Muhtemelen Hiç Duymadığınız Beş İnsan Hakları Hikâyesi…

Geçen yıl, binlerce sivil Suriye'deki çatışmalar sırasında acımasızca öldürüldü. Mali'deki insanlar ise artan insan hakları ihlallerinin mağduru oldu. Afganistan ve Pakistan’daki kadınlar ağır bir şekilde ayrımcılığa maruz kaldı.

Fakat radarın görüş mesafesinin dışında, uluslararası ilgiden uzak, hükümetler ve silahlı gruplar da diğer ülkelerdeki erkek, kadın ve çocukların haklarını ihlal ediyor.

İşte bunlardan beşi…

Bolivya

Askeri ve otoriter rejimler döneminde (1964-1982) gerçekleştirilen -aralarında işkence ve zorla kaybedilmelerin de olduğu- insan hakları ihlallerinden kurtulanlar ve onların akrabaları nerdeyse bir yıldır La Paz Adalet Bakanlığı önüne oturuyor.

Yetkililerin, geçmişte yaşadıkları ya da sevdiklerinin yaşadığı istismarlardan dolayı maddi tazminat dâhil olmak üzere her türlü tazminattan yoksun bırakılmalarından şikâyetçi.

Mart 2004’te mağdurlara yaşadıkları ihlallerle ilgili tazminat sağlanması ile ilgili bir yasa kabul edildi. Resmi bilgilere göre, alınan 6,000 başvurudan sadece 1,714’ü hak sahibi olarak nitelendirildi. Diğer tüm başvurular reddedildi.

Hak ihlali mağdurları ve akrabaları, yetkililerin dava açmak için zorunlu kıldığı şartların aşırı derece kısıtlayıcı olmasından şikâyetçi. Örneğin yetkililer, işkence mağdurlarından sağlık raporu, ölüm raporu ve temin edilmesi çok zor veya imkânsız olabilecek diğer raporları talep ediyor.

Bu yıl 8 Şubat’ta bir adam, Bakanlık önünde oturan mağdurlardan biri olan Victoria López’e saldırdı. Ona bağırdı, sokaktaki kalabalığın varlığı nedeniyle şikâyetçi oldu ve ona bir sopayla vurdu. Adam daha sonra onu sorguya bile almadan serbest bırakan polise teslim edildi.

Gine Bissau

Nisan 2012’de gerçekleşen askeri darbeden 10 ay sonra yeni yetkililere yönelik eleştirileri bastırmak için baskıcı önlemler alındı. Bu Batı Afrika ülkesinde insan haklarına yönelik saldırı ve temel özgürlüklerin bastırılması hala olağan bir durum.

Gösterilere uygulanan yasak devam etti, gazetecilere zorluk çıkarıldı, taciz edildiler ya da tutuklandılar. Darbe dönemindeki yargısız infazlar soruşturulmadı ve bu infazların sorumluları hala serbest.

Serbest gazeteci António Ali Silva, geçen Ekim ayında askerler evine gidip, iddialara göre onu ölümle tehdit ettikten sonra ülkeyi terk etti. Silva blog’unda Silahlı Kuvvetler Genel Kurmay Başkanı hakkında yazı yazdığı için daha önce de tutuklanmış ve dövülmüştü.

Medeni ve siyasi hak ihlallerinin yanı sıra, insanlık adına istikrarsız bir duruma yol açan darbeden sonra Gine Bissau’nun ekonomik ve sosyal durumu hızlı bir şekilde kötüye gitti. Yiyecek zor bulunur oldu ve pahalı hale geldi, okullar kapandı ve hastaneler en temel ilaçlar konusunda eksiklik yaşadı.

Makedonya

Makedonya’da Roman olmak kolay değil ve eğitime erişim, iş bulma veya sağlık hizmeti alma konularında Roman kadınlar için durum, maruz kaldıkları yüksek düzeydeki ayrımcılık nedeniyle daha da zor bir hal alıyor.

Okulu bırakan kız öğrencilerin oranı çok yüksek. Uluslararası Af Örgütü bu durumun, diğer etkenlerin yanı sıra, Roman ailelerin kızlarının eğitimine değer verme konusundaki başarısızlığına dair kalıplaşmış düşünce sebebiyle tüm yük öğretmenlerin Roman çocuklardan beklentisinde oluyor.

Yetkililer bu durumu düzeltmek için çok az şey yaptı - uluslararası baskı sadece, isteksizce ve hiçbir zaman etkili bir şekilde uygulanılmayan önlemlerin alınmasını sağladı. Ocak 2013’te Uluslararası Af Örgütü, Roman kadınlarının ve kızlarının haklarını güvence almak için özel önlemler alma konusunda başarısız olan Makedonya hükümeti ile ilgili bir brifing yayımladı. BM Kadınlara Karşı Ayrımcılığın Önlenmesi Komitesi, brifingin sonuçlarını gözden geçiriyor.

Birleşik Arap Emirlikleri

Birleşik Arap Emirlikleri’nin ihtişamlı ve savurganca inşa edilmiş gökdelenlerinin oluşturduğu dış görünüşün ve insan hakları yetkililerinin güven veren gülümsemelerinin altında, pespaye bir insan hakları sicili yatıyor.

Bugün Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE), neredeyse cezasızlıkla işkence uygulanıyor ve aralarında düşünce mahkûmlarının da olduğu muhalif aktivistler düzenli bir şekilde alıkonuluyor ve –bazıları birkaç ay- hiçbir dava açılmadan ya da suçlama olmaksızın tutuluyor. 2011’de beş muhalife hapis cezası verildi.

Yerli kadın işçiler de dâhil olmak üzere, yabancı işçilerin temel hakları reddedilmeye devam ediliyor.

Kadınlar yasalarda ve uygulamada ayrımcılığa uğramakta ve ölüm cezası uygulanmaya devam etmekte.

2008 yılında, BAE’nin kayda değer bir ilerleme yapmak için söz vermesi üzerine Ocak 2013’te BM İnsan Hakları Konseyi, BAE’nin insan hakları sicilini dikkatli bir şekilde inceledi. Bundan bir gece önce 94 aktivist, hükümeti eleştirdiği için yargılandı. Bu iki olayın rastlantısı, şimdiye kadar verilen sözlerin ancak yüzeysel olduğunu gösteriyor.

Vietnam

Büyük oranda medyanın dikkatinden kaçarak, Vietnam insan hakları savunucuları için, Güneydoğu Asya’nın en büyük cezaevlerinden birine dönüşüyor.

Son iki yıl boyunca hükümet, ifade özgürlüğü üzerindeki baskılarını arttırdı, onlarca blog yazarını, barışçıl siyasi aktivistleri, yazarları, avukatları, iş adamlarını ve hatta şarkı yazarını bile hapse attırdı.

İnsan hakları savunucuları, adil yargılanmadan ve şeffaflıktan uzak davaların ardından on yıl kadar uzun süren hapis cezalarıyla karşı karşıya kalıyor. İfade özgürlüğünün Vietnam Anayasası’nda güvence altına alınmasına rağmen, mahkeme, aralarında “devlet karşıtı propaganda düzenlemek”, veya “ hükümeti düşürmeye yönelik eylemler”in de olduğu, George Orwell-vari suçlamalara başvuruyor.

Örneğin 24 Eylül 2012’de, üç Vietnamlı blog yazarı “devlete karşı bölücü propaganda yaymak”tan dört ila 12 yıl hapis cezasına mahkûm edildi. 2007’de Bağımsız Vietnamlı Gazeteciler Kulübü’nü kuran Nguyen Van Hai, Ta Phong Tan ve Phan Thanh Hai, özgür basın ve diğer demokrasi yanlısı konular için kampanya yapıyordu. Mahkeme sadece birkaç saat sürdü. Blog yazarlarının birkaç destekçisi ve akrabası da, davaya katılımlarının engellenmesi için, tutuklandı.