Malta: El Hiblu Üçlüsü’ne yöneltilen suçlamalar düşürülmeli ve limanda tutulan üç genç serbest bırakılmalı

Mart 2019’da, Libya’daki şiddetten kaçmak için bir botla denize açılan üç genç bugün Malta’da temelsiz ve ağır suçlamalarla karşı karşıya. Avrupa’da bugünlerde El Hiblu Üçlüsü olarak bilinen, Fildişi Sahili ve Gine vatandaşı üç genç daha iyi bir hayat için, güvensiz koşullarda denize açıldı. Bu seyahatte ölümden döndüler ancak daha özgür bir hayata kavuşmak yerine Malta’da bir limanda gözaltında tutularak iddianamelerini bekliyorlar. Uluslararası Af Örgütü (UAÖ), El Hiblu Üçlüsü olarak bilinen üç gençle ilgili kampanya başlattı. 

UAÖ’nün en büyük kampanyası Haklar İçin Yaz 2020, ‘El Hiblu Üçlüsü’nün Malta’da temelsiz ve ağır suçlamalarla yargılandığı davaya dikkat çekiyor ve yetkililere uluslararası sığınmacı haklarını ve adil yargılama hakkını hatırlatıyor. El Hiblu 3’lüsü için adalet talep et!

EL HİBLU 3'LÜSÜ İÇİN ADALET TALEP EDİN

İMZACI OLUN

Denizden tutsaklığa giden rotada neler yaşandı?

Üç genç, Mart 2019’da, 100’ün üzerinde kişiyle birlikte bindikleri şişme bot denizde sürüklenmeye başlayınca El Hiblu isimli petrol tankeri kaptanı ve mürettebatı tarafından kurtarıldılar. Güvende olduklarını zannettiler, ancak El Hiblu mürettebatı onları işkenceye maruz kalma ihtimalleri çok yüksek olan Libya’ya geri götürmek istedi. Bunun üzerine gemide bir protesto başladı. Üç genç, kendilerinin ve kurtarılan herkesin hayatını savunmak için taraflar arasında tercümanlık yaptı. Şimdi ise Malta limanında tutuluyorlar ve ömür boyu hapis cezasıyla karşı karşıyalar.

Başlangıçta, petrol tankerinin kaptanı, denizden kurtarılan 20 kadın ve en az 15 çocuğunda aralarında bulunduğu 114 kişiyi Avrupa’da güvenli bir yere götürme sözü verdi. Ancak zaman geçtikçe kurtarılan kişiler Libya’ya geri götürüldüklerini anlayıp panikledi ve kaçmaya çalıştıkları ülkeye geri götürülme ihtimalinden korkuya kapıldı. Libya’da insanlık dışı koşullarda keyfi gözaltı, gasp, işkence ve tecavüz de dahil korkunç ihlallerle yeniden karşılaşabileceklerini biliyorlardı. Yalvarışları devam etti, bazıları Libya’ya dönmektense ölmeyi tercih edeceğini bile söyledi. Kaptan sonunda tankerin rotasını geriye çevirip Malta’ya doğru ilerledi.

Tercümanlık, tankeri kaçırma suçlaması olarak kayıtlara geçti

Malta’ya varmadan önce Malta Silahlı Güçleri tankere baskın düzenledi. O tarihte çocuk yaşta olan ve durumu sakinleştirmek için denizden kurtarılanlar ile tankerin kaptanı arasında tercümanlık yapan üç genç, tankeri kaçırdıkları ve kaptanı onları Malta’ya götürmeye zorladıkları iddiasıyla gözaltına alındı.

Tankere veya kişilere hiçbir zarar verilmemiş olmasına rağmen, gençler yalnızca işkenceye maruz bırakılabilecekleri bir yere hukuka aykırı şekilde geri götürülmeye itiraz ettikleri için ömür boyu hapis cezası öngören son derece ağır suçlamalarla karşı karşıya. Uluslararası Af Örgütü, ‘El Hiblu Üçlüsü’ için adalet talep ediyor ve (mevcut durumda 21, 18 ve 16 yaşlarındaki) üç gence yöneltilen suçlamaların düşürülmesi çağrısında bulunuyor.

Uluslararası Af Örgütü Araştırmacısı Elisa De Pieri, konu hakkında yaptığı açıklamada şunları söyledi, “Üç genç Libya’dan kaçtı. Şimdi ise bir petrol tankeri kaptanının, onları kaçmaya çalıştıkları işkence ve istismarla karşı karşıya kalabilecekleri bir yere, hukuka aykırı şekilde geri götürmeye çalışmasına itiraz ettikleri için Malta limanında tutuluyorlar. Uluslararası hukuk, insanların hayatları ve emniyetlerinin risk altında olabilecekleri bir yere geri götürülmesini yasaklar. Uluslararası Af Örgütü, bu gençlerin adalet mücadelesini desteklemekten gurur duymakta ve Malta Başsavcısı’na gençlere yönelik temelsiz suçlamaları düşürme çağrısında bulunmaktadır. Hiç kimse, kendi hayatını ve başkalarının hayatını savunduğu için cezalandırılmamalıdır.”

Arka Plan

Uluslararası Af Örgütü, devletlere, dünyanın çeşitli ülkelerinde gözaltına alınan veya zulme maruz bırakılan kişilerin karşı karşıya kaldığı adaletsizlikleri giderme çağrısı yapmak üzere insan hakları kampanyasını başlattı. Haklar İçin Yaz kampanyası kapsamında her yıl Aralık ayında milyonlarca kişi, insan hakları saldırı altında olan kişiler için mektuplar, kartlar ve e-postalar yazıyor, sosyal medyada paylaşımlarda bulunuyor.

El Hiblu Üçlüsü bu yıl Haklar İçin Yaz kampanyasının 10 vakasından biri oldu.