Türkiye Onur Yürüyüşlerini yasaklamak yerine korumalı
Uluslararası Af Örgütü, İstanbul Valiliği tarafından bugün yapılan açıklama ile 25 Haziran Pazar Günü LGBTİ+ Onur Yürüyüşü’nün gerçekleşmesine izin verilmemesinden dolayı derin bir endişe duyduğunu belirtti.
Açıklamada bulunan Uluslararası Af Örgütü Türkiye Araştırmacısı Andrew Gardner, “Alınan bu kararla, LGBTİ+’ların ve onları destekleyenlerin barışçıl toplanma hakkı yine yok sayılmıştır. Türkiye, Onur Yürüyüşlerini yasaklamak yerine korumalıdır” ifadelerini kullandı. Uluslararası Af Örgütü, 25 Haziran’da yapılması planlanan Onur Yürüyüşü öncesinde Türkiye yetkililerine, lezbiyen, gey, biseksüel, trans ve intersekslerin (LGBTİ) ve onları destekleyenlerin ifade ve toplanma özgürlüğü haklarına hiçbir tehdit veya şiddet korkusu olmadan erişmelerini güvence altına almaları için çağrıda bulundu.
Bugün İstanbul Valiliği, 25 Haziran tarihinde gerçekleşmesi planlanan İstanbul Onur Yürüyüşü’nün güvenlik sebebiyle yasaklandığını duyurdu. Valilik tarafından yapılan yazılı açıklamada “düzenlenmek istenen yürüyüşün başta katılımcılar olmak üzere vatandaşlarımızın ve gezi amacıyla bölgede bulunacak olan turistlerin güvenliği ve kamu düzeni gözetilerek anılan gün ve öncesi ve sonrasında toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenlenmesine izin verilmeyecektir” diye belirtildi.
Uluslararası Af Örgütü’nün İstanbul Onur Yürüyüşü’nü düzenleyen komiteden aldığı bilgiye göre komite temsilcileri lezbiyen, gey, biseksüel, trans ve intersekslerin (LGBTİ+) yanı sıra onları destekleyenlerin barışçıl ve güvenli bir şekilde Onur Haftası’nda yürüyüş yapabilmesi için 5 Haziran 2017 tarihinde yazılı başvuru yaparak İstanbul Valiliği ile görüşme talebinde bulundu. Ancak bu talebe Valilik tarafından herhangi bir cevap verilmedi. Komite ayrıca İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü ile de bir görüşme gerçekleştirdi, ancak yetkililer görüşme sırasında yürüyüşe izin verilip verilmeyeceği konusunda net bir geri dönüşte bulunmadı.
Uluslararası Af Örgütü ayrıca, İstanbul Valiliği’nin açıklamasında değindiği sosyal medyada Onur Haftası süresince yapılan LGBTİ+ Onur Yürüyüşü karşıtı homofobik ve transfobik söylemlerin yasaklamaya gerekçe olarak kullanılamayacağını vurguladı. Uluslararası hukukun, ifade ve toplanma özgürlüğü hakkını tanıdığını ve bu hakkın rahatsız eden konuşmaları ve fikirleri de kapsadığını vurgulayan Gardner, “Onur Yürüyüşü’ne konulan yasak, barışçıl toplanma hakkının orantısız bir şekilde kısıtlanmasına yol açıyor. LGBTİ+’lar yürüyüş hakkına ve eşitlik, özgürlük ve ayrımcılık karşıtı seslerini tehdit veya taciz korkusu olmadan duyurma hakkına sahiptir” dedi.
Gardner açıklamasını şöyle sürdürdü: “Uluslararası hukuk ifade özgürlüğüne, diğerlerinin haklarına ya da itibarlarına saygı veya ulusal güvenlik ya da kamu düzeninin korunması gibi belirli amaçlar doğrultusunda orantılı kısıtlamalar getirilmesine izin veriyor. Ancak bu kısıtlamaların Onur Yürüyüşü için geçerli olmadığına inanıyoruz. İfade ve toplanma özgürlüğü gereği olarak, Türkiye yetkilileri yürüyüşün planlandığı şekilde gerçekleştirilmesine izin vermeli ve yürüyüş katılımcılarını korumak için gerekli tüm önlemleri almalıdır.”
Türkiye'de ifade ve toplanma özgürlüğü hakkının kullanımı rutin ve keyfi bir şekilde engelleniyor. Emniyet görevlileri barışçıl göstericilere yönelik yaygın bir şekilde gereksiz veya aşırı güç kullanıyor. 2015 İstanbul Onur Yürüyüşü’nün gerçekleşmesi, barışçıl göstericileri dağıtmak için tazyikli su ve biber gazı kullanan polisler tarafından engellendi. Aynı şekilde yasaklanan 26 Haziran 2016 İstanbul Onur Yürüyüşü'nde, polis küçük gruplar halinde Beyoğlu'nun çeşitli yerlerinde bir araya gelen LGBTİ aktivistleri ve onları destekleyenlere yönelik biber gazı ve plastik mermi kullandı. İstanbul Onur Yürüyüşü'nü düzenleyenlerin de yürüyüşün arka arkaya ikinci yıl yasaklanmasıyla ilgili basın açıklaması okuması engellendi.
Uluslararası Af Örgütü, Türkiye yetkililerini derhal LGBTİ+ Onur Yürüyüşü’ne getirilen yasağı kaldırmaya, barışçıl toplanma hakkına saygı göstermeye ve LGBTİ+’ların ve onları destekleyenlerin 25 Haziran tarihinde şiddet veya taciz korkusu olmaksızın Onur Yürüyüşlerine katılabilmesini güvence altına almaya çağırıyor. Bu çerçevede, Uluslararası Af Örgütü Türkiye yetkililerine Onur Yürüyüşü’nün gerçekleşmesini güvence altına alacaklarını ve katılımcıların güvenliğini sağlamak için tüm gerekli önlemleri sağlayacaklarını kamuya açık bir şekilde duyurmaları için de ayrıca çağrıda bulunuyor.
İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü komitesi Valilik tarafından yapılan yazılı açıklamanın ardından konuyu değerlendirdiğini duyurdu. Uluslararası Af Örgütü de bu gelişmeler ışığında, yarın düzenlenmesi öngörülen Onur Yürüyüşü’ne gözlemci göndermeyi planlıyor.
Ek Bilgi
Onur Yürüyüşleri İstanbul’da 2003’den bu yana her yıl gerçekleştiriliyordu. Türkiye yetkililerinin homofobik ve transfobik söylemlerine ve cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğine dayalı ayrımcılığı kanunlarla yasaklamayı reddetmelerine rağmen, Türkiye’deki LGBTİ+ gruplar keyfi kısıtlamalar olmadan, 2013 yılında olduğu gibi İstanbul’da yaklaşık 90 bin kişinin katılımıyla barışçıl toplanma haklarını kullanabiliyordu. Ancak 2015 yılında İstanbul Onur Yürüyüşü’nün gerçekleşmesi, yürüyüşten önceki haftalarda Onur Yürüyüşü temsilcileri ile yetkililer arasındaki görüşmelere rağmen engellendi. Polis biber gazı, tazyikli su, biber gazlı plastik top mermilerin kullanımı da dâhil olmak üzere barışçıl yürüyüşçülere yönelik aşırı ve gereksiz güç kullandı.
Geçtiğimiz yıl da polis, İstanbul Valiliği tarafından yasaklanan 26 Haziran İstanbul Onur Yürüyüşü'nde küçük gruplar halinde Beyoğlu'nun çeşitli yerlerinde bir araya gelen LGBTİ aktivistleri ve onları destekleyenlere yönelik biber gazı ve plastik mermi kullandı. Yirmi dokuz aktivist gözaltına alındı ve aynı gün hepsi serbest bırakıldı. İstanbul Onur Yürüyüşü'nü düzenleyenlerin de yürüyüşün arka arkaya ikinci yıl yasaklanmasıyla ilgili basın açıklaması okuması engellendi.
Barışçıl toplanma hakkı devlete, yeterli güvenlik önlemlerini almak da dâhil olmak üzere belirli yükümlülükler getiriyor. Bu kapsamda, barışçıl toplanmaların gerçekleşmesini güvence altına almak yetkililerin görevi olarak değerlendiriliyor. Resmi makamlara bildirimde bulunma gerekliliği, yetkililerin toplanmanın gerçekleşebilmesini engellemek için değil, uygun hazırlıkların yapılmasının sağlanması için kullanılmalıdır.
Basın Açıklamaları
- İsrail/İşgal Altındaki Filistin Toprağı: Netanyahu, Gallant ve El Masri kendilerine isnat edilen savaş suçları ve insanlığa karşı işlenen suçlardan ötürü UCM’de adalet önüne çıkarılmalı
- Ukrayna: Rusya’nın savaş suçu kapsamına giren saldırılarında çocuklar öldürülmeye ve yaralanmaya devam ediyor
- ABD, İsrail’in insani yardımları engellemesine karşılık ABD yasalarını uygulamıyor
- Türkiye: “Etki ajanı” olarak bilinen yasa teklifinin geri çekilmesi sivil toplum için önemli bir kazanım
- Küresel: FIFA 2034 Dünya Kupası adaylık sürecini durdurmalı ve 2030 için güvenilir bir insan hakları stratejisi talep etmeli
- COP29: Liderler adil iklim finansmanı sağlamayı ve fosil yakıtlardan tamamen uzaklaşmayı taahhüt etmeli
- Uluslararası Af Örgütü ABD Başkanlığına seçilen Trump’ın ikinci döneminde de insan haklarını savunacak
- Türkiye: ‘Etki ajanı’ yasası olarak bilinen yasa teklifi sivil topluma yönelik bir saldırıdır ve reddedilmelidir