Türkiye: Yasaklanan Onur Yürüyüşü'nün barışçıl bir şekilde gerçekleşmesine izin verilmeli

Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde yapılması planlanan ancak Ankara Valiliği’nin LGBTİ+ temalı eylemlere getirdiği süresiz yasak kapsamında Rektörlük tarafından iptal edilen Onur Yürüyüşü’yle ilgili bir açıklama yapan Uluslararası Af Örgütü Avrupa Kampanyalar Direktörü Fotis Filippou, şunları söyledi:

“Bu üniversitedeki öğrenciler son yedi yıldır kampüslerinde LGBTİ+ hakları için yürüyorlar. Üniversite ve yetkililer bu yürüyüşü yasaklamamalı, aksine desteklemeli ve korumalıdır. Öğrenciler şiddet veya gözdağı korkusu olmaksızın yürüyebilmelidir.”

“Şu an tehdit altında olansadece üniversitedeki yürüyüş değil. Bu tarz yasaklar daha önce de Türkiye’de homofobi ve transfobiye karşı yürütülen ilerici mücadeleyi geriletmek için kullanılmıştı.

GÜNCELLEME - 11 MAYIS 2018
Üniversite rektörlüğünün müdahalesi sonucu yürüyüşe izin verilmesi üzerine UAÖ Avrupa Kampanyalar Direktörü Fotis Filippou şunlar söyledi:

“Bugün Ankara'da aşk kazandı. ODTÜ'de yüzlerce üniversite öğrencisi, Ankara'daki LGBTİ+ etkinliklerine yönelik geniş kapsamlı yasağa karşı koyarak, son yedi yıldır düzenledikleri Onur Yürüyüşü'nü kampüste gerçekleştirdi. Onların bu eylemleri, Türkiye'deki korku ikliminde temel haklar için mücadele veren herkese umut verdi."

“Her ne kadar ODTÜ’lü öğrencilerin cesareti ve kararlılığı, baskılara karşı özgürlük ve eşitlik mücadelesi veren tüm aktivistlere ilham kaynağı olsa da, bu öğrencilerin sadece barışçıl bir yürüyüş düzenlemek için bunca mücadeleye girmek zorunda kalması başlı başına utanç verici bir durum. Ankara Valiliği LGBTİ+ temalı etkinliklere yönelik bu hukuk dışı ve anlamsız yasağı derhal kaldırmalıdır.”

Arka plan
17 Mayıs’ta kutlanacak Uluslararası Homofobi ve Transfobi Karşıtı Gün (IDAHOT) öncesinde Uluslararası Af Örgütü, Ankara Valiliği’ne LGBTİ+ temalı etkinliklere yönelik geniş kapsamlı yasağı kaldırma çağrısında bulunuyor. Türkiye yetkilileri lezbiyen, gay, biseksüel, trans ve interseks (LGBTİ+) bireylerin ve onlarla dayanışan kişilerin ifade ve toplanma özgürlüğünü, şiddet veya gözdağı tehdidi olmaksızın kullanabilmelerini güvence altına almalıdır.