Türkiye: Tahliye edilen avukatlar için bir gün sonra verilen yeniden tutuklamaya yönelik karar, davanın siyasi olduğu iddialarını güçlendiriyor
İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi, savcılığın hiçbir yeni gerekçe sunmaksızın yaptığı itiraz üzerine 15 Eylül 2018’de Halkın Hukuk Bürosu’ndan ve KHK ile kapatılan Çağdaş Hukukçular Derneği’nden 12 avukatın yeniden tutuklanmasına karar verdi. Aynı mahkeme bir gün önce avukatların tahliye edilmesine hükmetmişti.
Haklarında tutuklamaya yönelik yakalama kararı verilen 12 avukat, Eylül ile Aralık 2017 arasında farklı tarihlerde gözaltına alındıklarından beri tutuklu yargılanan 17 avukat arasında bulunuyor. Aynı davada üç avukat daha yargılanıyor; bu avukatlardan biri tutuksuz yargılanırken diğer iki avukat hakkında tutuklama kararı var. Söz konusu davada yargılanan 20 avukat KHK ile kapatılan Çağdaş Hukukçular Derneği üyesi, bazıları ise Halkın Hukuk Bürosu üyesi. Avukatlar, Devrimci Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi (DHKP-C) adlı silahlı grubunun lideri veya üyesi olmakla suçlanıyor.
Tutuklu yargılanan 17 avukatın ilk duruşması 10 ile 14 Eylül 2018 tarihleri arasında gerçekleştirildi. Duruşmanın son günü olan 14 Eylül’de İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi, diğer gerekçelerin yanı sıra uzun tutukluluk süreleriyle ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihadına da atıfta bulunarak 17 avukatın tümünün adli kontrolle tahliyesine karar vermişti.
Aralık 2017’deki bir Olağanüstü Hal kararnamesi ile yapılan yasa değişikliği sayesinde savcılık avukatların tahliyesine itiraz etti.
İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi, savcılığın itirazı sonrasında tam anlamıyla bir U dönüşü yaptı ve 24 saatten daha kısa bir süre önce aldığı kararı tersine çevirerek, serbest bırakılan 17 avukattan 12’si hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı verdi. Diğer beş avukatın tahliyesine yapılan savcılık itirazını ise reddetti.
Mahkeme, “Her bir sanık için dosyadaki mevcut delil durumu, suç vasfının değişme ihtimali, sanıkların savunmalarınınalınmış olması ve sanıkların avukat olması, tutuklamanın tedbir olması, tutuklulukta geçen süre,Avrupa İnsan Hakları ve Anayasa Mahkemesi’nin tutuklama konusundaki başvurular hakkında vermişolduğu kararlar, bu aşamada adli kontrol hükümlerinin uygulanması ile yargılamada amaçlanantedbirlerin sağlanabilecek oluşu dikkate alınarak” 17 avukatın da tahliyesine karar vermişti. Fakat mahkeme, daha önce verdiği tahliye kararının tersine, ikinci kararında “Dosyadaki mevcut delil durumu, sanıklar hakkındaki tanık ve gizli tanık beyanları, dijital materyal içerikleri ve bunlara ilişkin tespit ile tutanaklar, açık kaynak araştırmaları göz önünde bulundurulduğunda” ifadeleriyle 12 avukatın dosyasında adli kontrol hükümlerinin yeterli olmayacağını belirtti. Tutuklamaya yönelik yakalama kararında, bir gün önce avukatların tahliyesi yönündeki kararın gerekçeleriyle ilgili neyin değiştiğine dair bir bilgi sunulmadı.
Önce serbest bırakılan fakat daha sonra yeniden tutuklanan avukatlar arasında önde gelen insan hakları avukatı ve Çağdaş Hukukçular Derneği başkanı Selçuk Kozağaçlı da bulunuyor. 1974’ten beri Türkiye’deki insan hakları davalarıyla ilgilenen Çağdaş Hukukçular Derneği’nin faaliyetleri 11 Kasım 2016’da Olağanüstü Hal Yasası’nın 11. Maddesi gereğince İçişleri Bakanlığı tarafından durduruldu. 11. madde, dernek faaliyetlerinin kamu güvenliği ve kamu düzeni adına durdurulmasını mümkün kılıyor. Yetkililer, Çağdaş Hukukçular Derneği’nin faaliyetlerinin neden durdurulması gerektiğine dair özel bir gerekçe sunmadı. Dernek daha sonra 22 Kasım 2016’da çıkartılan 677 No’lu olağanüstü hal kararnamesi ile kapatıldı ve varlıklarına el konuldu. Hukukçuların bir araya geldiği diğer iki derneği de hedef alan kapatma kararı, kapatılan derneklerin “Terör örgütleriyle” bağlantılı olduğu gerekçesine dayandırıldı. Bir kez daha, kapatma kararlarına dair derneklere bire bir olarak özel bir gerekçe sunulmadı. Üç hukukçu derneğine de Olağanüstü Hal İnceleme Komisyonu’nda değerlendirilmekte olan kapatılma kararlarına ilişkin henüz bir cevap verilmedi. Bu komisyon, dernek kapatma kararları da dahil olmak üzere olağanüstü hal kararnameleriyle alınan kararların değerlendirilmesi için kurulmuştu.
Bir gün önce serbest bırakılan avukatların aynı mahkeme tarafından ve hiçbir yeni kanıt sunulmaksızın yeniden tutuklanması, yargılandıkları davanın siyasi bir dava olduğu ve tutuklanmalarının aktivizmleri nedeniyle avukatları cezalandırmaya yönelik olduğuiddialarını güçlendiriyor. Bu karar, kamuoyunun ülkedeki yargı sistemine olan güvenini daha da sarsabilir.
Savcıların tahliye kararlarına itiraz etmesini mümkün kılan yasa değişikliği, 24 Aralık 2017’de çıkartılan 696 No’lu Kararname’nin 93. Maddesi ile yapıldı. Bu madde, Türk Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 Sayılı Kanunun) 104. maddesinin 2. fıkrasında değişiklik yapmıştı. Uluslararası Af Örgütü (UAÖ), Türkiye’de iki yıldır süregelen Olağanüstü Hal döneminde çıkartılan kararnamelerle yürütme erkine tanınan yetkilerin, muhalif olarak kabul edilen kişilere baskı yapmak için kullanılmasından duyduğu kaygıları defalarca ifade etti.
UAÖ Türkiye Şubesi Onursal Başkanı Taner Kılıç da benzer şekilde, kendisini bir gün önce serbest bırakan mahkeme tarafından bir gün sonra, 1 Şubat 2018’de yeninden tutuklanmıştı. Savcılığın tahliye kararına itiraz etmesi sonrasında yeniden yakalama ve tutuklama kararı çıkartılması, yasa değişikliklerinden önce de başvurulan bir uygulamaydı. Örneğin, Atilla Taş’ın da aralarında bulunduğu 21 gazetecinin “Fethullahçı Terör Örgütü” (FETÖ) üyeliğiyle bağlantılı suçlardan yargılandığı davada, 31 Mart 2017’de serbest bırakılan gazetecilerin sekizi savcılığın itirazı üzerine, 12’si ise yeni suçlamalarla yeniden tutuklandı. Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesi, Zaman gazetesi muhabiri Ayşenur Parıldak’ın 2 Mayıs 2017’deki ikinci duruşmasında tahliyesine karar verdi. Savcılık, Parıldak’ın davasında da serbest bırakma kararına itiraz etti. Bunun üzerine Ayşenur Parıldak, sekiz saat kadar önce serbest bırakılmasına karar veren aynı mahkeme tarafından daha cezaevinden çıkmadan ‘yeniden tutuklandı.’ Kasım 2017’de ‘terör örgütü üyeliği’ ile suçlanan ve yedi buçuk yıl hapis cezasına mahkum edilen Ayşenur Parıldak, cezaevinde hakkında verilen karara yaptığı itirazın sonucunu bekliyor.
Haklarında tutuklamaya yönelik yakalama kararı verilen avukatların adları sırasıyla şöyle: Ahmet Mandacı, Aycan Çiçek, Aytaç Ünsal, Barkın Timtik, Behiç Aşçı, Ebru Timtik, Egin Gökoğlu, Naciye Demir, Özgür Yılmaz, Selçuk Kozağaçlı, Süleyman Gökten ve Şükriye Erden.
Mahkeme, Ayşegül Çağatay, Didem Ünsal Baydar, Yaprak Türkmen, Yağmur Ereren Evin ve Zehra Özdemir.’in,tahliyelerinesavcılık tarafından yapılan itirazı ise reddetti ve karar İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 17 Eylül’de onandı. 24 Eylül itibariyle haklarında yeniden tutuklamaya yönelik yakalama kararı verilen 12 avukattan Çağdaş Hukukçular Derneği Başkanı Selçuk Kozağaçlı’nın da aralarında bulunduğu altı avukat tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Davanın bir sonraki duruşması 19 ve 20 Şubat 2019 tarihlerinde görülecek.
Haberler
- Türkiye’deki Yüzlerce Eritreli Zorla Geri Gönderilme Riski Altında
- 22. İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü Eylem Gözlem Raporu
- Hoşgeldin Onur Ayı: Fobilere Karşı Uçurtmalar Havaya
- “Deprem Ne Kadar Sürer?”: Uluslararası Af Örgütü’nden Şubat Depremlerinin yıldönümünde sergi ve söyleşi
- İran: Güvenlik güçleri “Kadın, Yaşam, Özgürlük” protestolarını cezasızlıkla bastırmak için tecavüz ve diğer türde cinsel şiddete başvurdu
- Rusya: “LGBT hareketini” aşırılık yanlısı olarak tanımlayan karar feci sonuçlar yaratacak
- Birleşik Krallık: Polis hafta sonu planlanan Gazze’de ateşkes yürüyüşünün yasaklanması yönündeki siyasi baskılara boyun eğmemeli
- Türkiye: Anayasa Mahkemesi’nin TİP Milletvekili Can Atalay için verdiği hak ihlali kararı ‘gecikmiş bir karar’