Uluslararası Af Örgütü, Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesinin birinci yıldönümüne dikkat çekmek için 2 Ekim’de İstanbul’daki Suudi Arabistan Başkonsolosluğu önünde bir anma etkinliği gerçekleştirecek.

Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesinin birinci yıldönümüne dikkat çekmek üzere İstanbul’daki Suudi Arabistan Başkonsolosluğu önünde gerçekleştirilecek anma töreni öncesinde açıklama yapan Uluslararası Af Örgütü (UAÖ), Kaşıkçı’nın korkunç bir şekilde öldürülmesinin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen Suudi Arabistan yetkililerinin insan hakları savunucularına yönelik şiddetli saldırılarla ilgili hiçbir pişmanlık belirtisi göstermediğini söyledi.

Kaşıkçı’nın kendi ülkesi tarafından öldürüldüğü konsolosluk binasına girişinden tam bir yıl sonra, 2 Ekim günü saat 13:14’te, Suudi Arabistan Başkonsolosluğu önünde Uluslararası Af Örgütü, Kaşıkçı’nın arkadaşları, destekçileri ve nişanlısıyla bir araya gelecek. Kaşıkçı’nın anılacağı törende, konuşmalar ve video gösterimleri de gerçekleştirilecek.

Anma etkinliğine katılacak olan UAÖ Türkiye Şubesi Strateji ve Araştırma Yöneticisi Andrew Gardner konuya ilişkin yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Cemal Kaşıkçı’nın yargısız infaz edilmesinin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen ailesi halen adaletin sağlanmasını, dünya ise hakikatin açıklanmasını bekliyor.”

Muhaliflere yönelik baskının artışına dikkat çeken Gardner, Suudi Arabistan yetkililerine bu konuda da çağrıda bulundu: “Suudi Arabistan, ülkenin yöneticilerine barışçıl bir dille karşı çıktıkları için cezaevinde tutulan herkesi derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakmalıdır.” 

Kaşıkçı’nın öldürülmesinden bu yana Suudi Arabistan’da Luceyn Haslul’un de aralarında bulunduğu aktivistlere, gazetecilere ve hükümet karşıtı barışçıl seslere yönelik baskılar artırıldı. Yetkililer, ölüm cezasını Şii muhaliflere karşı siyasi bir silah olarak kullanmayı sürdürüyor. 

Cemal Kaşıkçı’nın 2 Ekim 2018’de Türkiye’deki Suudi Arabistan Başkonsolosluğu’na girdikten sonra dakikalar içinde boğulduğu bildirilmişti. Kaşıkçı’nın başına tam olarak ne geldiği ve naaşının nerede tutulduğu, Suudi yetkililerin konuyla ilgili inkarları ve çeşitli karşı iddialar nedeniyle halen belirsizliğini koruyor.

Haziran 2019’da yayımlanan bir BM raporu, gazetecinin “Suudi Arabistan devletinin uluslararası insan hakları hukuku altında sorumlu olduğu yargısız bir infazın” mağduru olduğu sonucuna vardı.