Türkiye’de kadın haklarının güvence altına alınmasında bir yöntem olarak Meclis Komisyonlarının değerlendirilmesi
Geride bıraktığımız 8 Mart Dünya Kadınlar günü haftası ve sonrasında Türkiye’de pek çok şey yaşandı. Kadınlar haklarını savunmak için her zamanki gibi sokakları da meydanları da boş bırakmadılar. Trans kadınların alanlara alınmasında yaşanan zorluklar, sloganla senkronize zıplayan kadınlara dönük operasyonlara karşın kadınlar pek çok şehirde barışçıl gösteri hakkını kullandı.
Kadınlar haklarını sadece meydanlarda savunmadı, TBMM gündeminde de kadın hakları vardı. TBMM kürsüsünden birçok kadın vekilin konuşmalarını dinledik. Yanı sıra yine 8 Mart haftası TBMM Genel Kurulu’nda, AKP, CHP, HDP, MHP ve İYİ Parti'nin, kadına yönelik şiddetle mücadele etmeye ilişkin önergeleri, birleştirilerek görüşüldü. Ve nihayetinde 9 Mart 2021 tarihinde üç ay süreyle görev yapmak üzere “Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerinin Tüm Yönleriyle Araştırılarak Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu” kuruldu.[1] Komisyon, üç aylık görev süresince elde edeceği veriler ve değerlendirmeler doğrultusunda bir rapor hazırlayacak. Rapor, daha sonra Genel Kurul'da görüşülecek. Fakat bu komisyon, TBMM bünyesinde kadına yönelik şiddet konusunda görev yapan ilk komisyon değil. Aynı isimle 2015 yılında da bir komisyon kurulmuş ve bu komisyonun raporu kamuyla paylaşılmıştı.[2]
24 Kasım 2011 tarihinde bir çekimser, 246 kabul oyu[3] ile TBMM’de kabul edilen İstanbul Sözleşmesi’nden 20 Mart 2021 sabahı 3718 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı[4] ile Türkiye'nin herhangi bir neden belirtmeden çekildiği haberine uyandık. Kadına karşı şiddet alanında temel prensipler olarak kabul edilen, İstanbul’da imzaya açılan ve Türkiye’nin ilk imzacısı olduğu sözleşmeden; hem de TBMM’de herhangi bir şekilde görüşülmeden, çıkış prosedürlerinin başlatılmış olması pek çok açıdan kaygı vericidir.
Meclis bu denli önemli bir kararda devre dışı bırakılmışken, 9 Mart 2021 tarihinde kurulan ve kadına yönelik şiddet alanında çalışacak olan komisyonu nasıl değerlendireceğiz? Daha genel sorular ile başlamak gerekirse; TBMM bünyesinde bulunan birçok komisyonun görevleri nelerdir? İhtisas komisyonları, meclis araştırma, meclis soruşturma komisyonları, uluslararası komisyonlar gibi uzayıp giden listeye kulak aşinalığımız vardır. Bu komisyonlar neden kurulur? Başka hangi komisyonlar mevcut? Kadın hakları alanında kurulan yeni komisyonu takdir etmekle beraber, Türkiye’de giderek daha da derinleşen kadın hakları krizinde bu komisyonu değerlendirmek için nasıl referans noktaları seçmeliyiz?
Nedir Meclis Komisyonları?
Komisyonlar; uzmanlıkları dikkate alınarak seçilen, belirli sayıda milletvekilinden oluşan ve Genel Kurul’da görüşülecek metinleri olgunlaştıran kurullardır.[5] Yani komisyonlar kanun yapım süreçlerinin merkezindedirler; kanun tekliflerine dair incelemenin ve araştırmanın yapıldığı, tekliflerin Genel Kurul’da görüşülmeye hazır hale getirildiği küçük çalışma gruplarıdır.
Komisyonlar yasama ve denetim komisyonları; Anayasa, İçtüzük veya kanunla kurulan komisyonlar yahut daimî ve geçici komisyonlar olmak üzere çeşitli şekillerde sınıflandırılabilirler.[6] Daimî komisyonlar “ihtisas komisyonu” olarak da bilinirler. Geçici komisyonlar ise bilgi edinme ve denetim amacıyla belirli bir süre için kurulan komisyonlardır. Mecliste 18 daimî komisyon bulunmaktadır[7]. İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, Anayasa Komisyonu, Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu (KEFEK) bu 18 komisyon arasında insan hakları alanı ile alakalı olarak belki de en sık duyduklarımızdır. Bunlardan ise İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu ve Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu’nun (KEFEK) bir diğer özgül özelliği ise bu komisyonlara bireysel başvuru yolunun açık olmasıdır.
Bilgi edinme ve denetim amacıyla belirli bir süre için kurulan Meclis Araştırması Komisyonu ile Meclis Soruşturması Komisyonu ise geçici komisyonlardır.[8] 9 Mart 2021 tarihinde kurulan Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerinin Tüm Yönleriyle Araştırılarak Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu ise bu kategoride kurulan geçici komisyondur.
Alt komisyon ise komisyonlara havale edilen işlerin daha detaylı incelenmesine imkân sağlamak amacıyla, komisyon üyeliklerinin siyasi parti gruplarına dağılım oranı dikkate alınarak oluşturulan küçük çalışma gruplarıdır. Alt komisyon metni veya raporu bağlayıcı olmamakla birlikte uygulamada komisyonlar tarafından genellikle benimsenmektedir.[9]
Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu (KEFEK) ve İstanbul Sözleşmesi’nin Etkin Uygulanması ve İzlenmesi Alt Komisyonu
KEFEK 25 Şubat 2009 tarihli 5840 sayılı Kanunla[10] kurulmuştur. Komisyonun amacı, kadın haklarının korunması ve geliştirilmesine, kadın erkek eşitliğinin sağlanmasına yönelik çalışmalar yürütmek, ülkemizdeki ve uluslararası alandaki gelişmeleri izlemek, kanun tekliflerini incelemek ve istenildiğinde komisyonlara görüş sunmaktır.[11]
Kadına yönelik şiddet temasıyla doğrudan ilişkili olarak bu komisyonun 2018 yılında kurulan bir başka alt komisyonu bulunmaktadır: İstanbul Sözleşmesinin Etkin Uygulanması ve İzlenmesi Alt Komisyonu. KEFEK’in 15 Mayıs 2019 tarihli İstanbul Sözleşmesi'nin Etkin Uygulanması ve İzlenmesi Konulu Alt Komisyon Başkanı Hülya Nergis'in Alt Komisyon çalışmalarına ilişkin bilgi vermesi amacıyla gerçekleştirilen toplantısında, komisyonun saptadığı tespitleri içeren bir rapor hazırlayacakları ve bu raporu ilgili kurumlarla paylaşacakları ilan edilmiştir.[12] Fakat Mart 2021 itibariyle alt komisyonun raporu kamuyla paylaşılmamıştır.
Yeni Komisyon’un Değerlendirmesinde Başvurulabilecek Referans Noktaları
Bizler, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi olarak 8 Mart Dünya Kadınlar Günü bağlamında, 11 Mart 2021’de siyasi partilerden ikişer kadın davetlinin katılımıyla online bir toplantı gerçekleştirdik. Toplantıda dünyada ve Türkiye’de kadın haklarının durumunu beraber değerlendirdik. Bu toplantıda da İstanbul Sözleşmesinin Etkin Uygulanması ve İzlenmesi Alt Komisyonu’ndan görevli vekiller de mevcuttu. Kendilerinden de henüz raporun paylaşılmadığını teyit ettik.
9 Mart 2021’de kurulan Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerinin Tüm Yönleriyle Araştırılarak Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu’nun etkili olabilmesi için öncelikli olarak İstanbul Sözleşmesinin Etkin Uygulanması ve İzlenmesi Alt Komisyonu raporu paylaşılmalıdır. Yanı sıra, 2015 yılında aynı isimle kurulan komisyonun yayınlanan raporunda yer alan çalışmaların, yeni komisyonun çalışmalarında arka plan bilgisi olarak bulunması beklentilerimiz arasındadır. En önemlisi, bu yeni kurulacak olan komisyonun sivil toplum ile iş birliği içerisinde olmasıdır. Kadın hakları alanında faaliyet gösteren sivil toplum örgütlerinin kadınlarla doğrudan iletişimi ile senelerdir devam eden bilgi ve tecrübeleri olmaksızın yeni kurulacak olan komisyonun ortaya koyacakları her durumda eksik kalacaktır. Komisyonun çalışmalarını tamamlayacak unsur ise kamu idaresinin, bu yeni kurulacak komisyonun verilerini kullanıp, Türkiye’de kadın hakları alanında çalışmalar göstereceğine dair iradesidir.
---
Damla Kuru
Lobi ve Savunuculuk Sorumlusu
Uluslararası Af Örgütü Türkiye
[1] https://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/ARASTIRMA_ONERGESI_SD.onerge_bilgileri?kanunlar_sira_no=1422
[3]https://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/td_v2.goruntule?sayfa_no_ilk=109&sayfa_no_son=118&sayfa_no=109&v_meclis=1&v_donem=24&v_yasama_yili=&v_cilt=5&v_birlesim=023
[12] https://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/komisyon_tutanaklari.mv_goruntule?pTutanakId=27348
Blog
- İnsanlığın geleceğini güvence altına almak için küresel olarak harekete geçmeliyiz
- 2024’ün ilk yarısında elde edilen insan hakları kazanımları
- Gazze'de acil bir ateşkes, uluslararası toplumun kendisini yeniden yaratması için bir zorunluluktur
- “Temas kurmak, güvenli alanlar yaratmak ve varoluşumuzu kutlamak için Trans Onur Yürüyüşü’ne ihtiyacımız var”
- Oyun Fransa için değişmiyor: Paris Olimpiyatları ve sporda başörtüsü yasağı
- Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın Yeri Galatasaray Meydanı’dır!
- Bölünmez Bütünün Bölünmez Bütün Mücadelesi
- İşgal Altındaki Filistin Topraklarında İsrail’in Apartheid Rejimi