Suruç'ta Hukuksuz Bir Şekilde Göz Altına Alınan Kobaneli Mülteciler Geri Gönderilme Riski Altında
Suriye'nin Kobane şehrinden yaklaşık 100 mülteci çatışmaların sürdüğü Kobane'ye geri gönderilme riski altında. Söz konusu grup Şanlıurfa'nın Suruç ilçesinde hukuksuz bir şekilde göz altına alınarak bir spor salonunda tutulan Kobane'li 250 kadın, erkek ve çocuğun içinde yer alıyor.
Mültecileri ziyaret eden avukatlardan ve bir mülteciden alınan bilgilere göre, aralarında 30 kadar çocuğun da bulunduğu 250'den fazla Suriyeli, Mürşitpınar sınır kapısında 5-6 Ekim tarihlerinde 24 saat boyunca giriş izni verilmeden bekletildi ve ardından gözaltına alındı.
Türkiye yetkililerinden aşağıdakileri talep ediyoruz
- Hukuksuz bir şekilde gözaltına alınan mültecileri hemen ve koşulsuz olarak salıverin!
- Hiç bir mültecinin zorla Suriye'ye gönderilmemesini sağlayın!
- Türkiye'nin Suriye sınırının mülteciler için açık kalmasını sağlayın ve sığınma hakkını kullanan mültecileri göz altına almayın!
Yaklaşık 250'den fazla kişilik mülteci grubu bir spor salonunda tutuluyor. Uyumak için sadece battaniyeleri var ve yıkanma imkanları yok. Avukatlardan edindiğimiz bilgiye göre, Şanlıurfa Valiliği, avukatlara 10 Ekim tarihinde, mültecilerin Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'nun 57. Maddesi uyarınca "Sınır dışı etmek üzere idari gözetim" kapsamında tutulduğunu belirtti.
Mülteciler ise, kendilerine neden gözaltında tutulduklarına dair bir gerekçe gösterilmediğini söyledi. Avukatlar, Uluslararası Af Örgütü'ne, mültecilerin PYD yönetiminin bir parçası olup olmadıklarına dair tek tek sorgulandığını aktardı. Avukatlar ayrıca, bazı mültecilerin gözaltındayken kötü muamele iddialarında bulunduğunu ve sorguları sırasında bıçakla tehdit edildiklerini söylediklerini de aktardı.
Mülteciler, kendini İslam Devleti olarak tanımlayan silahlı grup ile Suriye Demokratik Kürdistan Birliği Partisi'nin (PYD) silahlı grubu Halkın Savunma Birlikleri (YPG) arasında silahlı çatışmaların sürdüğü Kobane'den kaçıyordu.
Daha önce iki ayrı geri dönüş gerçekleşti
Bu gruptan daha önce 14 ve 16 Ekim'de iki ayrı geri dönüş gerçekleşti.
14 Ekim tarihinde gece yarısı saat 02.00 sularında, 82 kadın, erkek ve çocuk Mürşitpınar sınır kapısından Suriye'ye geri döndü. İddialara göre, dönüşleri için bir belge imzaladılar. Bu grubun içinde yer alan 15 yaşındaki bir erkek çocuğunun, bir gün sonra Türkiye'ye tekrar döndüğünde, bacaklarında İslam Devleti'nin bombalı saldırısından kaynaklanan ciddi yaralanmalar vardı. Suruç'taki bir hastanede bacaklarından biri kesildi.
16 Ekim tarihinde, iddialara göre geri dönmeye ikna olan 40 kişilik bir başka mülteci grubu Suriye'ye geri döndü. Yetkililer, bir avukata da bilinmeyen sayıda kadın ve çocuğun, adı belirtilmeyen bir mülteci kampına gönderildiğini söyledi. Ancak, avukat bu kampın yerini doğrulatamadı. İlk baştaki 250 kişilik gruptan şu anda 107'si spor salonunda Suriye'ye geri gönderilme riski altında bekliyor.
Türkiye'deki Suriyeli mülteciler
Şu an Türkiye'de yaklaşık olarak 1.4 milyon Suriyeli mülteci var. Resmi olarak, Türkiye Suriyeliler için bir açık kapı politikası yürütüyor. Ancak, pasaportu olmayanların, eğer acil tıbbi ya da insani ihtiyaçları yoksa, rutin olarak resmi sınır kapılarında geçişlerine izin verilmiyor. Pasaportu olan mülteciler için bile resmi sınır kapısından geçiş imkansız olabiliyor. Belirli sınır kapıları, Suriye'deki şiddet arttıkça tamamen kapatıldı. Türkiye, 22 adet iyi donatılmış mülteci kampı inşa etti. Bu kamplarda 220 binden fazla Suriyeli mülteci kalıyor ve gıdanın yanı sıra temel hizmetlere erişebiliyorlar. Ancak, kamplar tam kapasiteyle çalışıyor ve tamamen dolu durumda. Bu nedenle, Suriyelilerin büyük kısmı kampların dışında, kendi başlarının çaresine bakmak zorunda kalıyor. Ancak çok sayıda Suriyeli mülteci, geçinme imkanları veya çalışma izinleri olmadığı için hayatta kalma mücadelesi veriyor.
Sığınma Hakkı
Zulümden kaçarak sığınmak temel bir insan hakkıdır. 1948 tarihli İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nde ve Türkiye'nin de onayladığı 1951 Mültecilerin Durumuna Dair Sözleşme'de bu hak açıkça belirtilmiştir..Uluslararası Af Örgütü, Suriye'den kaçan herkesi ilk bakışta (prima facie)mülteci kabul etmektedir.
Geri Gönderme Yasağı
Uluslararası mülteci koruma sisteminin temeli geri göndermeme ilkesidir. Bu ilke, herhangi birinin her ne koşulda olursa olsun ağır insan hakları ihlali tehlikesi altında olacağı bir yere gönderilmesini engeller - tıpkı bu vakada Suriyelilere olduğu gibi. Bu, Mülteci Sözleşmesi’nde ve Türkiye’yi bağlayan sayısız uluslararası insan hakları sözleşmesinde düzenlenmiştir. Bu durumun ihlal edilmesi, aralarında doğrudan menşe ülkesine zorla gönderilmesi şeklinde ya da dolaylı olarak bölgeye girişini engelleyerek veya adil ve yeterli sığınma prosedürlerine erişimini engelleyerek gerçekleşebilir. Aynı şekilde dolaylı olarak mültecilerin yaşamları ya da özgürlüklerinin tehlike altında olduğu yere dönmeleri için baskıya maruz kaldıklarında gerçekleşebilir. Bu aynı zamanda dolaylı geri gönderme olarak bilinir ve Türkiye’yi de bağlayan uluslararası yasalar ile yasaklanmıştır.
Keyfi gözaltı yasağı
Keyfi gözaltı, uluslarlarası yasalar tarafından yasaklanmıştır. Türkiye'nin de taraf olduğu Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesinin 9. Maddesi'nde bu belirtilmektedir. “Keyfiyet” kavramı, dar olarak anlaşılmamalı, uygunsuzluk, adaletsizlik, öngürülebilir olmama, hukuki olmama'nın yanı sıra nedenlilik, gereklilik ve orantılılık kurallarını da içerecek şekilde geniş biçimde yorumlanmalıdır.
Ayrıca, çok eski bir kural olan “habeas corpus”a göre, örneğin ICCPR'ın 9/4. Maddesi’nde belirtildiği gibi, kovuşturma sürecinden önce özgürlüğünden yoksun bırakılmış herhangi biri için, mahkeme gecikmeden gözaltının yasa dışı olduğuna karar verebilir ve eğer gözaltı yasal değilse, kişinin serbest bırakılması emrini verebilir.
Haberler
- Türkiye’deki Yüzlerce Eritreli Zorla Geri Gönderilme Riski Altında
- 22. İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü Eylem Gözlem Raporu
- Hoşgeldin Onur Ayı: Fobilere Karşı Uçurtmalar Havaya
- “Deprem Ne Kadar Sürer?”: Uluslararası Af Örgütü’nden Şubat Depremlerinin yıldönümünde sergi ve söyleşi
- İran: Güvenlik güçleri “Kadın, Yaşam, Özgürlük” protestolarını cezasızlıkla bastırmak için tecavüz ve diğer türde cinsel şiddete başvurdu
- Rusya: “LGBT hareketini” aşırılık yanlısı olarak tanımlayan karar feci sonuçlar yaratacak
- Birleşik Krallık: Polis hafta sonu planlanan Gazze’de ateşkes yürüyüşünün yasaklanması yönündeki siyasi baskılara boyun eğmemeli
- Türkiye: Anayasa Mahkemesi’nin TİP Milletvekili Can Atalay için verdiği hak ihlali kararı ‘gecikmiş bir karar’