Suudi Arabistan: Zulüm krallığı hakkında bilmeniz gereken 10 şey
Gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesi sonrasında tüm dünyanın gözü bir kez daha Suudi Arabistan’a çevrildi.
Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cemal Kaşıkçı’nın İstanbul’daki Suudi Arabistan Başkonsolosluğu’nda öldürülmesinin “vahşi bir cinayet” olduğunu düşündüğünü söyledi.
Ancak Kaşıkçı’nın öldürülmesi, Suudi Arabistan Krallığı’nın insan haklarıyla ilgili korkunç siciline eklenen bir dizi ihlalden yalnızca sonuncusu.
1 - Yemen’deki şiddetli savaş
Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon, son üç buçuk yıldır Yemen’i yıkıma uğratan savaşta önemli rol oynadı. Koalisyon güçlerinin hastaneleri, okulları ve evleri bombalaması ve topçu ateşine maruz bırakması sonucunda çocukların da aralarında bulunduğu binlerce sivil öldürüldü. Uluslararası Af Örgütü, savaş suçları da dahil olmak üzere uluslararası insancıl hukukun defalarca ihlal edildiğini belgeledi. Buna rağmen ABD, İngiltere ve Fransa’nın da aralarında olduğu ülkeler, Suudilerle kazançlı silah anlaşmaları yapmayı sürdürdü.
2 - Barışçıl aktivistlere, gazetecilere ve akademisyenlere yönelik ağır baskılar
Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın iktidara gelmesinden bu yana açık sözlü birçok aktivist, yalnızca ifade, örgütlenme ve toplanma özgürlüğünü barışçıl biçimde kullandığı için gözaltına alındı ve uzun süreli hapis cezalarına mahkum edildi. Yetkililer, insan hakları ihlallerini ortaya çıkarmak ve bu ihlallere dikkat çekmek isteyen, sayıca az ancak sesini yükseltmekten çekinmeyen insan hakları savunucularının barışçıl aktivizmini bastırmak için, terörle mücadele ve siber suçları önleme yasalarını kullanmak da dahil olmak üzere çeşitli yöntemlerle insan hakları topluluğunu hedef aldı.
3 - Kadın hak savunucularının tutuklanması
Suudi Arabistan’da insan hakları topluluğuna yönelik süregelen baskıların bir parçası olarak bu yılın başlarında çok sayıda kadın hak savunucusu tutuklandı. Luceyn Haslul, İman el-Nefcen ve Azize el-Yusuf Mayıs ayından beri hiçbir suçlama olmaksızın keyfi olarak gözaltında tutuluyor. Gözaltına alınmaları sonrasında hükümet, itibarlarını sarsmak için bu üç hak savunucusunu “hain” olarak adlandırdığı çirkin bir karalama kampanyası başlattı. Luceyn, İman ve Azize, terörle mücadele mahkemesinde yargılanabilir ve uzun süreli hapis cezalarına mahkum edilebilir.
4 – Ölüm cezası uygulamaları
Tüm dünyada en yüksek sayıda ölüm cezası uygulayan ülkelerden biri olan Suudi Arabistan’da her yıl onlarca insan öldürülüyor. Ölüm cezasına mahkum edilen insanların birçoğunun halka açık ve dehşet verici bir şekilde başı kesiliyor. Ölüm cezasının yaşam hakkını ihlal ettiğine ve zalim, insanlık dışı ve alçaltıcı bir ceza olduğuna inanıyoruz. Üstelik, dünyanın hiçbir yerinde ölüm cezasının insanları suç işlemekten caydırdığına ilişkin bir kanıt bulunmuyor. Buna rağmen Suudi Arabistan, hiçbir şekilde adil olmayan yargılamalar sonucunda insanları ölüm cezasına mahkum etmeye ve bu cezaları uygulamaya devam ediyor. Suudi Arabistan bu yıl şimdiye kadar 108 kişiye verilen ölüm cezalarını uyguladı. Bunların yarıya yakını uyuşturucuyla bağlantılı suçlar nedeniyle verilen ölüm cezalarıydı.
5 - Zalim, insanlık dışı ve alçaltıcı cezalandırmalar
Suudi Arabistan mahkemeleri, çoğunlukla adil olmayan yargılamalar sonucunda birçok suç için kırbaç cezası uygulamayı sürdürüyor. Raif Bedevi, yalnızca blog yazdığı için 1.000 kırbaç ve 10 yıl hapis cezasına mahkum edildi. Her ikisi de işkence kapsamına giren uzuv kesme ve çapraz uzuv kesme cezaları da bazı suçlar için uygulanıyor.
6 - Gözaltında işkencenin olağan bir uygulama olması
Daha önce gözaltında tutulan kişiler, yargılaması devam eden sanıklar ve diğerleri Uluslararası Af Örgütü’ne, güvenlik güçlerinin olağan ve yaygın bir biçimde işkence ve diğer türde kötü muameleye başvurduğunu, sorumluların ise hiçbir zaman adalet önüne çıkarılmadığını söyledi.
7 - Kadınlara yönelik sistematik ayrımcılık
Suudi Arabistan’da kadınlar ve kız çocukları hala yasalarda ve uygulamada yerleşik bir ayrımcılığa uğruyor ve evlilik, boşanma, çocuk velayeti, miras ve diğer konularda yasal olarak erkeklerden daha aşağı kabul ediliyor. Vesayet sistemi gereğince bir kadın kendi kararlarını alamıyor, ancak erkek bir yakını kadının yerine tüm kararları alıyor.
8 - Yerleşik dinsel ayrımcılık
Suudi Arabistan Krallığı’ndaki Şii azınlığın üyeleri hala kamu hizmetlerine ve devlet memurluğuna erişimlerini kısıtlayan yerleşik bir ayrımcılığa uğruyor. Çok sayıda Şii aktivist, 2011 ve 2012’de gerçekleştirilen hükümet karşıtı protestolara katıldıkları iddiasıyla ölüm cezası veya uzun süreli hapis cezalarına mahkum edildi.
9 - ‘Krallıkta olan Krallıkta kalır’
Suudi Arabistan yetkililerinin, Uluslararası Af Örgütü gibi bağımsız insan hakları örgütleriyle veya yabancı diplomatlarla ve gazetecilerle iletişime geçen barışçıl aktivistlere ve mağdurların ailelerine yönelik cezalandırıcı uygulamalara başvurduğu ve mahkemeleri de bu amaçla kullandığı biliniyor.
10 - Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesi
Uluslararası Af Örgütü, Cemal Kaşıkçı’nın korkunç bir biçimde öldürülmesi sonrasında, Kaşıkçı’nın hangi koşullarda yargısız infaz edildiğine, işkence görmüş olma ihtimaline ve bu vakada işlenen diğer suçlara ve ihlallere yönelik bağımsız bir BM soruşturması başlatılması için BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’e yaptığı çağrıyı yineliyor.
Haberler
- Türkiye’deki Yüzlerce Eritreli Zorla Geri Gönderilme Riski Altında
- 22. İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü Eylem Gözlem Raporu
- Hoşgeldin Onur Ayı: Fobilere Karşı Uçurtmalar Havaya
- “Deprem Ne Kadar Sürer?”: Uluslararası Af Örgütü’nden Şubat Depremlerinin yıldönümünde sergi ve söyleşi
- İran: Güvenlik güçleri “Kadın, Yaşam, Özgürlük” protestolarını cezasızlıkla bastırmak için tecavüz ve diğer türde cinsel şiddete başvurdu
- Rusya: “LGBT hareketini” aşırılık yanlısı olarak tanımlayan karar feci sonuçlar yaratacak
- Birleşik Krallık: Polis hafta sonu planlanan Gazze’de ateşkes yürüyüşünün yasaklanması yönündeki siyasi baskılara boyun eğmemeli
- Türkiye: Anayasa Mahkemesi’nin TİP Milletvekili Can Atalay için verdiği hak ihlali kararı ‘gecikmiş bir karar’