Myanmar: Askeri harekatın sürdüğü Arakan Eyaleti’nde ihlallere ilişkin yeni kanıtlar ortaya çıktı
- Ordu yiyeceğe erişimi engelliyor ve köyleri bombalıyor
- Geçmişteki şiddet olaylarında sorumluluğu olan birimler harekata katılıyor
- Aralık ayından bu yana 5,200 sivil yerinden edildi
Uluslararası Af Örgütü (UAÖ) bugün bir açıklama yayımlayarak, Myanmar güvenlik güçlerinin Arakan Eyaleti’nde köyleri bombaladığını ve sivillerin gıdaya ve insani yardıma erişimini engellediğini söyledi. Arakan Ordusu’nun Ocak ayında gerçekleştirildiği saldırılardan bu yana baskıyı sürdüren Myanmar güvenlik güçleri, bölgedeki sivilleri gözaltına almak için de muğlak ve sert yasalara başvuruyor. UAÖ Kriz Müdahale Direktörü Tirana Hassan konuya ilişin yaptığı açıklamada, “Bu son harekatlar, Myanmar ordusunun insan haklarını tamamıyla hiçe sayarak hareket ettiğini bir kez daha hatırlatıyor. Sivillerin yaşadığı köylerin bombalanması ve gıda stoklarına erişimin engellenmesi hiçbir durumda haklı gösterilemez” dedi.
UAÖ, Ağustos ve Eylül 2017’de Arakanlılara zulmedenordu birliklerinin son haftalarda Arakan Eyaletinde yeniden konuşlandırıldığına ilişkin bilgiler edindi. Tirana Hassan, “Uluslararası toplum Myanmar ordusunun gerçekleştirdiği şiddeti kınasa da tüm kanıtlar ordunun yüzsüzce daha da ağır ihlalleri işlemeyi sürdürdüğünü gösteriyor” dedi.
BM Veri Toplama Misyonu, Arakan Eyaletindeki Arakanlılar ile Kaçin ve kuzey Şan eyaletlerindeki etnik azınlıkları hedef alan uluslararası hukuk kapsamındaki suçlarla ilgili olarak kıdemli Myanmar yetkililerine yönelik ceza soruşturması yapılması ve yetkililerin yargılanması çağrısında bulunmuştu. Son haftalardaki ihlaller, bu çağrının ardından işlendi.
Arakan Ordusu’nun saldırıları
Myanmar’ın Bağımsızlık Günü olan 4 Ocak 2019’da “Arakan Ordusu” olarak bilinen etnik Arakanlı silahlı grup, Arakan Eyaletinin kuzeyinde bulunan dört polis noktasına koordineli saldırılar gerçekleştirdi. 13 polis memurunun saldırılarda öldürüldüğü bildirildi. Myanmar’ın kuzeyindeki silahlı gruplar ittifakının bir parçası olarak Myanmar ordusuyla savaşan Arakan Ordusu son yıllarda dikkatini Çin ve Arakan Eyaletleri’ne çevirdi ve bu eyaletlerdeki güvenlik güçleriyle çeşitli aralıkla çatışmalara girdi.
Myanmar’da sivil hükümet 4 Ocak saldırılarından birkaç gün sonra Arakan Ordusu’nu “ezmek” üzere bir harekat başlatması için orduya talimat verdi. Hükümet sözcüsü, “Arakan Ordusu”ndan “terör örgütü” olarak söz etti. Myanmar ordusu bu açıklamadan sonra bölgeye çok sayıda askeri malzeme ve birlik sevk etti. Yerel aktivistler ve medyada yer alan haberlere göre sevk edilen birlikler arasında 99. Hafif Piyade Bölüğü’ne bağlı askerler de bulunuyor. UAÖ ve diğer örgütler, bu bölüğün, 2017’de Arakanlılara, 2016’da ise kuzeydeki Şan Eyaleti’nde yaşayan etnik azınlıklara yönelik şiddet olaylarına katıldığına işaret etmişti.
BM verilerine göre 28 Ocak itibariyle 5.200 erkek, kadın ve çocuk süregelen çatışmalar nedeniyle yerinden edildi. Yerinden edilenlerin çoğunluğu Mro, Khami ve Daignet gibi Budist etnik azınlıklar ile Arakanlı Müslümanlardan oluşuyor. UAÖ, çatışmalardan etkilenen 11 kişinin yanı sıra Arakan Eyaleti’ndeki insani yardım görevlileri ve yerel aktivistlerle telefonda görüştü. Bu kişilerin çoğu, güvenlik güçlerinin yakınlarda bir yeri bombalaması veya gıdaya erişimi sınırlandırması sonrasında köylerinden ayrılmak zorunda kaldıklarını söyledi.
Tirana Hassan, “On yıllardır aynı acımasız taktiklerle faaliyet gösteren Myanmar ordusundan hesap sorulmalıdır. BM Güvenlik Konseyi bu durumu derhal Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne taşımalıdır” ifadelerine yer verdi.
Hukuka aykırı saldırılar
Kyauktaw Kasabasına bağlı Tha Lu Chaung isimli köy yolunda, çoğunluğu etnik Mro olan Auk Pyin Nyar köyünden üç kişi, UAÖ’ye, 21 Aralık 2018’de iki top veya havan topu mermisinin köylerine yüz metre uzaklıkta patladığını söyledi. Ertesi sabah erken saatlerde köylerinden ayrılan köylüler civarda daha fazla patlamanın meydana geldiğini duydular. 64 yaşında bir çiftçi yaşadıklarını “Ağır top patlamaları duydum, insanlar şaşkınlıktan serseme döndü" sözleriyle anlattı. Aynı köyden başka bir çiftçi, birkaç gün sonra bazı eşyalarını almak üzere köye geri döndüğünü ve insanlar gittikten sonra evlerinden para çalındığını söyledi. Çiftçi, paraların çalınmasıyla ilgili olarak insanların köyden ayrıldığı sırada civarda görülen Myanmar ordusu askerlerini suçladı.
Buthidaung Kasabasına bağlı Tha Yet Pyin isimli köy bölgesinde çoğunluğu etnik Mro olan bir köyde yaşayan 24 yaşındaki bir erkek de 13 Ocak 2019’da köyünün civarında top veya havan topu mermilerinin patladığını söyledi. Patlamalar üzerine köylüler önce yerel manastıra, günün ilerleyen saatlerinde ise komşu Kin Taung köy yolunda yer alan Done Thein köyünde ülke içinde yerinden edilenlerin kaldığı gayrı resmi kampa sığındı. UAÖ’ye konuşan erkek dört gün sonra ailevi kayıt belgelerini almak için köyüne döndü ve bazı evler ile köy okuluna zarar verildiğini gördü. Myanmar güvenlik güçlerinin köye erişimi denetlediği sırada köydeki bazı evlerden insanların paralarının alındığını söyledi.
Medyada yer alan haberlerde diğer çok sayıda vakanın ayrıntıları da ortaya koyuldu. İnternette yayın yapan The Irrawady haber ajansı ve Özgür Asya Radyosu, Naing Soe isimli yedi yaşındaki erkek çocuğun, 26 Ocak 2019’da Rathedaung Kasabasına bağlı Tha Mee Ha köy yolundaki evinin yakınında bir top mermisinin patlaması nedeniyle ağır yaralandığını bildirdi. Özgür Asya Radyosu, askerlerin köyün yakınına el yapımı patlayıcı atması sonrasında Myanmar ordusunun köye ateş açtığını belirtti. Her iki medya kuruluşu da Myanmar ordusunun köylerdeki değerli eşyaları yağmaladığını bildirdi. Ayrıca, The Irrawady, 16 Ocak 2019’da, 12 ve 18 yaşlarındaki iki erkek kardeşin Maungdaw Kasabasındaki evlerinde bir top mermisinin patlaması nedeniyle ağır yaralandığı haberini yaptı.
UAÖ, Myanmar ordusunun sivillerin yaralanmasıyla veya sivil yapıların zarar görmesi ya da yıkılmasıyla sonuçlanan her bir saldırıdaki sorumluluğunu henüz kesin bir biçimde belirleyemedi. Ancak hukuka aykırı olan bu taktikler uzun zamandan beri ordunun silahlı gruplara karşı yürüttüğü harekatların temel niteliğine dönüşmüş durumda. UAÖ, Haziran 2017’de yayımladığı raporunda, Myanmar ordusunun Kaçin ve kuzey Şan Eyaletlerinde yürüttüğü harekatlar sırasında gelişigüzel bombardıman yaptığını ve bunun sonucunda sivillerin öldürüldüğünü ve yaralandığını, binlerce kişinin ise yerinden edildiğini ayrıntılarıyla belgelemişti.
“Hukuka aykırı olan bu saldırılar birçok köyde korku yayıyor” diyen Tirana Hassan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Binlerce değilse bile yüzlerce sivil, saldırıların doğrudan sonucu olarak yerlerinden edildi.”
Gıdaya ve insani yardıma erişim sınırlandırılıyor
Kyauktaw Kasabasına bağlı, merkezden oldukça uzak etnik Mro köyünde yaşayan 34 yaşındaki bir kadın, UAÖ’ye, Myanmar askerlerinin ve polisinin köye getirilebilecek pirinç miktarını sınırlandırdığını söyledi. Aralık 2018’de civarda patlak veren çatışmaların temel ihracat ürünleri olan pirinç ve bambuyu hasat etmeyi engellemesi nedeniyle köylüler zaten temel gıda maddelerinde kıtlık yaşanmasını bekliyorlardı.
Durumun kötüye gitmesiyle birlikte aralarında 34 yaşındaki kadının da bulunduğu bir grup köylü, daha önce ihraç ettikleri pirinci köylerine geri götürmelerine izin verilmesini istemek için Taung Min Ku Lar köyü yakınındaki polis merkezine ve askeri kontrol noktasına gitti. UAÖ’ye konuşan kadın, güvenlik güçlerinin kendilerine en fazla altı pyi (2.56 litrelik konteynere denk gelen Myanmar birimi) pirinç götürebileceklerini ve güvenlik güçlerinden izin mektubu almaları gerektiğini söylediklerini anlattı.
“Kendi aramızda artık köyümüzde yaşamanın imkansız olduğunu konuştuk” diyen kadın sözlerine şöyle devam etti: “[Yerinden edilenlerin kaldığı] bir kampa gitmek istemiyorduk ama ormanda bulduklarımızı takas yapamadık ve yeterince erzak da tedarik edemedik.”
Benzeri durumlarla karşı karşıya kalan komşu köylerin boşaltıldığı gibi bu köy de boşaltıldı. Yerel bir aktivist, UAÖ’ye, Kyauktaw Kasabası civarında seyahat etmelerine izin verilmesi için insanların polisten tavsiye mektubu almalarına yardım ettiğini, ancak yetkililerin halen insanların gıda taşımasına engel olduğunu ve bunu “Arakan Ordusu”na ikmal hattını kesmek için yaptıklarını iddia ettiğini söyledi.
Myanmar yetkilileri, Arakan Eyaletinde insani yardıma erişime getirdikleri sınırlandırmaları da artırdı. Arakan Eyaleti hükümeti, 10 Ocak’ta, Uluslararası Kızılhaç Komitesi ile Dünya Gıda Programı dışında BM’ye bağlı tüm heyetlerin ve uluslararası insani yardım örgütlerinin çatışmalardan etkilenen beş kasabada faaliyet yürütmesini yasakladı. Birçok örgütün insani yardım çalışmalarını durdurmak zorunda kalması sonucunda Myanmar’ın en yoksul ve en az gelişmiş bölgelerinden birindeki acil durum müdahaleleri ve insani yardım çalışmaları sekteye uğradı.
Arakan Eyaleti yetkilileri Uluslararası Kızılhaç Komitesi ve Dünya Gıda Programı ile birlikte çatışmalar nedeniyle yerinden edilen insanlara bir miktar nakit para yardımı ve ayni yardım sağladı, ancak yardım alanlar bunun yetersiz ve tutarsız olduğunu söyledi. Çok sayıda insani yardım görevlisi, erişime getirilen sınırlandırmaların, uluslararası toplumun dikkatini askeri harekatlardan başka yöne çevirme amacı taşıdığını söyledi. Tirana Hassan, “Myanmar yetkilileri bilinçli bir şekilde sivillerin hayatı ve geçimleriyle oynuyor. Defalarca tanık olduğumuz üzere, ordunun önceliği insanları çapraz ateşten korumak değil, işledikleri ihlalleri uluslararası toplumdan gizlemek” değerlendirmesinde bulundu.
İstismar edici yasalara ve muhtemelen keyfi gözaltılara başvuruluyor
Myanmar güvenlik güçlerinin Arakan Ordusu’nu destekledikleri iddiasıyla sivilleri gözaltına almak ve yargılamak için istismar edici yasalara da başvurduğu görülüyor. Bu durum, keyfi gözaltı ve kötü muamele olasılığına ilişkin endişe yaratıyor. Tha Yet Pyin köy yolunda 13 Ocak 2019’da yaşanan çatışmadan birkaç gün sonra polis, etnik Mro köy lideri Aung Tun Sein ile en az 10 erkeği sorgulamak üzere alıp götürdü. Bu kişiler daha sonra serbest bırakıldı, ancak Aung Tun Sein birkaç gün sonra Sınır Koruma Polisi merkezine çağrıldı ve o günden beri Buthidaung cezaevinde tutuluyor.
UAÖ, Haziran 2018’de yayımladığı bir raporda, Arakan Eyaletinin kuzeyindeki Sınır Koruma Polisi merkezlerinde Arakanlı erkeklere ve erkek çocuklara işkence ve diğer türde kötü muamele uygulandığını belgelemişti. Aung Tun Sein gözaltına alındıktan sonra bir hafta boyunca aile üyeleri ve köyün diğer ileri gelenleri Sein’in nerede tutulduğunu öğrenemedi. Ordunun Sein’i, Myanmar ordusunun hareketleri hakkında Arakan Ordusu’na bilgi vermekle suçladığı bildirildi. Köyden bir kişi, Aung Tun Sein’in, Yasadışı Bağlantılar Yasası gereğince suçlamalarla karşı karşıya olduğunu söyledi. Myanmar yetkilileri bu muğlak ve sert yasayı çoğunlukla aktivistlere, gazetecilere ve çatışma bölgelerindeki diğer kişilere baskı için kullanıyor.
Yerel aktivistlerin anlatımları ve medyada yer alan haberlere göre keyfi gözaltılar ile muğlak ve baskıcı yasalara başvurulması, Arakan Eyaletindeki son askeri harekat sırasında olağan uygulamalar haline geldi. The Irrawaddy, 4 Şubat’ta 26 kişinin “Arakan Ordusu” ile yasadışı bağlantıları olduğu iddiasıyla gözaltına alındığını bildirdi. Ayrıca, ajans, yaklaşık 30 köy yöneticisinin yasadışı bağlantı iddiasıyla haksız yere yargılanmaktan korktukları için Ocak ayında istifa mektuplarını sunduklarını ifade etti.
Basın Açıklamaları
- İsrail/İşgal Altındaki Filistin Toprağı: Netanyahu, Gallant ve El Masri kendilerine isnat edilen savaş suçları ve insanlığa karşı işlenen suçlardan ötürü UCM’de adalet önüne çıkarılmalı
- Ukrayna: Rusya’nın savaş suçu kapsamına giren saldırılarında çocuklar öldürülmeye ve yaralanmaya devam ediyor
- ABD, İsrail’in insani yardımları engellemesine karşılık ABD yasalarını uygulamıyor
- Türkiye: “Etki ajanı” olarak bilinen yasa teklifinin geri çekilmesi sivil toplum için önemli bir kazanım
- Küresel: FIFA 2034 Dünya Kupası adaylık sürecini durdurmalı ve 2030 için güvenilir bir insan hakları stratejisi talep etmeli
- COP29: Liderler adil iklim finansmanı sağlamayı ve fosil yakıtlardan tamamen uzaklaşmayı taahhüt etmeli
- Uluslararası Af Örgütü ABD Başkanlığına seçilen Trump’ın ikinci döneminde de insan haklarını savunacak
- Türkiye: ‘Etki ajanı’ yasası olarak bilinen yasa teklifi sivil topluma yönelik bir saldırıdır ve reddedilmelidir