Nihat Kazanhan Davası

Arka Plan

12 yaşındaki Nihat Kazanhan Şırnak'ın Cizre ilçesinde 14 Ocak günü polisin açtığı ateş sonucu hayatını kaybetti. Nihat'ın vurulma anına ait görüntüler ise 28 Ocak'ta ortaya çıktı. 

Görüntülerin ortaya çıkmasından sonra 29 Ocak'ta Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, olay günü görev yapan Mardin Emniyet Müdürlüğü Özel Harekat Şube'sinde görevli bir polis memuru şüpheli olarak gözaltına alındı ve tutuklandı.

Aynı polis daha sonra olayla ilgili Cizre Cumhuriyet Savcısı ve Cizre Sulh Ceza Mahkemesi'ne verdiği ifadede Nihat'ı bir başka polisin vurduğunu söyleyince tahliye edildi ve suçlanan diğer polis memuru tutuklu yargılanmak üzere cezaevine gönderildi. 


Kazanhan'ı vurulurken olay yerinde bulunan ve tutuklanıp serbest bırakılan polis ve diğer üç polis memuru hakkında Cizre Ağır Ceza mahkemesi tarafından 'kamu görevlisinin suçunu bildirmeme' suçuyla dava açıldı.  Ancak Kazanhan'ın avukatları bu karara itiraz etti ve itiraz kabul edilerek olayla ilgili suçlanan ilk polis memurunun da "kasten insan öldürme"den yargılanmasına karar verildi.

Hüküm

Cizre 1. Ağır Ceza Mahkemesi, yapılan yargılama sonucunda 11 Kasım 2016 tarihinde gerekçeli kararını açıkladı. Kararda:

  1. Nihat Kazanhan’ı Massberg 500 marka pompalı tüfekle kafasından vurduğu anlaşılan polis memurunun “maktulun ölme olasılığının bulunduğunu öngördüğü ve bildiği
    halde bu duruma aldırmayıp sonuca kayıtsız kalmak suretiyle olası kastla çocuğa yönelik insan öldürme suçunu işlediği”,
    • “sanığın eylemini haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli eylemin etkisi altında gerçekleştirdiği kanaatine varıldığından” cezasında “takdiren” indirime gidildiği,
    • “sanığın yargılama sürecindeki olumlu davranışları ve cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri sanık yararına cezayı hafifletici takdiri indirim nedeni kabul edilerek”,
    • Sanık polis memuru 13 yıl 4 ay hapis cezasıyla cezalandırıldı.
  2. “Kamu görevlisinin suçu bildirmemesi” suçlamasıyla yargılanan diğer 4 polis memuru, alt sınır olan 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılar.
    • Bunların 3’ünün cezası “yargılama sürecindeki olumlu davranışları ve cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri sanık yararına cezayı hafifletici takdiri indirim nedeni kabul edilerek” 5 ay hapis cezasına indirildi.
    • Bu cezaların, CMK’nın 231. maddesine atıfla, iki yıl veya daha az süreli hapis cezası olması,” sanıkların “daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunması, kişilik özellikleri göz önünde bulundurulduğunda, yeniden suç işlemeyeceği hususunda mahkememizde olumlu kanaat oluştuğundan”, “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına” karar verildi. Cezalar infaz edilmeyecek.

Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin kararını 15 Mayıs 2017’de onadı. Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nin 6 Mayıs 2019 tarihli kararıyla cezalar kesinleşti.

 

Background Information

12 years old Nihat Kazanhan died from a fire opened by a police officer on 14th October, in Şırnak‘s Cizre province. The footage that shows Kazanhan‘s getting shot was revealed on October 28.

After the footage revealed, on 29th October, an on duty police officer who was commisioned in Mardin Directorate of Security Special Action Branch was arrested within the scope of the investigation pursued by Cizre Public Prosecutor‘s Office.

Then the same officer was released after accusing another police officer for shooting Kazanhan in his testimony; and the accused other police officer was arrested and sent to detention, awaiting trial.

A lawsuit was filed on charges of "not reporting a public  against four police officers, one being the officer that was arrested than released, who were on site during Kazanhan‘s shooting, However Kazanhan‘s lawyers objected to the lawsuit, and their objection was accepted, which also resulted the first officer being put on trial on charges of manslaughter.

2. Duruşma [Yeniden Yargılama]

Yeniden Yargılama 2. Duruşma
Nihat Kazanhan davasında AYM’nin bozma kararı sonrası yapılan yeniden yargılamanın 2. duruşması 24 Mart 2023 saat 14.00’te görüldü.

İzleyiciler
Duruşmayı Mezopotamya Haber Ajansı muhabiri takip etti. İzleyici sıralarının tamamen dolduğu ve üç izleyicinin salonun ön kısmında bulunan sanık bölümünden duruşmayı takip ettikleri görüldü.
Ayrıca Manisa ve Diyarbakır barolarıyla Türkiye Barolar Birliği temsilcileri de katılma talebi ile bulundu.

Yargılama
Duruşma salonunun taraflara ayrılan kısmında maktul Kazanhan’ın davaya katılan annesi, bir diğer aile ferdi ve aralarında ailenin avukatları ve katılma talebinde bulunmak üzere gelen baroların avukatları dahil yedi avukat hazır bulundu. Ayrıca, annenin beyanlarını Türkçeye çevirmek üzere bir Kürtçe çevirmen de salonda hazır bulundu. Duruşma boyunca iddia makamı ve hüküm makamının bir üyesinin duruşmayı aynı monitörden takip ettikleri görüldü.

Anne Kazanhan’ın Beyanları

Hakim, anne Kazanhan’a tercüman aracılığıyla sanığın henüz yakalanamadığını aktardı. Bir talebi olup olmadığını sordu. Anne Kazanhan şöyle konuştu:

“[Sanık] şu ana kadar neden yakalanmadı? Neden çocuğum öldü? [Sanık] Neden hala serbest? Sizin evinizde çocuklarınız öldürülse güzel mi olur? Dokuz yıldır bunu çekiyorum. [Sanığı] bırakmalarını istemiyorum. Yakalanmasını istiyorum.”

Katılan Avukatlarının Beyanları
Aile avukatı ve Şırnak Barosu başkanı Rojhat Dilsiz sözlerine çok ayrıntılı bir savunma yapmayacağını belirterek başladı. Heyet başkanı hakim bunun üzerine “Memnun olurum” dedi. Talepler uzunsa SEGBİS kayıt sistemini açtıracağını söyledi.

Av. Dilsiz, gelinen noktan utanç duyduklarını ve beyanlarda bulunmak istediklerini söyledi:

“Bu ülkede benzer şekilde onlarca çocuk ölümü gerçekleşti. Yüzlerce çocuğun ölümü hakkındaki soruşturmalarının sağlıklı şekilde yapılmaması nedeniyle katili bulanamayan birçok vaka oldu. Görüntülerin ve başka delillerin dosyada mevcut olduğu bu durumda biz sağlıklı bir yargılama yapılmasını ve failin hak ettiği cevabı almasını beklerdik. Maalesef ne soruşturma aşamasında ne de mahkemenizde sağlıklı bir yargılama yürütülmedi.”

Sanığın hala yakalanamamış olmasına dikkat çeken Dilsiz, kesin olarak müebbet alacak birinin yurt dışına kaçmasının gayet doğal olduğunu ifade etti:

“Yüzlerce çocuğun ölümünden sonra böyle bir kararı görünce dedik ki, birisi hak ettiği cezayı alacak. Sekiz yıldan sonra bir anlamda da olsa biz adalete erişebildik. [Sanığa yerel mahkemede ilk cezanın verildiği] O dönemde o cezayı aldığı için ben ölümle tehdit edildim. Suç duyurusunda da bulundum. Ama mücadeleyi yürüttük. Faili kolluk olan dosyalardaki cezasızlık politikasının yeni ölümlere sebebiyet verdiğini defalarca anlattık.”

Sanığın yurt dışına çıkmış olmamasının hayatın olağan akışına uygun olmadığını ifade eden Dilsiz, mahkemeden sanık hakkında kırmızı bülten çıkarılması yönünde bir karar alıp Adalet Bakanlığı’ndan da bu yönde talepte bulunulmasını talep etti. Sanığın GSM kaydı araştırılarak telefonunun hangi baz istasyonlarından sinyal verdiğinin tespit edilmesini talep etti. Ayrıca, sanığın banka hesap hareketlerinin takibini de mahkemeden talep etti.

Av. Dilsiz, sanık polisin avukatının geçen duruşmadaki beyanlarını eleştirdi:

“Sanık avukatı dedi ki: Ben onlarca polis davasına katıldım. Yakılan polisler gördüm. Bu polisleri yakanların hepsi çocuktu, dedi. Had bildirmek gibi olmasın ama böyle bir şeyi söylemesi hukuki değildir ve taraflı bir açıklamadır. Çocuklarımızı zan altında bırakan bir açıklamadır.”

Daha sonra söz verilen bir diğer katılan avukatı mahkemeden sanık adına kayıtlı hatların olup olmadığını ve bu konuda verilen mahkeme celbini istedi. Ayrıca, sanığın banka hesaplarında hangi şubeden işlem yapıldığının da sorulmasını talep etti. Avukat, sanığın yakalanması konusunda yeterince çaba gösterilip gösterilmediğini irdeledi:

“UYAP’ta taranmış evraklar çerçevesinde sanığın neden yakalanmadığını, Emniyet’in bu konuda ayrıntılı bir çalışması var mı göremiyoruz. Mahkemenizin CMK kapsamında bizi bilgilendirmesini istiyoruz. Bir araştırma yapıldı ama dosyaya mı taranmadı yoksa bir ihmal mi var? Varsa suç duyurusunda bulunulmasını istiyoruz.

Sanığın pandemi sürecinde tahliye edildiğini biliyoruz. Devlet Memurları Kanunu Md. 125/1’i biliyoruz. (...) [Sanık hakkında] idari soruşturma ve adli süreç yürütülür. Bu kapsamda görevden alındı mı? Alındıysa net bir şekilde bilgi sorulmasını soruyoruz. Görevden alınmadı ise bu kadar süre zarfında neden alınmadı? DMK’a göre görevden çıkarılması gerekir. Bu hususların sanığın mensubu olduğu İçişleri Bakanlığı’ndan sorulmasını istiyoruz.”

Sanık Avukatının Beyanları
Duruşmaya SEGBİS’le bağlanan sanık avukatı kendisinin savunma makamını temsilen duruşmada bulunduğunu vurguladı. Geçen celse beyanlarında asla çocukları suçlamadığını ileri sürdü. Cizre’de çocukların polis yakma olayına katıldıkları iki dosyayı örnek vereceğini ileri sürdü. Cizre Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 2015/160 numaralı dosyada polisleri yakanların çocuklar olduğunu söyledi.

Bunun üzerine Av. Dilsiz araya girerek “Bunun dosyamızla ne alakası var?” dedi. Dilsiz’e tepki gösteren heyet başkanı hakim “Avukat Bey buna müsaade etmem” dedi. Beyanlarına devam eden sanık avukatı, örgütün yol kesme ya da şiddet eylemlerinde “çocukları kullandıklarını ve kullanabildiklerini” ileri sürdü. “1 No’lu baro avukatıyım” ifadelerini kullanan sanık avukatı şahsını hedef alan beyanların tekrarlanmamasını istedi. Sanığın yurt dışına çıkıp çıkmadığının ilgili kolluk birimine sorulmasını, eğer sanığın yurt dışına çıktığı tespit edilirse sanık hakkında kırmızı bülten çıkarılmasını istedi.

Sanık hakkındaki tutuklama kararının, duruşmadan bir gün sonra 25 Şubat’ta tebliğ edildiğini belirten mahkeme heyeti başkanı sanık avukatına önceki celseden sonra sanıkla görüşüp görüşemediğini sordu. Avukat cevaben “Samimi söylüyorum sanıkla asla görüşmedim. Babasıyla görüştüm. Yakalama kararını öğrendikten sonra sanığın babasını arayıp beni arayıp sormayın dediğini öğrendim” dedi.

Sanık avukatının, katılan avukatlarının talepleri hakkında beyanda bulunmaması üzerine heyet başkanı söz konusu talepleri avukata tek tek hatırlattı. Hakim avukata üç sorunun üçünü de sordu.

İddia Makamının Talepleri
Son derece sessiz konuşması nedeniyle bir kısım sözleri anlaşılamayan savcı, baroların katılma taleplerinin reddini, yakalama kararının infazının beklenmesini istedi. Sanık hakkında yürütülüp yürütülmediği sorulan disiplin soruşturmasının “yargılamaya katkı sağlamayacağı gerekçesiyle” reddini istedi.

Heyet başkanı hakim karar öncesi duruşmaya beş dakika ara verdi. Duruşma 29 dakika sonra tekrar başladı. Heyet başkanı hakim ara kararı açıkladı.

Karar
Cizre 1. Ağır Ceza Mahkemesi ara kararında, soruşturmanın genişletilmesine dönük tüm talepleri reddetti. Katılma talebinde bulunan baroların taleplerinin reddine karar verildi.

Duruşma öncesi mahkemeye duruşmayı gözlemleyeceğine dair bilgilendirme dilekçesi veren Uluslararası Af Örgütü’nün herhangi katılma talebi bulunmamasına rağmen söz konusu dilekçe mahkemece sehven katılma dilekçesi olarak değerlendirildi. Herhangi katılma talebi bulunmayan Uluslararası Af Örgütü’nün katılma talebinin reddedildiği yönünde karar verildi.

Sanık hakkındaki yurt dışına çıkış yasağı tedbirinin devamına karar verildi.

Bir sonraki duruşma 26 Mayıs 2023 saat 14.00’te görülecek.