Türkiye: Cinsiyet Geçiş Ameliyatı İçin Kısırlaştırma Şartının Aranması Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne Aykırı

Avrupa İnsan Hakları Mahhkemesi, trans bireylerin cinsiyet geçiş ameliyatı olabilmeleri için kısırlaştırmanın şart koşulmasını hükümsüz kılan kararı, Avrupa’daki trans bireylerin eşitliği için atılmış cesaretlendirici bir adım.

10 Mart günü, Y.Y. v. Türkiye kararında Mahkeme, trans erkeğin cinsiyet geçiş ameliyatı olabilmesi için üreme yeteneğinden sürekli biçimde yoksun olmasının şart koşulmasının  özel hayata saygı hakkını (Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 8. Maddesi) ihlal ettiğine karar verdi.

Türkiye mahkemeleri, üreme yeteneğinden sürekli biçimde yoksun olmadığı gerekçesiyle Y.Y.’nin cinsiyet geçiş ameliyatı olmasını yıllarca engelledi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, kamu yararını ve başvurucunun fiziksel ve moral bütünlüğünü korumak amacıyla yerel mahkemeler tarafından başvurucunun özel hayatına getirilen sınırlamanın gerekli olmadığına karar verdi.

Türk hukukuna göre (Medeni Kanun’un 40. Maddesi), bir kişi sadece belirtilen şartları yerine getirdikten sonra cinsiyet değişikliği ameliyatı olabilir. Bu şartlar arasında psikiyatrik teşhis konulması, bekar olmak, 18 yaşında veya 18 yaşından büyük olmak ve üreme yeteneğinden sürekli biçimde yoksun olmak yer alıyor. Y.Y.’nin davasında Türkiye mahkemeleri, Medeni Kanun’un 40. Maddesinde yer alan üreme yeteneğinden sürekli biçimde yoksun olmak şartını cinsiyet geçiş ameliyatı olabilmesi için ön şart olarak kabul etmişti.

Bu dava, Mahkeme’nin cinsiyet geçiş ameliyatı olmak için kısırlaştırma şartını Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı bulduğu ilk dava. Fakat karar, yasal cinsiyet tanınması için kısırlaştırma şartının aranmasının Sözleşme’ye aykırı olup olmadığına dair bir nokta içermiyor.

Uluslararası Af Örgütü hükümetleri trans bireylere yasal tanınma elde edebilmesi için insan haklarını ihlal eden, gerekli olmayan tıbbi ve ayrımcı şartları yerine getirmeye zorlanmadan basit, çabuk, şeffaf ve erişilebilir bir prosedür sağlamaya çağırıyor.

Aralarında Belçika, Finlandiya, Fransa, İtalya, Norveç ve Türkiye’nin de bulunduğu 21 Avrupa ülkesine trans bireylerin cinsiyet kimliklerini taşıyan resmi belgeleri alabilmeleri için kısırlaştırılmış olmaları gerekiyor. Bu, onların insanlıkdışı ve aşağılayıcı muameleye maruz kalmama, sağlığa erişim ve özel ve aile hayatlarına saygı haklarını ihlal ediyor.