‘ODTÜ’yü gökkuşağına boyayacağımız günler için çalışacağız’
10 Mayıs'ta yağmurlu bir Ankara gününde Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde bir grup öğrenciyle tanışma fırsatımız oldu. Bu yıl 9.su düzenlenen ODTÜ Onur Yürüyüşü için hazırlıklara fizik bölümü binası önünde başlanmıştı. Öğrencilerin bazıları yağmur yağma ihtimaline karşı taşınabilir çadırları kuruyor, diğerleri gökkuşağını kampüse taşıyacak diğer malzemeleri hazırlıyordu. Saat ikiye doğru, yürüyüşe hala çok zaman varken onlarca polis bir anda binanın önünde beliriverdi. O andan itibaren atmosfer bir anda değişti, çadırlar içeriye taşındı ve onur yürüyüşünün heyecanı yerini gerilime bıraktı.
Yaşananlar ODTÜ öğrencileri için sürpriz değildi. Ankara’da gerçekleştirilecek LGBTİ+ etkinliklerine OHAL döneminde getirilen genel yasak kaldırılmıştı Ancak ODTÜ Onur Yürüyüşünden 1 hafta önce rektörlük öğrencilere gönderdiği e-postada yürüyüşe izin verilmeyeceğini belirtmiş ve yürüyüşün yapılacağı gün kampüste gerekli önlemlerin alınacağının altını çizmişti. Öğrencilerin planlanan ODTÜ Onur Yürüyüşü için hazırladıkları broşürlerdeki beklentileri ise çok açıkça belirtilmişti: “Şiddetsiz, barış içinde, birbirimizi gözettiğimiz bir yürüyüş dileğiyle.” ODTÜ’lü LGBTİ+ öğrenciler her zaman ODTÜ’nün bir parçasıydı, bir parçası olmaya da devam edecekler. Ancak üniversite yönetiminin ilettiği e-posta ile her gün o kampüste bulunan öğrenciler, o gün bir güvenlik tehtidine dönüşmüşlerdi.
Öğrenci temsilcileri ve polis arasında gerçekleşen kısa görüşmenin ardından öğrencilerin kampüs içerisindeki çimlerde oturmasına trajikomik bir şartla izin verildi; gökkuşağı bayrağı açmamak. Bu durum bir üniversite yönetiminin, LGBTİ+ öğrencilerini görmezden gelişini hiç olmadığı kadar görünür kılan bir andı. Öğrenciler ise tüm absürt engellemelere rağmen, barışçıl bir etkinlik düzenleme arzusuyla çimlerde oturup onur yürüyüşü için hazırladıkları programın geri kalanını uygulamaya devam ettiler. Programa göre yürüyüş için makyaj zamanıydı. Artık çimlerde oturmalarına da izin verilmeyen öğrenciler, gökkuşağı bayrağının yasaklanmasına inat yüzlerini gökkuşağı renkleriyle boyayıp, gökkuşağı şemsiyeleriyle Fizik binasının önünden geçerek büyük kafeteryanın önündeki alana doğru ilerlemeye başladılar. Kampüs içerisindeki atmosferin giderek gerginleşeceği belli olmaya başlamıştı.
“Okulunuza gidin”
Artık çimlerde oturmalarına da izin verilmeyen öğrencilerin kafeterya önüne gelmelerinden kısa bir süre sonra, zırhlı çevik kuvvet polisleri öğrencilerin karşısında beliriverdi. Öğrencilere dağılmasını söyleyen polisin anonsu gökkuşağı bayrağının yasak olduğu onur yürüyüşüne bir başka ironi daha ekliyordu: “Okulunuza gidin”. Uyarının ardından kısa süre içinde biber gazı ve plastik mermi kullanmaya başlayan polis, yürüyüş için toplanan öğrencilerin yanısıra o sırada kafeterya çevresinde bulunan tüm öğrencilerin dağılması için orantısız güç kullandı. Birçok öğrenci uğradıkları saldırı nedeniyle koşuştururken, bazı öğrenciler darp edildi, yirmiden fazla öğrenci ise gözaltına alındı.
Son yıllarda Türkiye’de gerçekleştirmek istenen pek çok onur yürüyüşü gibi ODTÜ Onur Yürüyüşü de hukuksuz bir şekilde engellenmiş, orantısız polis müdahalesine sahne olmuştu. Yalnızca eşitlik isteyen, “biz buradayız” diyen öğrencilerin var olduklarını söylemeleri engellendi ve barışçıl toplanma özgürlükleri yok sayıldı. Kampüs içerisinde polisin onur yürüyüşü için bir araya gelen öğrencilere müdahalesi devam ederken, Üçlü Amfi içerisinde tekrar bir araya gelen bir grup öğrenci onur yürüyüşünde okumayı planladıkları açıklamayı gözaltına alınan arkadaşları ve polis müdahalesine olan tepkilerini de ekleyerek okudular.
Gecenin ilerleyen saatlerinde, gözaltına alınan tüm öğrenciler serbest bırakıldı. ODTÜ LGBTİ+ Dayanışması öğrencileri yürüyüşten önce de, polis müdahalesinin ardından da mesajlarını dile getirmeye devam ettiler: “Öncelikle amacımız biz LGBTİ+’ların hayatın her alanında var olduğunu göstermek, bir araya gelerek kendi sözlerimizi barışçıl bir şekilde söylemektir. ODTÜ’yü gökkuşağına boyayacağımız günler için çalışacağız.”
Onur yürüyüşleri yaklaşırken
Geçtiğimiz yıllar içerisinde Türkiye’de ifade ve barışçıl toplanma özgürlüklerine getirilen kısıtlamalardan en çok etkilenen alanlardan biri de LGBTİ+ hakları ve aktivistleri oldu. Nisan ayında başta Ankara’da faaliyet gösteren sivil topluma kuruluşlarının çabalarıyla Ankara’daki tüm LGBTİ+ temalı etkinliklere getirilen hukukuz yasak kaldırıldı. Ancak bu yasağın kaldırılması ODTÜ’deki Onur Yürüyüşünü gerçekleştirmek için yeterli olmadı. Şimdi ise önümüzde 17 Mayıs Uluslararası Homofobi, Transofi ve Bifobi karşıtı günde Ankara’daki sivil toplum kuruluşlarının düzenlemeyi planladığı etkinlikler ve İstanbul da gerçekleşmesi planlanan Onur Yürüyüşü var.
Uluslararası Af Örgütü olarak, Türkiye’deki yetkililere lezbiyen, gey, biseksüel, trans ve interseksler (LGBTİ+) ile dostlarının gözdağı veya şiddet endişesi duymaksızın ifade ve toplanma özgürlüğü haklarından faydalanabilmeleri için çağrıda bulunuyoruz.
Fırat Doğan
Sosyal Medya ve Dijital İletişim Sorumlusu
Uluslararası Af Örgütü Türkiye
Blog
- İnsanlığın geleceğini güvence altına almak için küresel olarak harekete geçmeliyiz
- 2024’ün ilk yarısında elde edilen insan hakları kazanımları
- Gazze'de acil bir ateşkes, uluslararası toplumun kendisini yeniden yaratması için bir zorunluluktur
- “Temas kurmak, güvenli alanlar yaratmak ve varoluşumuzu kutlamak için Trans Onur Yürüyüşü’ne ihtiyacımız var”
- Oyun Fransa için değişmiyor: Paris Olimpiyatları ve sporda başörtüsü yasağı
- Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın Yeri Galatasaray Meydanı’dır!
- Bölünmez Bütünün Bölünmez Bütün Mücadelesi
- İşgal Altındaki Filistin Topraklarında İsrail’in Apartheid Rejimi