Myanmar: Güvenlik güçlerinin Arakanlı Müslümanların yakılan köylerinde üs inşa etmesi, askeri toprak gaspıdır
- Ocak ayından beri güvenlik altyapısında önemli bir artış oldu
- Yakılan köylere askeri üsler, helikopter pistleri ve yollar yapıldı
- İnşaat faaliyetine yer açmak için Arakanlılar kendi topraklarından zorla çıkarıldı
Uluslararası Af Örgütü, Myanmar üzerine yayımladığı yeni raporla, yetkililerinin birkaç ay önce yakılan Arakanlı Müslüman köylerinde buldozerlerle toprağı düzleştirdiğini ve güvenlik güçlerine ait üsler inşa ettiğini belirtti. Rapor, Arakan eyaletinin kaygı verici bir hızla askerileştiğini ortaya koyuyor.
“Arakan Eyaletini Yeniden İnşa Etmek” başlıklı rapor, görgü tanıklıkları ve uydu görüntüleri üzerinde uzmanların yaptığı incelemeler sonucunda Arakanlı Müslüman köylerinde zeminin düzleştirilmesi ve yeniden inşa faaliyetlerinin Ocak ayından beri arttığını ortaya koyuyor. Geçen yıl, ordunun yürüttüğü etnik temizlik harekatından kaçan yüz binlerce insan bu bölgeleri terk etmişti. Yakılan Arakanlı Müslüman köylerinde yeni yollar ve yapıların inşa edilmesiyle mültecilerin evlerine geri dönmesi daha da zorlaştırılıyor.
Uluslararası Af Örgütü Kriz Müdahale Direktörü Tirana Hassan, konuya ilişkin yaptığı açıklamada “Arakan Eyaletinde gördüğümüz, ordunun çok büyük ölçekte gerçekleştirdiği bir toprak gaspıdır. Yeni üsler, tam da Arakanlılara yönelik insanlığa karşı suçlar işleyen güvenlik güçlerini barındırmak için inşa ediliyor” dedi. Hassan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu durum Arakanlı mültecilerin gönüllü, güvenli ve insanlık onuruna yakışır biçimde geri dönmesini daha da uzak bir ihtimale dönüştürüyor. Köylerin yeniden inşa edilmesi faaliyeti, Arakanlıların evlerini yok etmenin yanı sıra, Myanmar’da maruz kaldıkları insanlık dışı ayrımcılığı daha da yerleşik bir hale getiriyor.”
Buldozerlerle toprağın düzleştirilmesi ve yıkımlar
Myanmar yetkilileri, silahlı bir Arakanlı Müslüman grubu olan Arakan Rohingya Kurtuluş Ordusu’nun (ARSA) 25 Ağustos 2017’de gerçekleştirdiği saldırılara cevaben altı aydan uzun bir süre önce korkunç bir etnik temizlik harekatı başlattı.
Ordu kadınları, erkekleri ve çocukları öldürdü, kadınlara ve kız çocuklarına cinsel şiddet uyguladı ve tecavüz etti. Ayrıca yüzlerce köyü yakan ordu, açıkça insanlığa karşı suçlar işledi. 670 binden fazla insan evlerinden kaçarak Bangladeş’e sığındı.
Arakan eyaletindeki şiddet durulmuş olsa da, Arakanlıları zorla yerinden etme ve geri dönmelerini imkansız kılmaya yönelik faaliyetler yeni yöntemlerle devam ediyor.
Uluslararası Af Örgütü’nün son yaptığı araştırma, Arakanlı Müslümanların köylerinin Ocak ayından beri buldozerlerle tamamen düzleştirildiğini ortaya koyuyor. Köylerin etrafındaki ağaçlar ve bitkilerin dahi kesilmesi, arazinin büyük bir kısmını tanınmaz hale getirdi. Bu durum, yetkililerin Arakanlılara yönelik işlenen suçlara ilişkin kanıtları yok edebileceğine ve bu durumun gelecekte açılacak soruşturmaları engelleyebileceğine dair ciddi endişelere yol açıyor.
Tirana Hassan “Köylerin buldozerlerle tamamen düzleştirilmesi son derece kaygı verici bir durum. Myanmar yetkilileri insanlığa karşı işlenen suçların kanıtlarını ortadan kaldırarak, gelecekte sorumlulardan hesap sormaya yönelik girişimleri son derece zorlaştırıyor” diye konuştu.
Uluslararası Af Örgütü ayrıca Arakan eyaletinin kuzeyinde Arakanlı Müslümanlara ait terk edilmiş evlerin ve camilerin son zamanlarda yağmalandığı, kasten yakıldığı ve yıkıldığı örnekleri de belgeledi.
Yıkımdan daha tedirgin edici olan ise yıkılanların yerine inşa edilen yapılar. Yetkililer, Arakan eyaletinin her yerinde ordu ve Sınır Güvenlik Polisi için üslerin yanı sıra, helikopter pistleri de dahil olmak üzere, güvenlik altyapısını hızla genişletme harekatı başlattı.
Bu yeniden inşa faaliyeti, kaygı veren bir hızla sürdürülüyor. Uydu görüntüleri, Arakanlılara ait yakılan arazi üzerinde sadece birkaç ay içinde yeni üslerin inşa edildiğini ortaya koyuyor. Köylerin tamamı ile yakınlarındaki ormanların bile inşa faaliyetine yer açmak için tahrip edildiği görülüyor.
Uluslararası Af Örgütü’nün uydu görüntüleri üzerinde yaptığı inceleme, en az üç adet yeni güvenlik üssünün Arakan eyaletinin kuzeyinde inşa edilmekte olduğunu doğruladı. Bunlardan ikisi Maungdaw kasabasında, biri ise Buthidaung kasabasında inşa ediliyor. İnşa faaliyetinin Ocak ayında başladığı anlaşılıyor.
Yeni üslerin en büyüğü, Buthidaung kasabasına bağlı Ah Lel Chaung köyünde bulunuyor. Görgü tanıkları, inşaatlara yer açmak için ordunun Arakanlıları belirli bölgelerden zorla tahliye ettiğini söyledi. Köylülerin birçoğu son çare olarak Bangladeş’e sığındı.
Ocak ayında ordunun köyünün yakınına yeni bir güvenlik noktası kurması ve tel örgülerle çevimesi üzerine Bangladeş’e sığınan 31 yaşındaki bir erkek, yaşadıklarını şöyle aktardı:
“İnsanlar panik halindeydi. Hiç kimse kalmak istemiyor, çünkü kendilerine yönelik şiddetin artmasından korkuyorlar.”
Eskiden farklı etnik kimliklere mensup kişilerin bir arada yaşadığı Inn Din köyüne ait uydu görüntüleri, köyün daha önce Arakanlı Müslümanların yaşadığı kısmında güvenlik gücü üssüne benzeyen yeni bir yapının inşa edilmekte olduğunu gösteriyor. Uluslararası Af Örgütü, güvenlik güçleri ile onlara bağlı grupların 2017 Ağustos ayı sonu ile Eylül ayı başında Inn Din köyündeki Arakanlı Müslüman köylüleri öldürdüğünü ve evlerini yaktığını belgelemişti.
Barınma ve mülteci kabul merkezleri
Uydu görüntüleri, Bangladeş’ten geri dönen Arakanlıları “karşılamak” üzere yeni inşa edilmiş mülteci kabul merkezlerinin güvenlik çitleriyle çevrelendiğini ortaya koyuyor. Görüntüler, mülteci kabul merkezlerinin ordu ile sınır güvenliğine bağlı çok sayıda görevlinin bulunduğu alanlara yakın olduğunu da gösteriyor. Geri dönen Arakanlıların geçici olarak iskan edileceği yeni ve devasa geçiş merkezi Maungdaw kasabası içinde Arakanlılara ait yakılmış bir köyün üzerine inşa edildi. Bu merkezde de yüksek güvenlik işaretlerinin varlığı görülüyor.
Myanmar yetkililerinin Arakanlıları bu merkezlerde uzun süre boyunca iskan etmeyi ve hareket özgürlüklerini sınırlandırmayı planladığına ilişkin ciddi endişeler var. 2012’deki şiddetli harekatlar sırasında evlerini terk etmeye zorlanan on binlerce Arakanlı, yıllarca yerinden edilenler için kurulan kamplarda açık hava cezaevini andıran koşullara mahsur bırakıldı. Bu insanların birçoğu, temel ihtiyaçlarını karşılamak için insani yardıma bağlı olarak yaşıyor.
Görgü tanıkları Uluslararası Af Örgütü’ne, Arakanlı Müslümanlara ait evler ve ekilebilir araziler üzerine son birkaç ay içinde yeni köyler inşa edildiğini ve bu köylerde Arakanlı Müslümanlar dışındaki nüfusun da yaşadığını söyledi. Bu durum son derece kaygı verici çünkü geçmişte yetkililer, bölgeyi geliştirme çabalarının bir parçası olarak, diğer etnik gruplardan insanları Arakan eyaletinde yeniden yerleştirmişti.
“Myanmar’ın en yoksul kısımlarından biri olan Arakan Eyaletinde kalkınma yatırımlarına çok ihtiyaç var. Ancak bu çabalar Arakanlı Müslümanları hedef alan ayrımcı sistemi daha da yerleşik hale getirmek yerine, etnik aidiyeti her ne olursa olsun, eyalette yaşayan herkese fayda sağlamalıdır” diyen Tirana Hassan, sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Arakan eyaletinin yeniden inşası bir sır perdesinin ardında gerçekleştiriliyor. Yetkililerin ‘kalkınma’ adı altında etnik temizlik harekatını sürdürmelerine izin verilmemelidir.”
“Uluslararası toplum, özellikle de maddi destekte bulunan devletler, sağladıkları yatırım veya desteklerin insan hakları ihlallerini kolaylaştırmamasını güvence altına almakla yükümlüdür. Arakanlı Müslümanlara yönelik sistematik ayrımcılık uygulayan ve mültecilerin ülkelerine geri dönmesini zorlaştıran bir sistemin daha da yerleşik hale getirilmesine katkı sağlamak, insanlığa karşı işlenen suçlara ortak olmaya tekabül edebilir.”
Basın Açıklamaları
- İsrail/İşgal Altındaki Filistin Toprağı: Netanyahu, Gallant ve El Masri kendilerine isnat edilen savaş suçları ve insanlığa karşı işlenen suçlardan ötürü UCM’de adalet önüne çıkarılmalı
- Ukrayna: Rusya’nın savaş suçu kapsamına giren saldırılarında çocuklar öldürülmeye ve yaralanmaya devam ediyor
- ABD, İsrail’in insani yardımları engellemesine karşılık ABD yasalarını uygulamıyor
- Türkiye: “Etki ajanı” olarak bilinen yasa teklifinin geri çekilmesi sivil toplum için önemli bir kazanım
- Küresel: FIFA 2034 Dünya Kupası adaylık sürecini durdurmalı ve 2030 için güvenilir bir insan hakları stratejisi talep etmeli
- COP29: Liderler adil iklim finansmanı sağlamayı ve fosil yakıtlardan tamamen uzaklaşmayı taahhüt etmeli
- Uluslararası Af Örgütü ABD Başkanlığına seçilen Trump’ın ikinci döneminde de insan haklarını savunacak
- Türkiye: ‘Etki ajanı’ yasası olarak bilinen yasa teklifi sivil topluma yönelik bir saldırıdır ve reddedilmelidir