Myanmar: Arakanlıları geri gönderme planı binlerce insanı tehlikeye atıyor
Uluslararası Af Örgütü (UAÖ) bugün bir açıklama yayımlayarak, Bangladeş ve Myanmar yetkililerinin, Arakanlı mültecileri Myanmar’daki Arakan Eyaleti’ne geri gönderme planlarını derhal durdurmaları gerektiğini söyledi. Geçen ay Bangladeş ile Myanmar arasında imzalanan, ancak uluslararası yükümlülükleri yerine getirmeyen iki taraflı anlaşmanın duyurulmasından sonra planlı geri göndermelerin ilk kısmı 15 Kasım gibi yakın bir tarihte başlayabilir. UAÖ Doğu ve Güneydoğu Asya Bölge Direktörü Nicholas Bequelin konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Bu, insanların hayatını tehlikeye atan umursamaz bir adımdır” dedi. Bequelin, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Arakanlı kadınlar, erkekler ve çocuklar, hiçbir koruma güvencesi olmaksızın evlerini yakan ve kurşunlarından kaçtıkları Myanmar ordusu ile yan yana yaşamak üzere ordunun ellerine geri gönderilebilir.”
Mültecilerin Myanmar’a geri dönüşleri, zorla geri gönderme kapsamına girebilir
30 Ekim’de Bangladeş ve Myanmar hükümetlerinin temsilcileri, Ağustos 2017’den itibaren Myanmar’dan kaçarak Bangladeş’e sığınan 720.000’in üzerinde Arakanlı mültecinin bir kısmının Myanmar’a geri dönmesi konusunda anlaştıklarını duyurdu. Anlaşmaya göre 2 bin 260 kişi (485 aile) bu hafta başlatılması kararlaştırılan geri dönüşlerin ilk turu için Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) tarafından "güvenlik soruşturmasından" geçirildi. Geri dönüşlere ilişkin yapılan duyuru, mülteci kamplarındaki endişeleri artırdı. Konuyla ilgili olarak mültecilere danışılmadı ve Myanmar’a geri dönecek kişiler listesinde isimlerinin bulunmasına rıza gösterip göstermedikleri bilinmiyor. Geçen hafta Arakanlı bir erkek, ailesinin geri gönderilmesi planlanan kişiler arasında olduğunu öğrendikten sonra intihar girişiminde bulundu. Listede ismi olduğu düşünülen diğer kişilerin saklandığı veya Güneydoğu Asya’ya doğru botlarla tehlikeli yolculuklara çıkmayı planladığı söyleniyor.
“Sürecin şeffaflık içinde yürütülmemesi ürkütücü. Myanmar’daki ölümcül harekat nedeniyle travma yaşayan insanlar, gelecekte kendilerini neyin beklediğini ve geleceklerinin nerede olduğunu düşünerek dehşet içinde yaşıyor” diyen Nicholas Bequelin, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Böyle bir zamanda yapılacak geri dönüşler güvenli ya da insanlık onuruna uygun olamaz ve Bangladeş’in uluslararası hukuk gereğince sahip olduğu yükümlülükleri ihlal eder. Maddi destek sağlayan hiçbir hükümet, Arakanlıların hayatını ve özgürlüğünü tehdit eden bir geri dönüş sürecini desteklememelidir.”
Mültecilerin zorla geri gönderilmesi, insanları tehlikeli bir ülkeye geri göndermeme (non-refoulement) ilkesinin ihlalidir. Uluslararası sözleşmeler ve uluslararası teamül hukuku gereğince, insanların, hayatlarının tehlike altına girebileceği veya diğer ağır insan hakları ihlallerine uğrayabilecekleri bir yere geri gönderilmesi mutlak bir şekilde yasaktır. Nicholas Bequelin, “Bangladeş, Arakanlıları cömertçe kabul etti ve onlara sığınma imkanı sağladı. Geri dönüş süreci göz önünde bulundurulmaksızın tüm dünya, Bangladeş’in, Myanmar’da insanlığa karşı işlenen suçlardan kaçan mültecilere sınırlarını açık tutma konusundaki öncülüğünü izliyor” değerlendirmesinde bulundu. Ayrıca Bangladeş hükümeti, sadece BMMYK tarafından gerçekten geri dönmek istediği tespit edilen mültecilerin geri döneceği yönünde bir açıklama yaptı.
“Myanmar’a dönmeyi gerçekten isteyen Arakanlı mültecilerin geri dönme hakkı var ve bu durumu tespit etmekte BMMYK önemli bir rol oynuyor” diyen Nicholas Bequelin ekledi:
“Ancak geri göndermelerin gerçek anlamda gönüllü olması için, mültecilerin, sığınma güvenceleriyle Bangladeş’te kalmak ve üçüncü bir ülkeye yerleştirilmek de dahil olmak üzere alternatiflere ihtiyacı var. Arakanlı mültecilerin kendi geleceklerine dair alınacak tüm kararlarda söz sahibi olması ise hayati önem taşıyor.”
Arakan Eyaletinde işlenen suçlar sürüyor
Arakan Eyaletinde, geri göndermelerin güvenli veya insanlık onuruna yakışır bir biçimde gerçekleştirilmesini mümkün kılabilecek değişiklikler oldukça sınırlı. Apartheid sisteminde yaşamayı sürdüren yüz binlerce Arakanlı, koşulların çok kötü olduğu kamplarda ve köylerde mahsur bırakılmış durumda. Seyahat özgürlüğü olmayan Arakanlıların okullara ve hastanelere erişimleri son derece sınırlı. Arakanlılara yönelik zulümlerde sorumluluk taşıyan güvenlik güçlerinden ise hala hesap sorulmadı. Nicholas Bequelin konuyla ilgili olarak “Arakan Eyaletinde insanlığa karşı işlenen suçlar hala sürüyor. Mültecileri, haklarının devamlı olarak ihlal edileceği ve hayatlarının tehlike altında olacağı bir yere geri göndermek kabul edilemez ve vicdana sığmaz” değerlendirmesinde bulundu.
Myanmar yetkilileri, Arakan Eyaletinin kuzeyine erişimi sert bir biçimde sınırlandırmayı sürdürüyor. Az sayıda BM heyeti ve uluslararası örgüt bölgede çalışmalarını sürdürebiliyor, ayrıca bağımsız medyanın erişimi de hükümet tarafından düzenlenen ve sıkı bir şekilde denetlenen turlarla sınırlandırılmış durumda. “Arakan Eyaletinin kuzeyi bugün bilgi edinmek açısından bir kara delik. Uluslararası gözetim olmadan geri gönderilen kişilerin durumunu gözlemlemek çok zor olacaktır” diyen Nicholas Bequelin, sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Hala Arakan Eyaleti’nde yaşayan Arakanlıların acilen korumaya ihtiyacı var. Myanmar yetkilileri geri göndermelerin güvenli, gönüllü ve insanlık onuruna yakışır şekilde gerçekleştirilebileceği koşulları hazırlamakta ciddi ise insani yardım çalışanlarının ve insan hakları gözlemcilerinin bölgeye tam, sınırsız ve sürekli erişimine izin vermelidir.”
Haberler
- Türkiye’deki Yüzlerce Eritreli Zorla Geri Gönderilme Riski Altında
- 22. İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü Eylem Gözlem Raporu
- Hoşgeldin Onur Ayı: Fobilere Karşı Uçurtmalar Havaya
- “Deprem Ne Kadar Sürer?”: Uluslararası Af Örgütü’nden Şubat Depremlerinin yıldönümünde sergi ve söyleşi
- İran: Güvenlik güçleri “Kadın, Yaşam, Özgürlük” protestolarını cezasızlıkla bastırmak için tecavüz ve diğer türde cinsel şiddete başvurdu
- Rusya: “LGBT hareketini” aşırılık yanlısı olarak tanımlayan karar feci sonuçlar yaratacak
- Birleşik Krallık: Polis hafta sonu planlanan Gazze’de ateşkes yürüyüşünün yasaklanması yönündeki siyasi baskılara boyun eğmemeli
- Türkiye: Anayasa Mahkemesi’nin TİP Milletvekili Can Atalay için verdiği hak ihlali kararı ‘gecikmiş bir karar’