Türkiye: Ali İsmail Korkmaz Davasında Hüküm, Adaleti Sağlamaktan Uzak
Dün, Kayseri 3. Ağır Ceza Mahkemesi, sivil polislerin ve sivillerin birlikte Gezi Parkı protestocularından Ali İsmail Korkmaz'ı döverek onun ölümüne yol açtığına karar verdi. Bu karar, polisin, 2013 yazında Türkiye genelinde gerçekleşen eylemlerde bir protestocuyu öldürdüğüne dair verilen ikinci hüküm oldu. Polis şiddetine dair bunların dışındaki yüzlerce başka şikayet ise, yargı önüne bile çıkacak gibi gözükmüyor.
İki polis memuru, kasten insan öldürmekten hakkında müebbet cezası istenen Mevlüt Saldoğan ve Yalçın Akbulut, daha düşük bir suç olan kasten yaralayarak 19 yaşındaki Ali İsmail Korkmaz'ın ölümüne sebebiyet vermekten suçlu bulundu ve indirimlerin ardından sırasıyla, 10 yıl 10 ay ve 10 yıl hapis cezasına mahkum edildi.
Önceki duruşmalar sırasında, mahkemeye, polis memurlarının ve sivillerin Ali İsmail Korkmaz'ı döverken görüldüğü bir video gösterildi. Polis memuru Mevlüt Saldoğan videoda, saldırı sonrasında yerde hareketsiz yatan Ali İsmail Korkmaz'ı kafasından defalarca tekmelerken görüldü.
Protestoculara saldıran grupta olan, ancak görüntülerde Ali İsmail Korkmaz'ı döverken görülmeyen iki polis memuru ise delil yetersizliğinden beraat etti.
Üç sivil saldırıda yer almaktan suçlu bulundu ve indirimlerin ardından altı yıl sekiz ay hapis cezasına mahkum edildi. Dördüncü bir sivil ise, saldırıya yardımcı olmaktan üç yıl dört ay hapis cezasına mahkum edildi ve cezaevinde geçirdiği süre göz önünde bulundurularak tahliye edildi.
Ali İsmail Korkmaz'ın öldürülmesiyle ilgili soruşturmada, olay yerini gösteren kamera kayıtlarında tahrifat yapılması dahil, çok sayıda sorunla karşılaşıldı. Ali İsmail Korkmaz'ın ailesinin, avukatlarının ve delilleri ortaya çıkaran gazetecilerin azmi olmasaydı, olayın yargı önüne çıkarılması dahi mümkün olmayabilirdi. Ali İsmail Korkmaz'ın ailesi mahkeme çıkışında gerçekleştirdikleri açıklamada mahkeme kararından duydukları derin hayal kırıklığını dile getirdi.
Gezi Park eylemlerinde polisin güç kullanımının ölümlere sebebiyet verdiğine dair güçlü kanıtlar bulunan iki diğer vakada ise henüz herhangi bir sonuca varılmadı. Antakya'da gaz bombası kapsülüyle vurulan Abdullah Cömert ile ilgili dava sürüyor. Tanıklara göre, 269 gün komada kaldıktan sonra ölen 15 yaşındaki Berkin Elvan da polisler tarafından atılan gaz bombası kapsülü ile vuruldu. Fakat, İstanbul'daki savcılar olay yerinde biber gazı atan kolluk görevlilerini tespit etmekte ve adalet önüne çıkarma konusunda hala başarısız. Kolluk kuvvetleri tarafından gerçekleştirilen ihlaller sonucu yaralanan yüzlerce başka kişi ise hala adaletin tesis edilmesini bekliyor.
Genel olarak yargı sistemi, kolluk kuvvetlerinin engellemeleri ve delilleri paylaşmaması nedeniyle polislerin gerçekleştirdiği hak ihlallerini adalet önüne çıkarmakta etkisiz kalıyor. Türkiye yetkilileri bekleyen yüzlerce şikayeti derhal ve adil bir şekilde sonuçlandırmalı ve insan hakları ihlallerinden sorumlu kişileri adalete teslim etmelidir.
Haberler
- Türkiye’deki Yüzlerce Eritreli Zorla Geri Gönderilme Riski Altında
- 22. İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü Eylem Gözlem Raporu
- Hoşgeldin Onur Ayı: Fobilere Karşı Uçurtmalar Havaya
- “Deprem Ne Kadar Sürer?”: Uluslararası Af Örgütü’nden Şubat Depremlerinin yıldönümünde sergi ve söyleşi
- İran: Güvenlik güçleri “Kadın, Yaşam, Özgürlük” protestolarını cezasızlıkla bastırmak için tecavüz ve diğer türde cinsel şiddete başvurdu
- Rusya: “LGBT hareketini” aşırılık yanlısı olarak tanımlayan karar feci sonuçlar yaratacak
- Birleşik Krallık: Polis hafta sonu planlanan Gazze’de ateşkes yürüyüşünün yasaklanması yönündeki siyasi baskılara boyun eğmemeli
- Türkiye: Anayasa Mahkemesi’nin TİP Milletvekili Can Atalay için verdiği hak ihlali kararı ‘gecikmiş bir karar’