Türkiye: Binlerce Afgan mülteciyi insafsızca sınır dışı ediliyor
Uluslararası Af Örgütü (UAÖ) yayımladığı açıklamada, çatışmalar ile Taliban’ın aşırılaşan saldırılarından kaçarak Türkiye’ye sığınan en az 2.000 Afgan’ın gözaltında tutulduğunu ve tehlike altında olacakları Afganistan’a zorla geri gönderilme riski altında olduğunu söyledi. Türkiye yetkililerinin Nisan ayının başından beri 7.100 Afgan’ın toplanarak Afganistan’a geri gönderilmesiyle sonuçlanan sınır dışı etme uygulamasını yoğunlaştırdığı görülüyor.
Türkiye yetkilileri, UAÖ’ye tüm bu geri göndermelerin gönüllü olduğunu ve BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin (BMMYK) gözaltı merkezlerine düzenli erişimi olduğunu söyledi. Fakat UAÖ, en az 2.000 Afgan’ın gözaltında tutulduğu düşünülen Türkiye’nin güneyindeki Düziçi konteyner kampındaki mültecilerle yaptığı telefon görüşmelerinde, gözaltındaki kişilere anlayamadıkları Türkçe olan belgeleri imzalamaları için baskı yapıldığını öğrendi.
Bu belgeler, Türkiye yetkililerinin daha önce Suriyeli ve diğer mültecilere yönelik zorlayıcı koşullar altında kullandığı “gönüllü geri dönüş formu” olabilir. Bazı ailelerin sığınma başvurusu yapmasına izin verildiği ve daha sonra serbest bırakıldığı bildirilse de muhtemelen – çoğunluğu erkeklerden oluşan – binlerce kişi zorla Afganistan’a geri gönderilme tehlikesi altında. UAÖ ayrıca sığınma başvurusunda bulunmak istediği halde eşi ve beş çocuğu ile birlikte zorla sınır dışı edilen ve Kabil’de yaşayan bir erkekle de görüştü.
UAÖ Mülteci ve Göçmen Hakları Araştırmacısı Anna Shea, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Olağanüstü boyutlarda bir baskı uygulanıyor. Türkiye yetkilileri, binlerce Afgan’ın toplanması, uçaklara doldurulması ve savaş alanına geri gönderilmesiyle sonuçlanan sınır dışı etme uygulamasının şiddetini son haftalarda artırdı. Gözaltında tutulan binlerce kişi de çatışma ve zulümden kaçan insanlar olarak muamele görmek yerine suçlu muamelesi görüyor” dedi. Shea, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye’de bulunan Afganlar ülkelerindeki daha büyük tehlikelerden kaçmak üzere riskli yolculuklar yaptı. Onları zorla göndermek hem vicdana hem de hukuka aykırıdır. Afganistan’daki gelişigüzel şiddet hiç durmadan çok sayıda hayata mal oluyor ve ülkenin hiçbir yeri güvenli değil. Çok yüksek sayıda mülteciyi kabul eden ve büyük çoğunluğunu kendi bütçesinden finanse eden Türkiye’nin baskı altında olduğuna dair şüphe yok, ancak bu sınır dışı uygulamaları insanların hayatını tehlikeye atacak.”
Afganistan’da geçen dört yılın her birinde 10.000’den fazla sivil, çoğunluğu silahlı gruplar tarafından gerçekleştirilen gelişigüzel saldırılarda olmak üzere öldürüldü veya yaralandı.
Türkiye, 145.000 civarında Afgan da dahil olmak üzere en yüksek sayıda mültecinin bulunduğu ülkelerden biri. 2018’de giderek artan sayıda Afgan, ülkenin doğu sınırındaki İran’dan Türkiye’ye girdi ve İçişleri Bakanlığı bu yıl ülkeye ulaşanların sayısını 27.000 olarak bildirdi. Sınırlarını sığınmacılara karşı kapatmaya çalışmakla birçok AB ülkesinin izinden giden Türkiye, şu an İran sınırına bir yıl içinde tamamlanması beklenen 144 kilometrelik bir duvar inşa ediyor. Bu esnada Türkiye yetkilileri de giderek daha fazla sayıda Afgan’ın ülkeye ulaşmasına onları sınır dışı etmek üzere gözaltına almakla yanıt veriyor.
17 Nisan’da devletin resmi haber ajansı olan Anadolu Ajansı son haftalarda 6.846 Afgan’ın sınır dışı edildiğini bildirdi ve bu sayıyı İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün yaptığı yazılı bir açıklamaya dayandırdı. İçişleri Bakanı ise bugün sınır dışı edilen Afganların sayısının 7.100’e yükseldiğini bildirdi. UAÖ bu sayıları henüz bağımsız olarak doğrulayamasa da Afganlara yönelik sınır dışı uygulamasının çok ciddi boyutlara vardığı ortada. İçişleri Bakanı 23 Nisan’da medyaya bu hafta sonuna dek 10.000 kişiyi sınır dışı etmeyi hedeflediklerini söyledi.
Sınır dışı uygulamalarındaki bu artış, Türkiye ile Afganistan arasında 9 Nisan’da imzalanan göç anlaşmasıyla ilişkilendirilebilir. Bu anlaşma ile iki hükümet, Türkiye’deki Afganistan vatandaşlarının sınır dışı edilmesini kolaylaştırmak konusunda mutabakata vardı.
Mevcut durumda en az 2.000 Afgan’ın Türkiye’de gözaltında tutulduğu ve sınır dışı edilme tehlikesi altında olduğu düşünülüyor. UAÖ, 2.000 civarında Afgan’ın Osmaniye’ye bağlı Düziçi’nde bir konteyner kampında, diğer yüzlercesinin ise muhtemelen Erzurum’daki bir gözaltı merkezinde tutulduğuna ilişkin güvenilir bilgiler elde etti. Bu gözaltı uygulamalarının yasal dayanağı açık olarak bilinmiyor. Binlerce kişinin kısa bir süre içinde yakalanarak gözaltına alındığı düşünülürse, Afganların keyfi ve hukuka aykırı bir biçimde gözaltına alınmış olmaları oldukça muhtemel.
UAÖ, Düziçi kampında gözaltında tutulan iki erkek ve bir kadın ile görüştü. Afganistan’ın Beğlan vilayetinden gelen 23 yaşındaki avukat “Ferhat” (ismi değiştirilmiştir), Taliban tarafından zorla silah altına alınmaktan kaçtığını ve yürüyerek Türkiye’ye geldiğini söyledi. Sınırda yakalanan ve 24 gündür gözaltında tutulan Ferhat, şunları söyledi:
“Sınır dışı edileceğimizi bize söylemiyorlar, hiçbir şey söylemiyorlar. İnsanları ofislerine çağırıyor, parmak izlerini alıyorlar. Belgeki yazılar sadece Türkçe, okuyamıyoruz. Beni öldürseler de o belgeyi asla imzalamayacağım.”
UAÖ, Nisan ayı ortasında Türkiye’nin batısındaki İzmir’den Kabil’e sınır dışı edilen beş çocuk babası bir erkekle de telefonda konuştu. 42 yaşındaki Kandaharlı “Ghodrat” (ismi değiştirilmiştir), kendisi ve ailesinin anlamadıkları bir belgeyi imzalamayı reddettiğini, ancak yine de Afganistan’a zorla geri gönderildiklerini söyledi. Afganistan’a döndükten sonra kendilerine hiçbir mali veya lojistik destek sağlanmadığını ifade etti.
Ghodrat, “Polis imzalamamız için bize bir kağıt verdi, ben de imzalamayı reddettim. Ağladım, mahvolmuş haldeydim. BM’den insanlarla karşılaşmak umuduyla Afganistan’ı terk etmiştik, onların bize yardım edeceğini sandık. Kandahar güvenli bir yer değil, özellikle de çocuklar için. Az da olsa sahip olduğum her şeyi satarsam Türkiye’ye gidip BM’ye kaydımı yaptırabileceğimi düşünmüştüm.”
Uluslararası hukuka göre bağlayıcılığı olan geri göndermeme (non-refoulement) ilkesi gereğince Türkiye, hiç kimseyi zulüm veya işkence ile diğer zalim, insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele veya cezalandırma gibi ağır insan hakları ihlallerine maruz kalabilecekleri bir yere geri gönderemez. Afganistan’ın her yerinde güvenlik ve insan haklarının içinde bulunduğu vahim durum nedeniyle bu ülkeye yapılan tüm zorla geri göndermeler, uluslararası hukukun ihlali olarak geri göndermeme ilkesini (refoulement) ihlal eder.
UAÖ, Türkiye yetkililerine, keyfi biçimde gözaltına alınan tüm Afganları derhal serbest bırakma, Afganların ulusal sığınma prosedürlerine erişimlerini güvence altına alma ve Afganistan’a geri göndermelerin güvenli ve insanlık onuruna yakışır biçimde gerçekleştirilmesi mümkün olana dek tüm geri göndermeleri durdurma çağrısı yapıyor.
Basın Açıklamaları
- İsrail/İşgal Altındaki Filistin Toprağı: Netanyahu, Gallant ve El Masri kendilerine isnat edilen savaş suçları ve insanlığa karşı işlenen suçlardan ötürü UCM’de adalet önüne çıkarılmalı
- Ukrayna: Rusya’nın savaş suçu kapsamına giren saldırılarında çocuklar öldürülmeye ve yaralanmaya devam ediyor
- ABD, İsrail’in insani yardımları engellemesine karşılık ABD yasalarını uygulamıyor
- Türkiye: “Etki ajanı” olarak bilinen yasa teklifinin geri çekilmesi sivil toplum için önemli bir kazanım
- Küresel: FIFA 2034 Dünya Kupası adaylık sürecini durdurmalı ve 2030 için güvenilir bir insan hakları stratejisi talep etmeli
- COP29: Liderler adil iklim finansmanı sağlamayı ve fosil yakıtlardan tamamen uzaklaşmayı taahhüt etmeli
- Uluslararası Af Örgütü ABD Başkanlığına seçilen Trump’ın ikinci döneminde de insan haklarını savunacak
- Türkiye: ‘Etki ajanı’ yasası olarak bilinen yasa teklifi sivil topluma yönelik bir saldırıdır ve reddedilmelidir