Afrika Birliği ülke liderlerinin yarın başlayacak zirvesinde Orta Afrika Cumhuriyeti'nde büyümekte olan krize değinilmeli. Liderler, kırsal alanda yaşayan sivilleri eli kulağında bir saldırı tehlikesinden korumak için barış koruma güçlerinin hızlı ve kapsamlı bir şekilde konuşlandırılmasının tamamlanmasını güvence altına almalı.

Geçen hafta boyunca Uluslararası Af Örgütü, birinci elden Orta Afrika Cumhuriyeti'nin kuzey batısında hem Müslümanlar hem de Hristiyan sivillere yönelik geniş çaplı bir katliamla ilgili bilgi topladı. Bu bölgelerde uluslararası barış koruma güçlerinin varlığı, özellikle rakip milisler bu bölgede birleşirken daha fazla zulmün gerçekleşmesini engellemesi için çok önemli.

Şu an bölgede olan Uluslararası Af Örgütü Kıdemli Kriz Danışmanı Donatella Rovera, "Şimdiden insani bir kriz haline gelmiş olan bu durumun daha da kötüleşmesi tehlikesi var. Barış koruma güçleri konuşlandıkları yerde bir etkiye sahipler ama göze çarpan bir yokluğun olduğu kuzey batıda geniş çaplı kundaklamalar oluyor. Burada köyler saldırıya uğradı ve daha fazla zulmün yaşanması konusunda ciddi bir risk var" dedi.

Balaka karşıtı milislerle eski Seleka güçlerinden kalanlar ve onların destekçileri arasındaki çatışmalar geçen hafta boyunca yasa dışı öldürmeler ve sivillerin yaralanması ile sonuçlanırken binlerce ev de yakıldı. Uluslararası Af Örgütü'nün Baoro, Bossemptele ve Bozum civarındaki bölgelerden bildiren iki kıdemli kriz danışmanı bulunmakta.

Uluslararası Af Örgütü Afrika Direktörü Netsanet Belay, "Orta Afrika Cumhuriyeti'ndeki sivillerin Afrika Birliği'nin gecikmesi sebebiyle çok ağır bir bedel ödemesinden endişe duyuyoruz. Yarın gerçekleşecek olan ülke liderleri zirvesi kalan birliklerin hızlıca ve etkili bir şekilde konuşlandırılmasını güvence altına almak için kullanılmalı. Böylece sivilleri koruma direktiflerini sonuna kadar yerine getirebilsinler" dedi.

Barış koruma güçleri Orta Afrika Cumhuriyeti'ne açık bir direktif ile gönderildi: sivilleri korumak. Konuşlandırıldıkları yerlerde değişiklik yaratıyorlar ama son olaylar siviller için gerçek ve eli kulağında bir tehlike olduğu yerlerde konuşlandırılmaları gerektiğini ortaya koyuyor.

Nakliye ve temel hizmetler ya da insani yardım yokluğu, çatışma yüzünden yerinden edilmiş sivillerin iki arada bir derede kalması, güvenliğe ulaşmak için kaçamamaları, hiçbir destek alamamaları ve ciddi saldırı tehlikesi altında olmaları anlamına geliyor.