Türkiye: Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı yalnız değildir!
9 yıldır Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Başkanlığı’nı yürütmekte olan, dünya çapında saygın bir akademisyen, adli tıp uzmanı ve insan hakları savunucusu Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, “Bu Suça Ortak Olmayacağız” başlıklı açıklamanın imzacılarından biri olarak, Terörle Mücadele Kanunu’nun propaganda suçunu düzenleyen 7/2. maddesini ihlal ettiği gerekçesiyle İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırıldı.
TİHV Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, söz konusu açıklamayı imzalayan ve sayıları önce 1128 olan, daha sonra devam eden katılımlar ile 2212’ye ulaşan ve net biçimde ifade özgürlüğü hakkını kullanan “Barış için Akademisyenler”den (BAK), sadece biri idi.
Türkiye’nin vicdanı ve yüz akı olan akademisyenler, o tarihten bu yana ağır baskı ve tehditler ile karşı karşıya kaldılar. “Vatan haini” ilan edildiler, medyada bir linç kampanyasının hedefi oldular, haklarında adli ve idari soruşturma ve kovuşturmalar açıldı, bir bölümü OHAL döneminde çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile üniversitelerden ihraç edildiler, hatta bazıları gözaltına alındı ve tutuklandılar.
Süreç içerisinde şimdilik imzacı 546 akademisyen hakkında 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 7/2. maddesi uyarınca, “terör örgütünün propagandasını yapmak” suçlamasıyla dava açıldı. Bugün itibarıyla 429’unun duruşmaları başlamıştır. Sonuçlanan davalarda 59 akademisyen 1’er yıl 3’er ay; 3 akademisyen 1'er yıl 6'şar ay; 1 akademisyen 2 yıl 3 ay, 1 akademisyen ise 2 yıl 6 ay hapis cezasına mahkum olmuştur.
Tüm yaşamını bilime, öğrencilerine, ülkemizde ve dünyada işkencenin önlenmesi ve insan hakları ihlallerinin son bulmasına adayan Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’ya verilen bu ceza sadece düşünce ve ifade özgürlüğünün ağır bir ihlali değil aynı zamanda kaygı verici bir şekilde insan hakları savunuculuğuna yönelik büyük bir saldırıdır.
Devam eden davalar hızla karara bağlanırken Prof.Dr Gencay Gürsoy’dan sonra Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’ya bugüne kadar görülen barış akademisyenlerinin davaları içinde en yüksek ceza verilmiştir. Bunun gerekçesi ise mahkemenin hükmünde de ifade olunduğu gibi, imza attığı bildirinin yanı sıra ağır insan haklarına ihlallerine ilişkin olarak basına verdiği röportajlar ve hazırladığı raporlar, yani aslında ısrarla sürdürmüş olduğu insan hakları savunuculuğu faaliyetleridir.
Ancak her şeye karşın, hakikatin gücüne ve adalete dair olan inancımızı koruyarak insan hakları savunuculuğunu, hak savunuculuğunu, kararlılık ve ısrar ile sürdürmeye devam edeceğiz. Bu nedenle bir kez daha altını çizerek belirtmek istiyoruz ki, sadece ve sadece hakikate tanıklık eden, hakikatin kaydını tutan ve onu görünür kılmak için zorbalığa direnen vicdanın sesi, insan hakları savunuculuğu cezalandırılamaz!
Şebnem Korur Fincancı’nın Yanındayız! Şebnem Korur Fincancı’ya verilen Cezadan Derhal Geri Dönülmelidir!
Türkiye İnsan Hakları Vakfı
İstanbul Tabip Odası
Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği
Çağdaş Hukukçular Derneği
Hakikat Adalet Hafıza Merkezi
İnsan Hakları Derneği
Özgürlükçü Hukukçular Platformu
Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği
Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfı
Uluslararası Af Örgütü
Basın Açıklamaları
- İsrail/İşgal Altındaki Filistin Toprağı: Netanyahu, Gallant ve El Masri kendilerine isnat edilen savaş suçları ve insanlığa karşı işlenen suçlardan ötürü UCM’de adalet önüne çıkarılmalı
- Ukrayna: Rusya’nın savaş suçu kapsamına giren saldırılarında çocuklar öldürülmeye ve yaralanmaya devam ediyor
- ABD, İsrail’in insani yardımları engellemesine karşılık ABD yasalarını uygulamıyor
- Türkiye: “Etki ajanı” olarak bilinen yasa teklifinin geri çekilmesi sivil toplum için önemli bir kazanım
- Küresel: FIFA 2034 Dünya Kupası adaylık sürecini durdurmalı ve 2030 için güvenilir bir insan hakları stratejisi talep etmeli
- COP29: Liderler adil iklim finansmanı sağlamayı ve fosil yakıtlardan tamamen uzaklaşmayı taahhüt etmeli
- Uluslararası Af Örgütü ABD Başkanlığına seçilen Trump’ın ikinci döneminde de insan haklarını savunacak
- Türkiye: ‘Etki ajanı’ yasası olarak bilinen yasa teklifi sivil topluma yönelik bir saldırıdır ve reddedilmelidir