Lübnan: Suriyeli mültecilerin sebepsiz sınır dışı edilmesine son verin
Lübnan Silahlı Kuvvetleri son günlerde yüzlerce Suriyeli mülteciyi sebepsiz yere zulüm ve işkence riski altında oldukları Suriye’ye sınır dışı etti.
19 ulusal ve uluslararası sivil toplum örgütü bugün yayımladıkları ortak açıklamada, sınır dışı işlemlerinin Lübnan’da mülteci karşıtı söylemin kaygı verici biçimde yükseldiği ve mültecilere geri dönmeleri için baskı yapmayı amaçlayan diğer zorlayıcı tedbirlerin arttığı bir dönemde gerçekleştirildiğini belirtti.
Lübnan Silahlı Kuvvetleri, Nisan ayı başından bu yana Lübnan Dağı, Cünye, Kub İlyas ve Burç Hamud dahil ülkenin çeşitli bölgelerindeki mahallelerinde Suriyeli mültecilerin evlerine ayrımcı baskınlar düzenliyor ve birçoğunu derhal sınır dışı ediyor. Zorla geri gönderilen çok sayıda Suriyeli kayıtlı veya Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nce (BMMYK) tanınıyor.
Sınır dışı edilen kişiler Uluslararası Af Örgütü’ne, bir avukatla veya BMMYK ile görüşmelerine fırsat verilmediğini, sınır dışı işlemine itiraz ve koruma ihtiyaçlarını savunma haklarının gözetilmediğini ifade etti.
Sivil toplum örgütlerinin ortak açıklamasında, “Lübnan yetkilileri ülkedeki ekonomik krizi kasten kötü yöneterek milyonlarca insanı yoksullaştırdı ve temel haklarından yoksun bıraktı. Acil ihtiyaç duyulan reformları yapmak yerine, kendi yetersizliklerinden ötürü mültecileri suçlamaya yöneldiler. Yüzlerce Suriyeli yetişkin ve çocuğu sabahın erken saatlerinde zorla yataklarından kaldırıp kaçtıkları hükümete geri vermenin hiçbir haklı gerekçesi olamaz” ifadelerine yer verildi.
2012’den bu yana BMMYK’ya kayıtlı mültecilerin de aralarında bulunduğu görüşmeciler, Lübnan ordusunun, sınır dışı edilecek kişileri sınıra götürdüğünü ve direkt Suriyeli yetkililere teslim ettiğini söylediler. Bazıları Suriye’ye döndükten sonra gözaltına alındı veya kaybedildi.
Geri gönderilenler ağır riskler altında
Yerel ve uluslararası örgütler, Suriye ordusu ve güvenlik güçlerinin çocuklar dahil Suriyeli mültecilere karşı işlediği korkunç ihlalleri belgelemeye devam ediyor. Hukuka aykırı veya keyfi gözaltı, işkence ve diğer türde kötü muamele, tecavüz, cinsel şiddet ve zorla kaybetme bu ihlaller arasında.
Sınır dışı işlemleriyle birlikte Suriyeli mültecileri Suriye’ye geri dönmeye zorlamayı amaçlayan diğer uygulamalar da yapıldı. Lübnan genelinde çok sayıda belediye Suriyelilere karşı, dolaşımlarını sınırlandırmak için sokağa çıkma yasağı ilan etmek veya ev kiralama olanaklarını kısıtlamak gibi ayrımcı adımlar attı. İlaveten, bazı yerel makamlar Suriyelilere kimlik belgeleri, oturum kartları ve oturum iznine dair kanıtlar gibi kişisel bilgilerini açıklama zorunluluğu getirdi ve açıklamamaları halinde sınır dışı etmekle tehdit etti.
Mültecilere yönelik zorlayıcı ve hasmane hava, bazı durumlarda yerel makamlar ve siyasetçiler tarafından körüklenen mülteci karşıtı söylemin kaygı verici yükselişiyle daha da vahim hale geldi.
Lübnan merkezli medya kuruluşları Suriyeliler hakkındaki, ev sahibi topluluklar ve mülteciler arasında gitgide artan gerilimlere yol açan dil kullanımlarından ötürü eleştiriliyor.
Yakın zamandaki bu gelişmeler bir düşmanlık havası oluşturarak Lübnan’daki Suriyeli toplumunda kaygı ve panik yarattı. Mülteciler sınır dışı edilme ve saldırıya maruz kalma endişesiyle yaşadıklarını bildirdi ve birçoğu haftalardır evinden çıkamadığını belirtti.
Sivil toplum örgütleri, “Büyük oranda yanlış bilgilere dayanan mülteci karşıtı söylemin yükselmesi, mültecilere karşı şiddeti ve ayrımcılığı körüklüyor. Medya kuruluşları ve siyasi figürler Lübnan’da mültecilere karşı şiddeti kışkırtmak yerine onlar dahil herkesin haklarını korumalıdır” değerlendirmesinde bulundu.
Lübnan, İşkenceye Karşı Sözleşme’nin tarafı olarak, işkence görme tehlikesi altında olan hiç kimseyi geri göndermemek ve sınır dışı etmemekle yükümlüdür. Lübnan aynı zamanda uluslararası hukukun, kişileri zulüm veya diğer ciddi insan hakları ihlallerine maruz bırakılabilecekleri yere geri göndermeyi yasaklayan (non-refoulement) teamül ilkesine de uymak zorundadır.
Lübnan hukuku uyarınca, sınır dışı emirleri yalnızca istisnai durumlarda ve bireysel değerlendirmeye dayalı olarak bir yargı makamı tarafından veya Emniyet Genel Müdürlüğü kararıyla çıkartılabilir.
Lübnan Suriye’ye, geri göndermeme ilkesini ihlal eden sebepsiz sınır dışıları durdurmalıdır. Yetkililer Suriyeli mültecilere karşı ayrımcı uygulamalara başvurmaktan ve onur kırıcı ifadeler kullanmaktan kaçınmalıdır. Yargı sürecine saygı göstermeli ve Suriye’ye sınır dışı edilme riski altında olan herkese bir avukatla görüşme, BMMYK ile temas kurma ve yetkili bir mahkemede koruma ihtiyacını savunarak sınır dışı işlemine itiraz etme olanağı sağlamalıdırlar. Mahkemeler, geri gönderme kapsamına giren tüm sınır dışıları yasaklamalıdır.
Uluslararası toplum da Lübnan’ın ülkedeki tahmini 1,5 milyon mültecinin varlığıyla başa çıkabilmesine destek olmak için yeniden yerleştirme ve alternatif çözüm programları başta olmak üzere yardımları artırmayı içeren yükümlülüklerini yerine getirmelidir. 2022’de 13 ülke Lübnan’da ikamet eden yalnızca 7 bin 490 Suriyeli mülteciyi kabul etti.
İmzacılar:
Uluslararası Af Örgütü
İnsan Hakları İzleme Örgütü
The Legal Agenda
The Syria Campaign
Suriye İnsan Hakları Ağı
Synaps
11.11.11
Lübnan İnsan Hakları Merkezi (CLDH)
ALEF
İnsan Haklarına Erişim Merkezi (ACHR)
Basmeh & Zeitooneh
PAX
Upinion
Women Now
Samir Kassir Vakfı
Daraj Media
SMEX
Alternatif Basın Sendikası (Nakaba Badila)
Barış İçin Medya Derneği (MAP)
Basın Açıklamaları
- Ukrayna: Rusya’nın savaş suçu kapsamına giren saldırılarında çocuklar öldürülmeye ve yaralanmaya devam ediyor
- ABD, İsrail’in insani yardımları engellemesine karşılık ABD yasalarını uygulamıyor
- Türkiye: “Etki ajanı” olarak bilinen yasa teklifinin geri çekilmesi sivil toplum için önemli bir kazanım
- Küresel: FIFA 2034 Dünya Kupası adaylık sürecini durdurmalı ve 2030 için güvenilir bir insan hakları stratejisi talep etmeli
- COP29: Liderler adil iklim finansmanı sağlamayı ve fosil yakıtlardan tamamen uzaklaşmayı taahhüt etmeli
- Uluslararası Af Örgütü ABD Başkanlığına seçilen Trump’ın ikinci döneminde de insan haklarını savunacak
- Türkiye: ‘Etki ajanı’ yasası olarak bilinen yasa teklifi sivil topluma yönelik bir saldırıdır ve reddedilmelidir
- Türkiye: Osman Kavala haksız tutukluluğunun yedinci yıldönümünde, “gerçekten özgürlüğü teneffüs edebileceğime inanıyorum” diyor