Suriye: Rakka’daki yıkımın üzerinden bir yıl geçmesine rağmen ABD öncülüğündeki Koalisyon’un sorumluluğunu inkar etmesi mağdurlara hakarettir

  • Pentagon’un hayal kırıklığı yaratan bildirisi, sivil kayıpların sorumluluğunu reddediyor.
  • Koalisyon’un gerçekleştirdiği hava saldırılarında Rakka’nın yüzde 80’i yok edildi ve yüzlerce sivil öldürüldü.
  • Uluslararası Af Örgütü’nün sürdürdüğü araştırma, onlarca sivilin daha öldürüldüğüne ilişkin kanıtları ortaya çıkardı.

Uluslararası Af Örgütü (UAÖ), ABD öncülüğündeki Koalisyon’un kendisini İslam Devleti (İD) olarak adlandıran silahlı grubu Rakka’dan çıkarmak için yürüttüğü harekatın üzerinden bir yıl geçmesine rağmen, Rakka’da sebep olduğu korkunç boyutlardaki sivil ölümlerini ve yıkımı, yeterli derecede soruşturmak bir yana kabul dahi etmemesinin, hayatlarını ve şehirlerini yeniden inşa etmeye çalışan sivillere yönelik hakaret olduğunu söyledi.

Koalisyon’un sahadaki ortağı olan, Kürtlerin öncülük ettiği Suriye Demokratik Güçleri (SDG), dört ay süren şiddetli bir savaştan sonra 17 Ekim 2017’de, kuşatma altındaki Rakka’da sivilleri canlı kalkan olarak kullanan ve diğer savaş suçları işleyen İD’ye karşı zafer ilan etti. Savaşı kazanmanın bedeli ise çok ağır oldu. Şehrin neredeyse yüzde 80’i yok edildi, çoğunluğu Koalisyon bombardımanlarında olmak üzere yüzlerce sivil öldürüldü. ABD Savunma Bakanlığı, kendisine bağlı güçlerin Rakka’daki hava ve topçu saldırılarının çoğunu gerçekleştirmiş olmasına rağmen, 10 Eylül 2018’de UAÖ’ye ilettiği mektupta, neden olduğu sivil kayıplarla ilgili hiçbir sorumluluk taşımadığını açıkça ifade etti. Rakka’daki savaştan hayatta kalanlara ve öldürülenlerin ailelerine tazminat ödemeyi düşünmeyen Koalisyon, sivillerin ölmesine ve sakat kalmasına yol açan saldırıların hangi koşullarda gerçekleştirildiğine ilişkin bilgi vermeyi de reddediyor.

Rakka’ya yaptığı saha ziyaretinden yeni dönen UAÖ Genel Sekreteri Kumi Naidoo konu hakkında yaptığı açıklamada, “Pentagon, Rakka’da yürüttüğü ‘imha savaşı’nda öldürülen yüzlerce sivil için özür dilemeye dahi isteksiz görünüyor. Bu, İD hakimiyetinde çektikleri acılardan sonra Koalisyon’un dehşet veren yaylım ateşi altında sevdiklerini yitiren ailelere yapılan bir hakarettir” dedi. Naidoo, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Savaşın üzerinden bir yıl geçmesine rağmen mağdurlar ve aileler açısından adaletin önünde hala aşılması mümkün olmayan engeller var. Koalisyon’un sivil kayıplardaki rolünü kabul etmemesi kınanmalıdır. Rolünü kabul ettiği durumlarda bile mağdurlara karşı sorumlu olduğunu kabul etmemesiyse gerçekten vahim bir durum.”

Sivil kayıplarla ilgili hatalı bilgiler verildi

Koalisyon’un hava saldırılarının sonuçlarına yönelik saha araştırmaları yapacağına dair sözünü tutmaması, yol açtığı sivil kayıpların boyutlarının mantığa aykırı derecede düşük görünmesinin sebeplerinden biri. Koalisyon, UAÖ’nün Haziran 2018’de yayımladığı ‘İmha Savaşı’: Suriye - Rakka’da Sivillere Yönelik Korkunç Yıkım başlıklı raporu öncesinde Rakka harekatı boyunca yalnızca 23 sivilin ölmesine neden olduğunu kabul etmişti. Harekatın üzerinden bir yıl geçmesine rağmen İngiltere Savunma Bakanlığı hala Rakka’da gerçekleştirdikleri yüzlerce hava saldırısının sıfır sivil kayıpla sonuçlandığını öne sürüyor. Bu inanılmaz iddia, istatiksel açıdan da olanaksızdır. Koalisyon, askeri yetkililerin ve siyasetçilerin ısrarla inkar etmesine rağmen nihayet Temmuz ayında diğer 77 sivilin ölümüne de yol açtığını sessizce kabul etti. Söz konusu sivil ölümlerin neredeyse tamamı UAÖ’nün raporunda belgelenmişti.

Koalisyon, önceki raporlarda belirtilen sivil ölümlerin sayısından yüzde 300 daha fazla olan bu ölümlerdeki sorumluluğunu kabul etmesine rağmen, sivillerin hangi koşullarda öldürüldüğünü ayrıntılarıyla açıklamamakta ısrar ediyor. Kumi Naidoo, “Kuşkusuz ki yüzlerce sivilin öldürülmüş olması, neyin ters gittiğinin açıklanmasını gerektiriyor. Sebep silah arızası mıydı, yanlış istihbarat mıydı, insan hatası mıydı, yoksa düpedüz ihmal miydi? Koalisyon, hedefleri gerektiği gibi doğrulamakta mı başarısız oldu, yoksa mühimmat seçimi mi yanlış yapıldı? Gerçekleri ortaya çıkarmak ve saldırıların hukuka uygunluğunu belirlemenin yanı sıra gelecekte benzeri hatalardan kaçınılması için gerekli derslerin çıkarılması adına da tüm bunlar çok önemli ayrıntılardır. Sivillere yönelik zararın en aza indirilmesi yasal bir zorunluluktur” değerlendirmesinde bulundu. ABD Savunma Bakanlığı, UAÖ’ye “nihai yanıt” olarak adlandırdığı yanıtta bu kadar çok sayıda sivilin ölmesine ve sakat kalmasına yol açan saldırıların sebepleri ve hangi koşullarda gerçekleştirildiğine ilişkin daha fazla soruya cevap vermek zorunda olmadığını belirtti.

Gerçek dışı iddialar

ABD Savunma Bakanlığı ayrıca UAÖ’nün deneyimli araştırmacılarının, askeri ve hukuki uzmanlarının uluslararası insancıl hukuku (savaş yasalarını) anlamadığına yönelik gerçek dışı iddiayı öne sürdü. Bu iddia, UAÖ’nün hukukun ihlal edildiğine ilişkin ilk elden kanıtlarını yalnızca sivil ölümlerine dayandırdığına işaret ediyor. Bu şekilde de UAÖ’nün belgelediği vakalarda, sivillerin öldürülmesine ve yaralanmasına yol açan saldırıların yapıldığı yerlerde İD savaşçılarının olmadığını gösteren kanıtları görmezden geliyor. UAÖ, yaptığı tespitlerin en önemli kısmını oluşturan bu kanıtların, Koalisyon saldırılarının uluslararası insancıl hukuku ihlal ettiğinin ilk elden kanıtları olduğu kanaatindedir. “Araştırmamızın sorduğu en hayati soru, Koalisyonun savaş yasalarının gerektirdiği şekilde sivillere yönelik olası zararı en aza indirgemek için gerekli önlemleri alıp almadığı sorusudur. Koalisyon bu bilgiyi vermeyi reddetse de kanıtlar gerekli önlemlerin alınmadığını gösteriyor” diyen Kumi Naidoo, şöyle devam etti:

“Sivilleri korumak için birtakım sözler verip güzel kelimeler sarf etmekten daha fazlası gerekir. Sivilleri korumak, sivil kayıplara yönelik etkin soruşturmalar yürütmeyi, şeffaflığı, ders çıkarmaya istekli olmayı ve sivillerin zarar görme olasılığını en aza indirmekte yetersiz kalan prosedürlerde değişiklik yapmayı gerektirir. Bunun yanı sıra sivillere verilen zararı tüm boyutlarıyla kabul etmeyi ve mağdurlar içi adalet, hesap verebilirlik ve onarım sağlamayı gerektirir.”

“ABD Savunma Bakanı James Mattis, ABD güçlerinin ‘iyi çocuklar’ olduğunu iddia etti. ‘İyi çocuklar,’ savaş yasalarına uygun hareket eder ve kendi yaptıkları nedeniyle acı çeken masum sivillerin hak ettikleri adalete kavuşmasını sağlamak için ne gerekiyorsa yapar.”  

Sivil kayıpların nedenlerine ilişkin yeni kanıtlar ortaya çıktı

Koalisyon güçlerinin Rakka’da yürüttükleri harekatın sivillere etkileri üzerine elle tutulur bir çaba göstermemesine rağmen UAÖ, Rakka’daki sivil kayıpların nedenlerine ilişkin daha fazla kanıt toplamayı sürdürüyor. Yeni kanıtlar, diğer verilerin yanı sıra Rakka’da şimdiye dek yürütülen (ve sonuncusu geçen hafta gerçekleştirilen) dört saha araştırmasına, askeri uzmanların tespitlerine ve uydu görüntüleri üzerinde yapılan kapsamlı uzman incelemelerine dayanıyor. UAÖ, daha önce belgelenmemiş olan birçok Koalisyon saldırısının ayrıntılarını yakın zamanda açıkladı. Saldırı anında hiçbir İD savaşçısının civarda görünmediği bu saldırılarda sivillerin öldürüldüğü ortaya çıktı. Örneğin, Haziran ve Eylül 2017’de gerçekleştirilen hava saldırılarında Merbad ve El-Tadfi ailelerinden 20 sivil öldürüldü.

UAÖ, ayrıca, Badran ailesinin 39 üyesi ile diğer 10 sivilin ölmesine yol açan Koalisyonun son saldırılar dizisine yönelik daha derinlemesine bir araştırma yaptı. Koalisyon daha önce söz konusu ölümlerden 44 sivilin ölmesinde sorumluluk taşıdığını kabul etmiş, kalan sivil ölümleri ise “inandırıcı olmadıkları” gerekçesiyle inkar etmişti. Fakat yeni ayrıntılarla 10 Eylül 2017’de gerçekleştirilen son hava saldırısının tam tarihi ve saati belirlendi. Bu saldırıda Badran ailesinin iki üyesi ile Rakka’nın eski Başsavcısı olan 70 yaşındaki bir erkeğin de aralarında bulunduğu diğer üç sivilin öldürüldüğü saptandı. UAÖ, bu saldırıların ve yeni belgelenen diğer birçok saldırının tüm ayrıntılarını yakında yayımlayacak. Bu bulgular, Koalisyonun hala kabul etmediği sivil kayıpların sayısını artıracaktır.

Kumi Naidoo, konu hakkındaki sözlerini şöyle sonlandırdı: “Koalisyon başını kuma gömmeyi sürdürürken biz sahada çalışmaya devam edeceğiz ve sivil kayıpların tüm boyutlarını ortaya çıkarmak ve mağdurlar ile aileleri adına adalet ve eksiksiz onarım talep etmek için mevcut tüm yöntemleri kullanacağız.”