Türkiye: Muhalif seslere yönelik artan saldırıların ortasında HDP milletvekilleri gözaltına alındı

Uluslararası Af Örgütü, HDP’li 12 milletvekilinin 4 Kasım gecesi gözaltına alınmasının ve ardından milletvekillerinin 9’unun tutuklanmasının, OHAL sırasında muhalifleri susturmaya yönelik hamlelerin son örneği olduğunu belirtti. 

Kürt basın organlarının kitlesel bir şekilde kapatılması, en az 24 DBP ve HDP’li belediye başkanının görevden alınması, iletişimi kesintiye uğratan periyodik internet erişimi engellerinin ardından, HDP’li milletvekillerinin gözaltı ve tutuklama süreçleri “terörizm” bağlantılı bir dizi suçlama ile gerçekleşti. Gözaltı haberlerini takiben Diyarbakır’da 5 Kasım sabahının erken saatlerinde Emniyet Müdürlüğü çevresinde bombalı bir araç patlaması yaşandı.

Uluslararası Af Örgütü Avrupa ve Orta Asya Direktörü John Dalhuisen "HDP’li milletvekillerinin 4 Kasım’da gözaltına alınması ve ardından bazılarının tutuklanması, toplumdaki Kürt muhalefetin susturulmasına yönelik hamlelerin en sonuncusu oldu. Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapsamlı bir şekilde Kürt medya kuruluşlarının kapatılmasının ardından gelen bu gözaltı ve tutuklamalar, ifade ve örgütlenme özgürlükleriyle, toplumsal katılımı ciddi oranda zayıflatan ve bastıran, OHAL’in ilerlemekte olduğu, cidden kötü gidişatın göstergesidir.” dedi. 

Dalhuisen, "Uydurmaca terör suçlamaları kapsamında alışılagelen gözaltı uygulamalarının, göstermelik siyasi davalara dönüşmesine izin verilmemelidir. Suç işlendiğine dair güvenilir kanıtların olmaması durumunda, milletvekilleri hemen serbest bırakılmalıdır. Milletvekillerinin tutuklu yargılanması kabul edilemez bir durumdur." dedi.
 

TBMM’nin üçüncü büyük partisi olan HDP’nin 59 milletvekilinden 54'üne yönelik soruşturmalar başlatıldı. Mayıs ayında milletvekillerinin dokunulmazığının kaldırılması, milletvekillerinin kovuşturulmasının önünü açtı. Türkiye’deki Kürt meselesiyle ilgili meşru muhalif görüşleri bastırmak amacıyla rutin olarak kullanılan “terör örgütü propagandası yapmak” suçlamasıyla partinin Genel Eş Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da dahil olduğu 12 milletvekili 4 Kasım itibari ile gözaltına alındı ve 5 Kasım’da milletvekillerinden 9’u tutuklandı. HDP’nin Ankara’daki Genel Merkez Binası da polis tarafından basıldı. 

Gözaltı haberlerini takip eden bombalı saldırıda ikisi polis memuru olmak üzere en az 9 kişi öldü ve 100 kişi yaralandı. Uluslararası hukukun temel prensiplerini çiğneyen ve ihlal eden bu patlamanın sorumluluğunu, kendisine İslam Devleti (IŞİD) adı veren silahlı grup, internet haber ajansı üzerinden yaptığı bir açıklamayla üstlendi.  

Milletvekilleri göz altına alındığı esnada, Türkiye’deki kullanıcılar Twitter, Facebook ve Whatsapp gibi sosyal medya araçlarına ulaşamadıklarını gördüler. Türkiye genelinde tüm gün internete erişim kısıtlandı.  Başbakan Binali Yıldırım, öğleden sonra bu uygulamaların “geçici önlemler olduğunu” ve “tehlike ortadan kalktıktan” sonra kaldırılacağını ifade etti. 

Eylül ayında “özerklik” yanlısı görüşler ifade eden Kürt siyasi partilerinin 24 seçilmiş belediye eş başkanının Kanun Hükmünde Kararname ile yerlerine kayyım atanarak görevden alınmasının ve geçen haftasonu göz altına alınıp, yerlerine kayyum atanan HDP’li Diyarbakır Belediyesi Eş Başkanlarının tutuklanmasının ardından 12 milletvekili gözaltına alındı ve aralarından 9’u da tutuklandı. 

Ayrıca geçtiğimiz haftasonu, Türkiye’nin güneydoğusu merkezli yerel medya kuruluşları ile birlikte Özgür Gündem gazetesi, Kürtçe yayın yapan Azadiya Welat ve JINHA kadın haber ajansı da Kanun Hükmünde Kararname ile kapatıldı.