Türkiye: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararı, keyfi biçimde tutuklu olan binlerce kişiye umut veriyor
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, uzun zamandır beklenen ve emsal teşkil eden kararlarını bugün açıklayarak gazeteci Mehmet Altan ile köşe yazarı Şahin Alpay’ın kişi hürriyeti ve güvenlik hakları ile ifade özgürlüğü haklarının ihlal edildiğine hükmetti. Uluslararası Af Örgütü Avrupa Direktörü Gauri van Gulik, konuya ilişkin şunları söyledi:
“Bu iki gazeteciyi yüksek sesle temize çıkaran bugünkü kararlar, Türkiye’nin adalet sistemine yönelik de sert bir suçlama. Mehmet Altan ve Şahin Alpay’ın neredeyse 20 aydır cezaevinde tutuklu yargılanması adil olmamanın yanı sıra hukuka da aykırıdır.”
“Bu karar, halihazırda herkes tarafından bilinir hale gelen bir gerçeği de pekiştiriyor: Mehmet Altan ve Şahin Alpay’ın Türkiye’deki yüzden fazla diğer gazeteci gibi yalnızca önemli gazetecilik faaliyetleri nedeniyle cezaevine konduğunu,” söyleyen van Gulik, sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Türkiye cezaevlerinin kapıları açılmalı ve Mehmet Altan’dan başlayarak gazetecilerin, aktivistlerin ve Uluslararası Af Örgütü Yönetim Kurulu Başkanı Taner Kılıç da dahil olmak üzere insan hakları savunucularının serbest kalmasına izin verilmelidir.”
Arka Plan
16 Mart’ta İstanbul’da bir mahkeme, Anayasa Mahkemesi kararının gerekçesi sunulduktan sonra Şahin Alpay’ın ev hapsi ve yurtdışı çıkış yasağı adli kontrol kararı uygulanarak tahliyesine hükmetti. Anayasa Mahkemesi’nin Ocak ayında Alpay’ın serbest bırakılması yönünde aldığı karar, İstanbul’daki birinci derece mahkeme tarafından başlangıçta reddedilmişti.
Mehmet Altan ise sadece fikirlerini ifade ettiği için geçen ay ‘anayasal düzeni yıkmaya teşebbüs etmek’ suçlamasıyla şartlı tahliye olmaksızın ömür boyu hapis cezasına mahkum edildi.
Anayasa Mahkemesi Ocak ayında Mehmet Altan’ın kişi hürriyeti ve güvenlik hakları ile ifade özgürlüğü hakkının ihlal edildiğine hükmederek serbest bırakılmasına karar verdi. İstanbul’daki birinci derece mahkeme ise Anayasa’yı ihlal edecek biçimde, hükümetin Anayasa Mahkemesi kararına yönelik eleştirilerini tekrarlayarak kararı uygulamayı reddetti. Aynı mahkeme daha sonra, Anayasa Mahkemesi davadaki kanıtları Mehmet Altan’ın tutuklu yargılanması için yetersiz bulduğu halde, bu kanıtlara dayanarak Altan'ı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum etti.
Avrupa Mahkemesi’nin bugünkü kararları, Türkiye’de Temmuz 2016’daki darbe girişimi sonrasında gözaltına alınan kişilerle ilgili ilk kararlar olma niteliği taşıyor. Gözaltında tutulan çok sayıda gazeteci ve Uluslararası Af Örgütü Yönetim Kurulu Başkanı Taner Kılıç da dahil olmak üzere sivil toplum aktörleri, keyfi biçimde tutuklanmalarının kişi hürriyeti ve güvenlik hakları ile ifade özgürlüğü haklarını ihlal ettiğini öne sürerek davalarına ilişkin AİHM kararlarını bekliyor.
Uluslararası Af Örgütü Yönetim Kurulu Başkanı Taner Kılıç, Temmuz 2017’den beri cezaevinde. 31 Ocak 2018’de İstanbul’daki birinci derece mahkeme Kılıç’ın serbest bırakılmasına karar vermiş, ancak aynı mahkeme ertesi gün kendi kararını bozmuştu. “Terör örgütü üyeliği” ile suçlanan Kılıç’ın davası, suçlu olduğunu gösteren hiçbir güvenilir kanıt olmadığı halde sürüyor.
Basın Açıklamaları
- İsrail/İşgal Altındaki Filistin Toprağı: Netanyahu, Gallant ve El Masri kendilerine isnat edilen savaş suçları ve insanlığa karşı işlenen suçlardan ötürü UCM’de adalet önüne çıkarılmalı
- Ukrayna: Rusya’nın savaş suçu kapsamına giren saldırılarında çocuklar öldürülmeye ve yaralanmaya devam ediyor
- ABD, İsrail’in insani yardımları engellemesine karşılık ABD yasalarını uygulamıyor
- Türkiye: “Etki ajanı” olarak bilinen yasa teklifinin geri çekilmesi sivil toplum için önemli bir kazanım
- Küresel: FIFA 2034 Dünya Kupası adaylık sürecini durdurmalı ve 2030 için güvenilir bir insan hakları stratejisi talep etmeli
- COP29: Liderler adil iklim finansmanı sağlamayı ve fosil yakıtlardan tamamen uzaklaşmayı taahhüt etmeli
- Uluslararası Af Örgütü ABD Başkanlığına seçilen Trump’ın ikinci döneminde de insan haklarını savunacak
- Türkiye: ‘Etki ajanı’ yasası olarak bilinen yasa teklifi sivil topluma yönelik bir saldırıdır ve reddedilmelidir