Türkiye: İstanbul Sözleşmesi'nin terk edilmesi değil nasıl eksiksiz uygulanacağı tartışılmalı
- 5 Ağustos’ta ülke çapında protestolar gerçekleştirilecek.
- Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi'nden temsilciler, İstanbul'da gerçekleştirilecek protestoları gözlemlemek üzere Kadıköy'de olacak.
Uluslararası Af Örgütü, Türkiye’de gündeme gelen İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme tartışmalarına karşı bir açıklama yayımladı. Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Merkez Yürütme Kurulu’nda yapılacak görüşmeler öncesinde yayımlanan açıklamada, Türkiye’nin, kadına yönelik şiddetin önlenmesine dair uluslararası bir sözleşme olan İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmek yerine, sözleşmeyi eksiksiz şekilde uygulaması çağrısı yapıldı.
45 Avrupa Konseyi üyesi devlet tarafından imzalanan ve 34’ü tarafından onaylanan İstanbul Sözleşmesi’nin eksiksiz uygulanması konusunda yetkililere çağrıda bulunan kadın örgütleri 4 - 5 Ağustos’ta ülke çapında protestolar gerçekleştirecek. Türkiye sözleşmeyi onaylayan ilk ülkeydi.
Uluslararası Af Örgütü Kadın Hakları Araştırmacısı Anna Błuś, konu hakkında yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Türkiye yetkililerinin, ülkenin en simgesel şehrinin adını taşıyan sözleşmeden çekilmeyi düşünmeleri üzücü bir ironi yaratmaktadır.”
“Eve kapanma gibi COVID-19 önlemleri ile birçok kadın ve kız çocuğun istismarcılarıyla aynı evde kısılıp kaldığı veya koruma ve destek hizmetlerine kolaylıkla erişmelerinin mümkün olmadığı, ayrıca kadınlara ve kız çocuklara yönelik şiddet haberlerinin arttığı bir dönemde bu sözleşmenin tartışılıyor olması gerçekten kaygı vericidir.”
İstanbul Sözleşmesi, doğrudan kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddeti hedef alan ilk Avrupa sözleşmesidir. Sözleşme, 2011 Mayıs ayında İstanbul’da imzaya açıldı ve Ağustos 2014’te yürürlüğe girdi. Şimdiye kadar hiçbir devlet bu sözleşmeden çekilmedi.
COVID-19 pandemisi döneminde, çok sayıda kadının partnerleri ve eski partnerleri de dahil olmak üzere erkekler tarafından öldürüldüğü ve tecavüze maruz kaldığı biliniyor.
“Türkiye’nin sözleşmeden çekilmesi hem ülkedeki milyonlarca kadın ve kız çocuk için hem de cinsel saldırı ve ev içi şiddetten hayatta kalanlara hayati destek sağlayan örgütler için felaket sonuçlar doğuracaktır. Sözleşmeden çekilme ihtimalinin tartışılması bile kadınların ve kız çocukların güvenliği üzerinde ağır bir etki yaratıyor” diyen Anna Błuś, sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Türkiye, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilen ilk Avrupa Konseyi üye devleti olmak yerine, sözleşmenin eksiksiz uygulanmasını sağlamalı ve kadınların ve kız çocukların haklarını daha iyi korumak ve geliştirmek için acilen harekete geçmelidir.”
Planlanan Protestolar
Adana: 5 Ağustos saat 18.00 – Heykelli Park
Ankara: 5 Ağustos saat 19.00 – Sakarya Meydanı
Antakya: 5 Ağustos saat 19.00 – Köprübaşı
Antalya: 5 Ağustos saat 19.00 – Attalos Meydanı
Ayvalık: 5 Ağustos saat 19.00 – Cumhuriyet alanı
Bodrum: 4 Ağustos saat 19.00 – Tepecik Cami Meydanı
Datça: 4 Ağustos saat 19.00 – Cumhuriyet Meydanı
Didim: 5 Ağustos saat 18.30 –İş Bankası önü
İstanbul: 5 Ağustos saat 19.00 – Kadıköy Beşiktaş İskelesi
İzmir: 5 Ağustos saat 18.30 – Alsancak ÖSYM önü
Kocaeli: 5 Ağustos saat 19.00 – Belediye İşhanı önü
Samsun: 5 Ağustos saat 19.30 – Süleymaniye Geçidi
Basın Açıklamaları
- İsrail/İşgal Altındaki Filistin Toprağı: Netanyahu, Gallant ve El Masri kendilerine isnat edilen savaş suçları ve insanlığa karşı işlenen suçlardan ötürü UCM’de adalet önüne çıkarılmalı
- Ukrayna: Rusya’nın savaş suçu kapsamına giren saldırılarında çocuklar öldürülmeye ve yaralanmaya devam ediyor
- ABD, İsrail’in insani yardımları engellemesine karşılık ABD yasalarını uygulamıyor
- Türkiye: “Etki ajanı” olarak bilinen yasa teklifinin geri çekilmesi sivil toplum için önemli bir kazanım
- Küresel: FIFA 2034 Dünya Kupası adaylık sürecini durdurmalı ve 2030 için güvenilir bir insan hakları stratejisi talep etmeli
- COP29: Liderler adil iklim finansmanı sağlamayı ve fosil yakıtlardan tamamen uzaklaşmayı taahhüt etmeli
- Uluslararası Af Örgütü ABD Başkanlığına seçilen Trump’ın ikinci döneminde de insan haklarını savunacak
- Türkiye: ‘Etki ajanı’ yasası olarak bilinen yasa teklifi sivil topluma yönelik bir saldırıdır ve reddedilmelidir