası Af Örgütü, uluslararası insan hakları hukuku uyarınca zorla kaybetme kapsamına giren ve hukuka aykırı alıkoyma, işkence ve insanlık dışı muameleye ilişkin savaş suçu teşkil eden başka vakalar da belgeledi.
20 yaşındaki Azerbaycanlı öğrenci Hüseyin, Mart ortasında Zaporijya'ya gitmek üzere Mariupol'den kaçarken durduruldu. Ukrayna ordusuna mensup olmakla suçlanan ve sorgu sırasında dövülen Hüseyin yaşadıklarına ilişkin şunları söyledi, "Askerlerden biri, 'Böyle konuşmayacak, şok tabancasını getirin' dedi. İki kablo vardı, bunları ayak başparmaklarıma doladılar ve üst üste şok vermeye başladılar. Durmadan vurdular. Bilincimi kaybettim. Üzerime bir kova su döktüler, öyle kendime geldim. Daha fazla dayanamıyordum, 'evet askerim' dedim. Dövmeye devam ettiler. Sandalyeden düştüm, tekrar kaldırdılar. Ayaklarım kanıyordu."
Hüseyin 12 Nisan'da serbest bırakılmadan birkaç gün öncesine kadar her gün infazla tehdit edildi, dövüldü ve elektrik şokuna maruz bırakıldı.
"Rusya ve Rusya kontrolündeki güçler acilen, alıkoydukları kişilere karşı şiddet içeren suistimallerine son vermelidir" diyen Agnès Callamard sözlerini şöyle sonlandırdı:
"Uluslararası Ceza Mahkemesi Savcılığı ve ilgili diğer merciler, risk altındaki gruplara mensup kişilere karşı işlenenler dahil olmak üzere bu korkunç suçları soruşturmak zorundadır. Sınır dışı ve zorla nakletmenin yanı sıra filtreleme sırasındaki işkence ve uluslararası hukuk kapsamındaki diğer suçlardan sorumlu olan herkes adalet önüne çıkarılmalıdır."
Metodoloji
Uluslararası Af Örgütü rapor için Ukraynalı 88 kadın, erkek ve çocukla görüştü. Görüşmeler sırasında görüşmecilerin biri hariç tamamı Ukrayna hükümetinin kontrolü altındaki bölgelerde veya Avrupa'da bir üçüncü ülkede güvendeydi. Bir kişi, Rusya işgali altındaki bölgede kalmıştı.
Savaş suçlarına ilişkin hesap verebilirlik
Uluslararası Af Örgütü, çatışmalar başladığından bu yana Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırı savaşı sırasında işlenen savaş suçlarını ve uluslararası insancıl hukuk kapsamındaki diğer ihlalleri belgelemektedir. Uluslararası Af Örgütü’nün tüm bulgularına buradan ulaşabilirsiniz.
Uluslararası Af Örgütü, Rusya güçlerinin üyelerini ve Ukrayna’ya yönelik saldırıdan ve ihlallerden sorumlu yetkilileri defalarca hesap vermeye çağırdı ve UCM’nin Ukrayna’da devam eden soruşturmasını olumlu bir adım olarak değerlendirdi.
Ukrayna’da kapsamlı bir hesap verebilirlik süreci, BM ve BM birimlerinin ortak çabalarının yanı sıra evrensel yargı yetkisi ilkesine uygun ulusal düzeyde girişimleri gerekli kılacaktır.
Basın Açıklamaları
- Ukrayna: Rusya’nın savaş suçu kapsamına giren saldırılarında çocuklar öldürülmeye ve yaralanmaya devam ediyor
- ABD, İsrail’in insani yardımları engellemesine karşılık ABD yasalarını uygulamıyor
- Türkiye: “Etki ajanı” olarak bilinen yasa teklifinin geri çekilmesi sivil toplum için önemli bir kazanım
- Küresel: FIFA 2034 Dünya Kupası adaylık sürecini durdurmalı ve 2030 için güvenilir bir insan hakları stratejisi talep etmeli
- COP29: Liderler adil iklim finansmanı sağlamayı ve fosil yakıtlardan tamamen uzaklaşmayı taahhüt etmeli
- Uluslararası Af Örgütü ABD Başkanlığına seçilen Trump’ın ikinci döneminde de insan haklarını savunacak
- Türkiye: ‘Etki ajanı’ yasası olarak bilinen yasa teklifi sivil topluma yönelik bir saldırıdır ve reddedilmelidir
- Türkiye: Osman Kavala haksız tutukluluğunun yedinci yıldönümünde, “gerçekten özgürlüğü teneffüs edebileceğime inanıyorum” diyor