Orta Afrika Cumhuriyeti'nde Etnik Temizlik

Uluslararası Af Örgütü bugün yayımladığı bir raporla, uluslararası barış koruma güçlerinin Orta Afrika Cumhuriyeti'nin batı kısmındaki Müslüman sivillere yönelik etnik temizliği engelleme konusunda başarısız olduğunu dile getirdi.

Ülkede kalan Müslüman topluluklarını korumak için uluslararası barış koruma güçleri balaka karşıtı milislerin kontrolünü kırmalı ve Müslümanların tehdit edildiği köylere birlikler yerleştirmeli.

Uluslararası Af Örgütü kıdemli kriz danışmanı Joanne Mariner, "Orta Afrika Cumhuriyeti'nde balaka karşıtı milisler Müslümanlara yönelik etnik temizlik gerçekleştirme çabasıyla şiddet içerikli saldırılar düzenliyor. Bunun sonucu olarak tarihi boyutlarda Müslüman göçü yaşanıyor" dedi.

Uluslararası Af Örgütü uluslararası toplumun krize yönelik kayıtsız tepkisini eleştirirken uluslararası barış koruma güçlerinin balaka karşıtı milislerle mücadele konusunda isteksiz, tehlike altındaki Müslüman azınlığı koruma konusunda ise yavaş olduğuna dikkat çekti.

Uluslararası Af Örgütü kıdemli kriz danışmanı Donatella Rovera, "Uluslararası barış koruma güçleri şiddeti durdurma konusunda başarısız oldu. Seleka'nın ayrılmasıyla açılan güç boşluğunu hak ihlali gerçekleştiren balaka karşıtı milislerin doldurmasına izin vererek bazı vakalarda şiddeti kabullendiler" diye konuştu.

Son haftalarda Uluslararası Af Örgütü, Orta Afrika Cumhuriyeti'ndeki Bouali, Boyali, Bossembele, Bossemptele ve Baoro'da Müslüman sivillere yönelik geniş çaplı balaka karşıtı saldırılarla ilgili yüzden fazla birinci ağızdan tanıklık topladı. Uluslararası birlikler bu yerlere konuşlanma konusunda başarısız olarak sivil toplulukları korunmasız bıraktı.

Uluslararası Af Örgütü tarafından belgelenen, en az 100 Müslüman'ın öldüğü en ölümcül saldırı 18 Ocak'ta Bossemptele'de gerçekleşti. Öldürülenler arasında kadınlar, yaşlı erkekler ve 70'lerinin ortasında bir imam bulunuyordu.

Balaka karşıtlarının ölümcül saldırılarından kaçmak için tüm Müslüman nüfus sayısız kasaba ve köyden diğerlerine kaçtı. Kalan çok az sayıdakiler ise kilise ve camilere sığındı.

Orta Afrika Cumhuriyeti'ndeki şiddetin mezhepsel tabiatı ile ilgili uluslararası endişe, BM Güvenlik Konseyi'nin Aralık 2013'te ülkeye barış koruma güçlerinin sevk edilmesine yol açtı. Bu güçler -MISCA olarak bilinen 5.500 Afrika Birliği birliğinden ve "Sangaris" olarak bilinen 1.600 Fransız birliğinden oluşuyor- Bangui ve başkentin kuzey ve güneybatısındaki birkaç kasabaya yerleştirildi.

Bangui'nin Müslüman topluluğunun bulunduğu PK 5 bölgesinde bile korku içindeki binlerce insan toplanıp evlerini terkediyor. Güvenli bir yere doğru yaptıkları bu yolculuk zor ve tehlikeli. Konvoylar sık sık balaka karşıtı milisler tarafından saldırıya uğruyor.

Abdül Rahman adlı küçük bir çocuk Uluslararası Af Örgütü'ne 14 Ocak'ta seyahat ettikleri kamyonun balaka karşıtı bir kontrol noktasında nasıl durdurulduğunu anlattı. Tüm Müslüman yolcuların araçtan inmesini istemişler. Ailesinin altı üyesi o zaman öldürülmüş: üç kadın ve aralarında bir bebeğin de olduğu üç küçük çocuk.

Mevcut şiddet olayları, nefret ve istikrarsızlık, Aralık 2012'de başlayan ve çoğunlukla Müslüman Seleka güçlerinin -Mart 2013'te iktidara el koymalarıyla doruğa ulaşan- silahlı saldırıları ile insan hakları krizinin doğrudan bir sonucu.

Yaklaşık 10 aydır iktidarda olan Seleka, katliamlardan, yargısız infazlardan, tecavüzden, işkenceden ve yağmalamadan olduğu kadar toplu yakmalar ve Hristiyan köylerinin yıkılmasından da sorumlu.

Seleka çekilince, uluslararası güçler balaka karşıtı milislerin tek tek kasabaların kontrolünü ele geçirmesine izin verdi. Bunun sonucu olarak Müslüman toplulukların zorla sınır dışı edilmesi ve şiddet olayları tahmin edilebilirdi.

Seleka'nın gücü azalsa da giderken zalimliği azalmadı. Hareketleri ve operasyonel kapasiteleri gözle görülür bir şekilde aksamış olsa da, Hristiyan sivillere ve mülklerine yönelik korkunç saldırılar gerçekleştirmeye devam ettiler. Müslüman toplulukların silahlı üyeleri, bağımsız olarak ya da Seleka güçlerinin yanında hareket ederek Hristiyan sivillere yönelik zalimane ve geniş çaplı mezhep saldırıları gerçekleştirdi.

Mariner, "Durumun aciliyeti derhal tepki verilmesini gerektiriyor. Şimdi, Orta Afrika Cumhurityeti'ndeki barış koruma operasyonunun sivil halkı koruma, tehdit altındaki bölgelere yerleşme ve zorla sınır dışını durdurmasının zamanı" dedi.

Uluslararası Af Örgütü araştırmacılar Aralık ayından bu yana Bangui ve Orta Afrika Cumhuriyeti'nin kuzeybatısında araştırmalar gerçekleştiriyor. Uluslararası Af Örgütü kıdemli kriz danışmanları Joanne Mariner ve Donatella Rover şu anda Bangui'de ülkeyi kasıp kavuran ağır ve geniş çaplı insan hakları krizi konusundaki araştırmalarına devam ediyor.

ACİL EYLEM: Orta Afrika Cumhuriyeti'ndeki etnik temizliği durdurun!