Özgür Gündem nöbetçi genel yayın yönetmenlerini serbest bırakın 

Uluslararası Af Örgütü, Türkiyeli yetkilileri, İnsan Hakları Vakfı Başkanı Dr. Şebnem Korur Fincancı, Sınır Tanımayan Gazeteciler Türkiye temsilcisi Erol Önderoğlu ile yazar/aktivist Ahmet Nesin’i acilen ve koşulsuz olarak serbest bırakmaya çağırmaktadır.

Üç aktivist, Özgür Gündem gazetesi için başlatılan dayanışmaya destek olmak amacıyla bir günlüğüne bu gazetede nöbetçi genel yayın yönetmenliği yapmalarının ardından, bugün “terör örgütü propagandası yapmak” suçlamasıyla mahkemeye sevk edilerek tutuklandılar. Özgür Gündem için başlatılan dayanışma kampanyası, Türkiye’deki Kürt gazetecilerin uzun süredir karşı karşıya kaldıkları hukuki baskı uygulamalarına tepki olarak başlatılmıştı. İçlerinde pek çok tanınmış gazetecinin, yazarın ve aktivistin de bulunduğu 44 nöbetçi genel yayın yönetmeninden 37’si, bu kampanyaya katılmaları sebebiyle ceza alma riskiyle karşı karşıya. Bu kişiler, grubun içinde tutuklanan ilk üç aktivist. 

Uluslararası Af Örgütü bu tutuklamaları hukuki açıdan temelsiz bulmakta ve bu aktivistlerin Kürt gazetecilerle dayanışmaları sebebiyle hedef haline getirildiklerini gözlemlemektedir.  Dr. Şebnem Korur Fincancı ve Erol Önderoğlu, uzun süreden bu yana Türkiye’nin önde gelen insan hakları savunucularındadır. Dr. Şebnem Korur Fincancı, yakın zamanda Türkiye İnsan Hakları Vakfı adına Güneydoğu'da polis ve asker tarafından yürütülen operasyonlarda yaşanan insan hakları ihlalleri hakkında açıklamalarda bulunmuştur. Benzer şekilde Erol Önderoğlu da Sınır Tanımayan Gazeteciler ve Bianet Bağımsız İletişim Ağı adına  yaptığı açıklamalarda tüm politik çevrelerden gazetecilerin karşı karşıya kaldığı yargılamalara ve diğer tehditlere değinmiştir. Uluslararası Af Örgütü, bu kişilerin, daha geniş anlamda insan hakları savunuculuğu yapmaları sebebiyle tutuklanarak hedef haline getirildiklerine inanmaktadır. 

Bugün, savcının tutuklama talebinin ardından İstanbul 1. Sulh Ceza Mahkemesi, aktivistlerin tutuklanması yönünde karar verdi. Bu tutuklama kararları, Türkiye’de bağımlı yargı tarafından eleştirel sivil topluma yönelik saldırıların son örneğidir. 

Bu vaka, aynı zamanda terörle mücadele yasalarına dayanarak sivil toplumdan yükselen muhalif sesleri hedefleyen sayısız soruşturmadan yalnızca biridir. “Terör örgütü propagandası yapmak” suçlamasıyla başlatılan yargılamalar, rutin olarak güneydoğu bölgesindeki askeri operasyonlara yönelik barışçıl ancak muhalif görüşlerini dile getiren kişiler aleyhinde yürütülmektedir. Ayrıca, bu son tutuklama kararları, hükümet yetkililerinin insan hakları örgütlerinin güneydoğudaki çalışmalarını eleştiren açıklamalarının hemen ardından gelmiştir.