• Basın Açıklamaları

Türkiye: İstanbul Onur Yürüyüşü hiçbir engellemeyle karşılaşmadan gerçekleştirilmelidir

Her yıl İstanbul’da düzenlenen Onur Yürüyüşü’nün bu yıl gerçekleştirileceği 1 Temmuz Pazar günü öncesinde ortak bir açıklama yapan Uluslararası Af Örgütü (UAÖ), Uluslararası Lezbiyen ve Gey Birliği Avrupa Şubesi (ILGA-Europe) ve All Out, Türkiye’deki LGBTİ+ topluluklarıyla dayanışma içerisinde olduğunu ifade ediyor ve yetkililere, İstanbul Onur Yürüyüşü’nün hukuka aykırı hiçbir sınırlandırma olmaksızın gerçekleştirilmesini güvence altına alma çağrısında bulunuyor.

UAÖ Avrupa Kampanyalar Direktörü Fotis Filippou konuya ilişkin yaptığı açıklamada,

“Yetkililerin sivil toplum, ifade özgürlüğü ve çeşitlilik üzerinde baskı uyguladığı mevcut korku ikliminde, LGBTİ+’ların görünür olması ve Onur Yürüyüşü’nü özgürce kutlaması her zamankinden daha önemli. Dünyanın her yerinde insanlar, Türkiye’deki tüm zorluklara rağmen insan hakları ve eşitlik için yürüyen LGBTİ+ aktivistleri ve ortaklarıyla dayanışma içinde” dedi.

İstanbul’da Onur Yürüyüşü ilk olarak 2003’te yapılmış, o yürüyüşe de sadece 30 LGBTİ+ aktivisti katılmıştı. En son ise 2014’te yapılmış ve yaklaşık 90.000 kişi, İstiklal Caddesi’ndeki coşkulu yürüyüşe katılmıştı. 2014’te yapılan İstanbul Onur Yürüyüşü, o zamana kadar yapılanların en kalabalığıydı.

Ancak durum, 2015’te İstanbul Valiliği’nin Onur Yürüyüşü’nü yasaklaması sonrasında değişti. Katılımcıları tazyikli su, göz yaşartıcı gaz ve biber gazı kapsülleri kullanarak şiddetle dağıtan polis, bu süreçte onlarca kişiyi de gözaltına aldı. 2016 ve 2017’de LGBTİ+ aktivistleri ve ortaklarından oluşan küçük grupların yürüyüşleri de Valilik yasakları nedeniyle engellendi.

ILGA-Europe Programlar Direktörü Björn van Roozendaal konu hakkında yaptığı açıklamada,

“2018’de Onur Yürüyüşü, kuşkusuz ki demokratik değerlere ilişkin bir turnusol testidir ve Türkiye, son birkaç yıldır bu testi geçmekte başarısız oluyor. İstanbul’daki Onur Yürüyüşü’nün görkemli geçmişi düşünüldüğünde bu durum hepten hayal kırıklığı yaratıyor. Maalesef, o zamandan beri bölgede kamusal LGBTİ+ etkinliklerine getirilen sınırlandırmalar, sivil toplum örgütlenmesi ve insan haklarının aşındırılmasına yönelik çabalara işaret etmektedir. Tarih, tekerrür ediyor” dedi. Van Roozendaal, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ve hiç şüphesiz, bu durum, sadece LGBTİ+ topluluklarına ve ortaklarına değil, tüm topluma zarar veriyor. Aktivizme ve muhalif seslere yönelik saldırılar, yetkililerin vatandaşlarla ilişki kurmayı devamlı olarak reddetmesi ve temel hakların ısrarla hiçe sayılması, yalnızca LGBTİ+ hareketinde değil, tüm topluluklarda tepki uyandırmalıdır.”

Türkiye’deki LGBTİ+ toplulukları, Onur Yürüyüşü’nü barışçıl biçimde kutlama haklarını kullanmaya kararlı. 11 Mayıs’ta Orta Doğu Teknik Üniversitesi öğrencileri, Ankara’daki tüm LGBTİ+ etkinliklerine yönelik uygulanan genel yasağa rağmen yürüyüş yapmayı başarmıştı. İzmir’deyse yüzlerce kişi, 10 Haziran’da düzenlenen 6. Onur Yürüyüşüne katılmıştı.

All Out İdari Direktörü Matt Beard, konuya ilişkin yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“İstanbul’daki ve Türkiye’nin her yerindeki LGBTİ+’larla dayanışmayı sürdüreceğiz. Yetkililer, insanları sindirmek ve bastırmak için barışçıl toplanmaları yasaklayabilir, muhalefeti susturabilir, fiziksel ve kaba güç kullanabilir. Fakat Onur Yürüyüşü’nün kalbinde yatan özgürlük, saygı ve onur arzusunu asla yok edemezler.”

Türkiye yetkilileri, iç hukuk ve uluslararası hukuk gereğince barışçıl ifade ve toplanma özgürlüğü haklarını korumakla yükümlüdür. İstanbul Onur Yürüyüşünün 1 Temmuz’da hiçbir engelleme olmaksızın gerçekleştirilmesine izin verilmeli ve Onur Yürüyüşü korunmalıdır.