Türkiye: Dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanında kadınlar İstanbul Sözleşmesi’nden çıkma kararından vazgeçilmesini istiyor
11 Mayıs İstanbul Sözleşmesi’nin imzaya açıldığı tarih. Bugün dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanında kadınlar, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararına karşı Küresel Eylem Günü’ne katılıyor.
Küresel Eylem Günü’nde Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kadınlara yönelik şiddet ve ev içi şiddeti önleme ve bunlarla mücadele hakkındaki çığır açıcı uluslararası sözleşmeden çıkma kararı protesto edilecek. Protestolar, İstanbul Sözleşmesi’nin 10. yıldönümünde tüm dünyadaki kadın hakları ve insan hakları grupları tarafından çevrimiçi ve çevrimdışı olarak düzenleniyor.
Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnès Callamard konuya ilişkin yaptığı açıklamada şunları söyledi, “Sözleşmenin imzalanmasından tam 10 yıl sonra, bugün, kadınlar Türkiye yetkililerinden milyonlarca kadının ve kız çocuğun güvenliğini, hatta hayatını tehlikeye atacak bir karardan vazgeçmelerini istemek için tek ses oluyor.”
“Sözleşmenin imzalanmasından tam 10 yıl sonra, bugün, kadınlar Türkiye yetkililerinden milyonlarca kadının ve kız çocuğun güvenliğini, hatta hayatını tehlikeye atacak bir karardan vazgeçmelerini istemek için tek ses oluyor.”
Agnès CallamardUAÖ Genel Sekreteri
“Cumhurbaşkanı Erdoğan İstanbul Sözleşmesi’nden çıkma kararını açıkladığından bu yana, haftalardır Türkiye’de ve dünyanın dört bir yanında kadınlar bir araya geliyor. Korkmuyor, sokağa çıkıyorlar. Yılmıyor, harekete geçiyorlar. İnsanlar İstanbul Sözleşmesi’nden her zamankinden daha fazla söz ediyor ve önemini daha iyi anlıyor.”
Mart ayında Cumhurbaşkanı Erdoğan bir kararname yayınlayarak Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekildiğini duyurdu. Karar 1 Temmuz’da yürürlüğe girecek fakat sözleşmeyi savunanlar Türkiye yetkililerinden bu kararı gözden geçirmelerini istiyor.
Uluslararası Af Örgütü, Türkiye’nin sözleşmeden çekilmesinin tehlikeli, popülist bir buzdağının yalnızca görünen yüzü olmasından kaygı duyuyor. Birçok hükümet, geriye dönük ve amacından saptırılmış bir “ailevi değerler” çerçevesi kullanarak Avrupa’nın dört bir yanında kadın haklarını ve LGBTİ+ haklarını geriletmeye çalışıyor.
KADIN HAKLARI İÇİN YAN YANA DURMAYA DEVAM EDİYORUZ
ARAMIZA KATILJoe Biden ve diğer liderler Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çıkma kararını kınarken dünyanın çeşitli yerlerinde protestolar düzenlenecek
Joe Biden ve Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in de aralarında bulunduğu dünya liderleri çekilme kararını güçlü bir biçimde kınayarak Türkiye’de ve tüm dünyadaki kadınların sesine destek oldu.
Birçok ülkede sokağa çıkma yasakları uygulanmasına rağmen bazı başkentlerde fiziksel protestolar, sosyal medyada ise sanal protestolar gerçekleştirilecek. Bu protestolara katılanlar, Türkiye’deki kadınlar ve kız çocuklarla dayanışmak için mor kıyafetler giyecek.
“İstanbul Sözleşmesi imzalandığı ilk 10 yılda kadınların şiddetten korunmasına yardımcı olan çok önemli bir araç oldu. Sözleşmeden çekilmek, Türkiye’deki milyonlarca kadın ve kız çocuk için belirsizlik, korku ve somut tehlike anlamına gelecektir” diyen Agnès Callamard sözlerini şöyle sonlandırdı: “Şiddet tehdidi tüm dünyada kadınların ve kız çocukların her gün karşı karşıya kaldığı bir durumdur. İstanbul Sözleşmesi’nin onaylanması ve sözleşmeyi korumak için sergilenecek uluslararası dayanışma tam da bu nedenle bu kadar önemlidir.”
“Şiddet tehdidi tüm dünyada kadınların ve kız çocukların her gün karşı karşıya kaldığı bir durumdur. İstanbul Sözleşmesi’nin onaylanması ve sözleşmeyi korumak için sergilenecek uluslararası dayanışma tam da bu nedenle bu kadar önemlidir.”
Agnès CallamardUAÖ Genel Sekreteri
Arka Plan
İstanbul Sözleşmesi olarak da bilinen Kadına Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi 10 yıl önce bugün, 11 Mayıs 2011’de İstanbul’da imzaya açıldı.
İstanbul Sözleşmesi kadınlara yönelik şiddet ve ev içi şiddetle mücadele etmek için özel olarak tasarlanmış en kapsamlı uluslararası sözleşmedir. Sözleşme kadınlara yönelik şiddet ve ev içi şiddetin önlenmesi, kadınların ve kız çocukların bu türde şiddete karşı korunması, şiddet uygulayanların ceza davalarında yargılanması ve şiddetten hayatta kalan kişilere sığınak ve tıbbi yardım gibi koruma ve destek hizmetlerinin kurulması konusunda asgari standartları belirler.
Şimdiye kadar Avrupa Konseyi üyesi 34 ülke 2014’te yürürlüğe giren sözleşmeyi onayladı; 12 ülke ise imzaladı ancak henüz onaylamadı. Dün Lichtenstein Parlamentosu sözleşmenin onaylanmasını kabul etti.
Mart ayında, Türkiye hükümeti, sözleşmenin ‘Türkiye’nin toplumsal ve ailevi değerleriyle bağdaşmayan eşcinselliği normalleştirmek’ için kullanıldığını öne sürerek çekilme kararını haklı göstermeye çalıştı. Uluslararası Af Örgütü’nün konu hakkındaki açıklamasına buradan ulaşabilirsiniz.
Türkiye, en kalabalık ve simgesel kentinin ismini taşıyan bu önemli sözleşmeyi imzalayan ve onaylayan ilk ülkeydi; kararından vazgeçmediği takdirde ise sözleşmeden ayrılan ilk ülke olacak.
Uluslararası Af Örgütü İstanbul Sözleşmesi için imza kampanyasına devam ediyor.
Planlanan Protestolar
Uluslararası Af Örgütü’nün aktivist grupları Birleşik Krallık, Hollanda, Avusturya, İtalya ve Belçika’nın da aralarında bulunduğu çok sayıda ülkede Türkiye büyükelçilikleri önünde protestolar ve etkinlikler gerçekleştirecek.
Diğer ülkelerde aktivistler sosyal medyada #IstanbulConventionSavesLives (#İstanbulSözleşmesiYaşatır) etiketini kullanarak Türkiye’deki kadın hakları gruplarıyla dayanışacak ve sözleşmeyi destekleyecek.
UAÖ Türkiye de dünyayı mora boyamak için çağrı yaptı, “İstanbul Sözleşmesi, 10 yaşında! Bugüne dikkat çekmek için dünyayı mora boyuyoruz. Bize katılmak için mor bir giysi ile fotoğraf çek, sosyal medyaya yükle ve bizi etiketle. #İstanbulSözleşmesi10Yaşında
Uluslararası Af Örgütü Avrupa Bölgesel Ofisi Direktörü Nils Muižnieks, Almanya’nın dönem başkanlığını yaptığı Avrupa Konseyi tarafından İstanbul Sözleşmesi’nin 10. yıldönümü vesilesiyle düzenlenen konferansta bir konuşma yapacak. Konu hakkında bilgi almak tıklayın.
Basın Açıklamaları
- İsrail/İşgal Altındaki Filistin Toprağı: Netanyahu, Gallant ve El Masri kendilerine isnat edilen savaş suçları ve insanlığa karşı işlenen suçlardan ötürü UCM’de adalet önüne çıkarılmalı
- Ukrayna: Rusya’nın savaş suçu kapsamına giren saldırılarında çocuklar öldürülmeye ve yaralanmaya devam ediyor
- ABD, İsrail’in insani yardımları engellemesine karşılık ABD yasalarını uygulamıyor
- Türkiye: “Etki ajanı” olarak bilinen yasa teklifinin geri çekilmesi sivil toplum için önemli bir kazanım
- Küresel: FIFA 2034 Dünya Kupası adaylık sürecini durdurmalı ve 2030 için güvenilir bir insan hakları stratejisi talep etmeli
- COP29: Liderler adil iklim finansmanı sağlamayı ve fosil yakıtlardan tamamen uzaklaşmayı taahhüt etmeli
- Uluslararası Af Örgütü ABD Başkanlığına seçilen Trump’ın ikinci döneminde de insan haklarını savunacak
- Türkiye: ‘Etki ajanı’ yasası olarak bilinen yasa teklifi sivil topluma yönelik bir saldırıdır ve reddedilmelidir