Suriye: Kadınlar, ülkenin geleceğinin şekillendirilmesinde etkin rol oynamalı

Uluslararası Af Örgütü’nün (UAÖ) bugün başlattığı kampanya, Suriyeli kadınların ülkenin geleceğinde etkin rol oynaması gerektiğini söylüyor. UAÖ, Suriye’deki savaş boyunca kadınların toplumsal cinsiyete dayalı ihlallere uğradığına ve gelecekle ilgili tartışmaların ve karar alma süreçlerinin dışında tutulduklarına dikkat çekiyor.

Duymayan Kalmasın: Suriyeli kadınlar Suriye’nin geleceğini şekillendiriyor başlıklı kampanya, Suriye’de krizin başladığı 2011’den bu yana kadınların keyfi gözaltı, zorla kaybetme, insan kaçırma ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddet de dahil olmak üzere Suriye yetkililerinin ve savaşın diğer taraflarının gerçekleştirdiği çeşitli ihlallere ve istismara uğradığını gösteriyor.

Dünya Kadınlar Günü’nde başlatılan yeni kampanya, kamuoyunu Suriyeli kadınlara dayanışma mesajları göndermeye ve siyasi süreçlerde kadınlara eşit ve etkin temsil imkanlarının sağlanması için çağrı yapmaya davet ediyor. Kampanya, Suriye toplumunda aktivist, barışçıl protestocu, insani yardım sorumlusu ve hak örgütleriyle topluluk merkezlerinin kurucusu olarak önemli roller oynayan kadınların seslerini güçlendirmeyi amaçlıyor.

UAÖ Orta Doğu Kampanyalar Direktörü Samah Hadid konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Suriye’deki kriz başlayalı sekiz yıl oldu ve Suriyeli kadınlar savaş boyunca tarifsiz acılar çekti, buna rağmen pes etmediler ve cesaretleriyle gündelik hayatın kahramanları oldular ama gösterdikleri dirayet geniş kesimler tarafından fark edilmiyor Suriyeli kadınlar siyasi aktivizm yürütüyor ve iktidar sahiplerinin işlediği ihlalleri bildiriyorlar. Kadınların birçoğu ailelerinin sorumluluğunu tek başına taşıyor ve haksızlıklara karşı durarak hayatını tehlikeye atıyor” dedi. Hadid, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kadınların siyasal süreçlere katılımı, toplumsal cinsiyet eşitliği ve insan hakları adına büyük önem taşıyor. Başta İran, Türkiye ve Rusya olmak üzere uluslararası toplum, Suriye hükümetine ve silahlı muhalif gruplara, cinsel ve diğer türde toplumsal cinsiyet temelli şiddete ve ayrımcılığa son vermeleri için baskı yapmalıdır. Ayrıca kadınlara danışmalı ve kadınların barış görüşmelerinde, müzakerelerde, anayasa taslağının hazırlanmasında ve diğer barış inşa süreçlerinde etkin şekilde temsil edilmesini sağlamalıdırlar.”

UAÖ, Suriye’deki savaştan kaçarak komşu veya başka ülkelere sığınan 12 kadın aktivistle görüşmeler gerçekleştirdi. Kadınlar UAÖ’ye keyfi olarak gözaltına alındıklarını, kaçırıldıklarını ve temel hizmetlere sınırlı erişimlerinin olduğu kötü koşullarda tutulduklarını anlattı. Ayrıca, serbest bırakıldıktan sonra aileleri tarafından dışlandıklarını, insani yardım ve siyasi aktivizmlerinin yanı sıra zorla kaybedilen veya kaçırılan sevdiklerinin akıbetlerini öğrenmeye çalıştıkları için de taciz edildiklerini ve ölüm tehditleri aldıklarını ifade ettiler.

Samah Hadid, konu hakkındaki açıklamalarını şu sözlerle sonlandırdı: “Suriyeli kadınlar, ülkelerinin geçmişi ve geleceği ile ilgili tartışmalara yerel, bölgesel ve uluslararası düzeyde katılabilmelidir. Toplumsal cinsiyet temelli ayrımcılığa son verilmesi, Suriye’de hesap verebilirliğin sağlanması ve adil bir toplum inşası adına şarttır.”

UAÖ’nün görüştüğü kadınlar, Suriye’nin geleceğini ilgilendiren karar alma süreçlerinde yetersiz temsil edilmekten endişe ettiklerini söyledi. Bazı durumlarda, bu tartışmalarda yalnızca hükümeti veya muhalefeti temsil eden kadınlara yer verildiğini belirttiler.

Arka Plan

UAÖ 2011’den beri Suriye hükümeti ve silahlı muhalif gruplar tarafından kadınlara yönelik işlenen toplumsal cinsiyete dayalı ihlalleri belgeliyor.

UAÖ’nün bulguları, Suriye yetkilileri tarafından gözaltına alınan kadınların gözaltı merkezlerine getirildiklerinde rızaları dışında güvenlik kontrollerine maruz kaldığını, hatta bazı durumlarda tecavüze uğradığını gösteriyor. Gözaltında tutulan kadınlar, gardiyanlar tarafından cinsel tacize veya saldırıya uğradıklarını ya da tanık olduklarını bildirdi. Kadınlar, gözaltında tutulan erkeklerle birlikte ve erkek gardiyanlar tarafından gözetim altında tutuldu. Ayrıca, kronik hastalıkları için tıbbi tedaviye erişimleri engellendi.

UAÖ, İdlib ve Halep’teki silahlı grupların uluslararası insancıl hukuku ihlal ederek kadınları kaçırdığını ve silahlı grupların yönetimindeki gayrı resmi gözaltı merkezlerinin mutfaklarında çalışmaya zorladığını da belgeledi. Kadınlar, evlilik dışı cinsel ilişkiye girmek gibi suçlamalar da dahil olmak üzere çeşitli suçlamalarla taşlama ve kırbaçlama gibi bedensel cezalandırmaya da maruz kaldı.