Libya: Sivillere yönelik misilleme niteliğindeki saldırılar durdurulmalı ve soruşturulmalı
Uluslararası Af Örgütü’nün elde ettiği yeni kanıtlar, Libya’da, Trablus yakınlarında şiddetlenen son çatışmalar sırasında, savaşan tarafların, 13 Nisan ile 1 Haziran arasında savaş suçları ve diğer ihlaller işlemiş olabileceğini gösteriyor. Yağma, gelişigüzel saldırılar ve sivillerin yaşadığı binalara anti-personel mayınlarının yerleştirilmesi bu ihlaller arasında.
Uluslararası Af Örgütü, görgü tanıklıkları, açık kaynaklı fotoğraf ve videoların analiz edilmesi ve uydu görüntüleri aracılığıyla onlarca vakayı inceledi. Uluslararası Af Örgütü, savaşan tüm taraflara ve Libya’daki müttefik güçlerine, rakip gruplarla bağlantılı olduğu varsayılan sivilleri cezalandırma amacıyla gerçekleştirilen saldırılar da dahil olmak üzere, sivillere yönelik tüm saldırıları ve diğer uluslararası insancıl hukuk ihlallerini derhal durdurma çağrısı yapmaktadır.
Uluslararası Af Örgütü Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölgesel Direktör Yardımcısı Diana Eltahawy, konuya ilişkin yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Libya’daki tüm tarafların savaş hukuku ve sivillerin hayatını tamamen hiçe sayması ve misilleme niteliğindeki saldırıları ve diğer ağır ihlalleri artırması sonucunda savaşın bedelini yine siviller ödüyor.”
“Çatışmanın tüm taraflarına, onlara bağlı milislere ve silahlı gruplara, rakip gruplarla bağlantılı olduğu varsayılan sivillere yönelik gelişigüzel saldırılara ve diğer ağır ihlallere acilen son verme çağrısı yapıyoruz. Askeri yetkililer bu saldırıları kamuoyuna açık bir şekilde kınamalıdır. Türkiye, Rusya ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkeler, BM’nin uyguladığı silah ambargosunu ihlal etmeye son vermelidir.”
Libya’daki yargı yetkililerinin yıllardır harekete geçmekte yetersiz veya isteksiz olması, bu ağır ihlallerin uzun yıllar boyunca cezasız kalmasına yol açıyor. Uluslararası Af Örgütü BM İnsan Hakları Konseyi üyelerine de, uluslararası insancıl hukuk ihlalleri ile diğer ihlalleri araştırmak, sorumluları tespit etmek ve mağdurlara adalet sağlanması için suça ilişkin kanıtları korumak üzere derhal bir Soruşturma Komisyonu veya benzeri bir mekanizma kurma çağrısı yapmaktadır.
Türkiye BM’nin silah ambargosunu ihlal eden ülkeler arasında
Trablus’un dış mahallerinde ve Libya’nın batısında yakın zamanda şiddetlenen saldırılar sırasında, misilleme niteliğindeki hukuka aykırı saldırılarda da artış yaşandı. Bu saldırılar sonucunda, batıdaki birçok kasaba, uluslararası toplumun kabul ettiği Ulusal Mutabakat Hükümetine (UMH) bağlı silahlı gruplar ile kendisini Libya Ulusal Ordusu olarak adlandıran ve mevcut durumda Libya’nın doğusu ve güneyinin büyük bir kısmını fiilen kontrol eden güçler arasında el değiştirdi.
Türkiye’nin, BM’nin silah ambargosunu ihlal ederek sağladığı silahları ve ekipmanı kullanan UMH’ye bağlı güçler, 13 Nisan’da, Surman ve Sabrata’daki şehirleri ve Trablus’un batısındaki birçok kasabayı ele geçirdi. Görgü tanıkları, Uluslararası Af Örgütü’ne, UMH’ye bağlı silahlı grupların üyelerinin, sivillere ait evleri ve Sabrata’daki ana hastane de dahil olmak üzere kamu binalarını yağmaladığını ve evleri ateşe verdiğini söyledi. Uluslararası Af Örgütü ayrıca bir UMH savaşçısının sosyal medyada paylaştığı fotoğrafı da doğruladı. Fotoğrafta, UMH savaşçıları, Ulusal Libya Ordusu’na bağlı birçok savaşçının cansız bedenlerinin yanında kutlama yaparken görülüyor.
Uluslararası Af Örgütü’nün incelediği video görüntüleri, çeşitli taraflarla bağlantılı olduğu varsayılan sivillere yönelik misilleme saldırılarını gösteriyor.
Uluslararası Af Örgütü’nün doğruladığı bir videoda, Trablus’un 120 kilometre güneyindeki El Asaba kasabasının 21 Mayıs’ta UMH güçleri tarafından kontrol altına alınmasının ardından, silahlı bir grup erkeğin sivillere ait mülkleri yağmaladığı görülüyor. Bölgede yaşayan bir kişi, Uluslararası Af Örgütü’ne, silahlı bir grup erkeğin, Libya Ulusal Ordusu’na bağlı bir savaşçının evini yağmaladığına tanık olduğunu söyledi.
Siviller ve kadınlar tehdit altında
30 Nisan’da sosyal medyada paylaşılan ve Uluslararası Af Örgütü tarafından doğrulanan, bir diğer videoda, UMH’ye bağlı bir savaşçının, Libya Ulusal Ordusu’na bağlı ‘Kanyat güçlerini,’ Tarhuna’yı ele geçirdiklerinde “tek bir kadını dahi canlı bırakmayacakları” şeklinde tehdit ettiği görülüyor.
Uluslararası Af Örgütü’nün incelediği diğer bir videoda, UMH’ye bağlı bir savaşçı, Tarhuna’ya bağlı Taverga şehrinde ve Sirte’deki savaşçıları, şehrin Mısrata’ya yönelik saldırılarda üs gibi kullanılmasına misilleme olarak, buradaki tüm nüfusu tahliye etmekle tehdit ediyor. UMH’nin Tarhuna’nın kontrolünü ele geçirmesinin ardından bu gibi açıklamalar, sivillere yönelik intikam saldırıları yapılabileceğine ilişkin kaygı yaratıyor.
Libya Ulusal Ordusu’na bağlı Kanyat güçleri, Trablus ve Tarhuna’da sivillere yönelik ağır ihlaller işledi. Birleşmiş Milletler Libya Destek Misyonu, Kanyat güçlerinin çok sayıda kişiyi hukuka aykırı bir biçimde öldürdüğünü bildirdi.
Uluslararası Af Örgütü, Libya Ulusal Ordusu’na mensup bir savaşçının kişisel sayfasındaki bir videoyu inceledi. Videoda bu kişi, Bingazi’de, UMH saflarında savaşan herhangi birinin ölmesine yas tutacak herkesi, “evindeki bebeklerle birlikte” öldüreceği tehdidinde bulunuyor. Uluslararası Af Örgütü, Libya Ulusal Ordusu’nun birinci piyade tugayını, öldürülen savaşçıların naaşlarını bir kamyonetin içinde, caddelerde dolaştırırken gösteren bir videoyu da doğruladı. 18 Nisan’da kaydedilen videoda, ele geçirilen bir UMH savaşçısına “Suriyeli köpek” şeklinde sesleniliyor.
Libya Ulusal Ordusu’na bağlı güçler yasaklı anti-personel mayınları kullanıyor
Libya Ulusal Ordusu'na bağlı güçler, uluslararası hukuk yasağını açıkça ihlal ederek, anti-personel mayınları kullanmak da dahil olmak üzere ağır ihlaller işledi.
Trablus’un güneyindeki Ayn Zara ve Salah El Din bölgelerinde yaşayanlar, Uluslararası Af Örgütü’ne, Libya Ulusal Ordusu’na bağlı güçlerin 22 Mayıs’ta çekilirken bölgeye anti-personel mayınları yerleştirdiğini söyledi. 22 Mayıs’ta en az bir sivil, ailesinin anlattığına göre evlerinin yakınına döşenen bir kara mayını nedeniyle, eve dönüş yolunda öldürüldü.
Libya Ulusal Ordusu’na bağlı güçler, evlere ve diğer sivil yapılara uzaktan aktive edilen çok sayıda anti-personel mayını ve bubi tuzakları yerleştirdi. Uluslararası Af Örgütü’nün doğruladığı fotoğraflar ve videolar, MON-50s, MON-90s, OZM-72s ve MS3s tipleri de dahil olmak üzere Rusya ve Sovyet yapımı anti-personel mayınlarını gösteriyor. Bu mayınlar, gelişigüzel nitelikleri nedenliyle uluslararası hukuk gereğince yasaklanmıştır. Ayn Zara’da bubi tuzakları yerleştirilen bazı evler “опасно,” yani Rusçada “tehlikeli” anlamına gelen sözcükle işaretlendi. Rusya merkezli askeri şirket Wagner’in işe aldığı yabancı personelin bu bölgeleri mayınlar tespit edilmeden önce aceleyle terk ettiği gözlemlendi.
Gelişigüzel saldırılarda siviller öldürüldü
Libya Ulusal Ordusu’na bağlı güçler, Nisan ve Mayıs ayları boyunca, Trablus’taki sivil mahalleleri bombaladı. Görgü tanıklarının, yerel kişilerin ve UHM Sağlık Bakanlığı’nda görevli bir sağlık görevlisinin anlattığına göre; Ayn Zara, Tarık El Sur, Suk El Talat ve Suk El Cuma mahallelerinde gerçekleştirilen bu saldırılar sonucunda, siviller öldürüldü ve sivil yapılar zarar gördü. Uluslararası Af Örgütü, saldırıların ardından çekilen görüntüleri doğruladı. Görüntülerde, sivillerin öldüğü ve yaralandığı görülüyor. Görgü tanıkları ve bir sağlık görevlisi, Uluslararası Af Örgütü’ne, Libya Ulusal Ordusu’na bağlı güçlerin 31 Mayıs’ta Suk El Talat mahallesinde gerçekleştirdiği bir saldırıda, en az üç sivilin öldürüldüğünü, 11 sivilin yaralandığını ve yaralananlar arasında daha sonra bacağı kesilen bir çocuğun da bulunduğunu doğruladı.
UMH’ye bağlı güçler de Nisan ve Mayıs ayları boyunca Trablus’un dışında yer alan Kasr Bin Gaşir, Beni Velid ve Tarhuna mahalleleri ile Eş Şuayrif köyüne yakın bir yerde gelişigüzel saldırılar gerçekleştirdi. Aile üyelerinin ve bir sağlık görevlisinin anlattıklarının yanı sıra, Uluslararası Af Örgütü’nün incelediği fotoğraflar, bu saldırılarda sivillerin öldürüldüğünü gösteriyor. Görgü tanıklıklarına göre, 1 Haziran’da Kasr Bin Gaşir’de en az bir kız çocuk öldürüldü, Uluslararası Af Örgütü’nün doğruladığı fotoğraflara göre de çok sayıda bina zarar gördü.
Uluslararası Af Örgütü’nün Nisan 2019’da başlayan çatışmalarla ilgili Ağustos 2019’da yayımladığı saha araştırması, hem UMH’nin hem de Libya Ulusal Ordusu’na bağlı güçlerin gelişigüzel ve orantısız saldırılardan sorumlu olduğunu; bunun yanı sıra, sivillerin yaşadığı kentsel bölgelerde, hedef hassasiyeti olmayan bir dizi patlayıcı silah kullandıklarını tespit etmişti.
Ayrıca, Uluslararası Af Örgütü, sivil yapıların UMH tarafından askeri amaçlarla kullanıldığını ve bu şekilde sivillerin tehlikeye atıldığını da belgeledi. Trablus ve Mısrata’daki sivil havaalanlarına, Türkiye’den gelen askeri sevkiyatlar ulaştı. UMH’ye bağlı bir milis gücü olan Özel Caydırıcı Güç ise havaalanı yakınında kurduğu üssü ve cezaevini kullanmaya devam etti. Libya Ulusal Ordusu’na bağlı güçler havaalanını defalarca bombalayarak, birçok kez havaalanını kullanılamaz hale getirdi ve sivil uçaklara zarar verdi.
Arka Plan
Nisan 2020’den beri Libya’nın batısında Libya Ulusal Ordusu’nun kontrol ettiği bölgelere doğru ilerleyen UMH güçleri, kıyı şeridindeki birçok bölgeyi ve El Vatiyye Hava Üssü’nü ele geçirerek, Libya Ulusal Ordusu’na bağlı güçleri Trablus’un dış mahallerinden çıkardı ve Tarhuna ile Geryan civarındaki kasabaların kontrolünü ele aldı.
UMH’nin Surman komutanlığı 13 Nisan’da bir açıklama yayımlayarak, birliklerini misilleme niteliğindeki saldırılara karşı uyardı ve bu gibi “münferit olayları” soruşturma sözü verdi. Ancak bugüne kadar benzeri suçlarda sorumluluk taşıyan hiçbir komutan veya savaşçı hesap vermedi veya aktif görevden alınmadı.
BM’nin 2011’den beri uyguladığı kapsamlı silah ambargosuna rağmen, Birleşik Arap Emirlikleri ve Rusya Libya Ulusal Ordusu’nu, Türkiye ise UMH’yi, kanunsuz silah sevkiyatı ve doğrudan askeri yardımlarla destekliyor.
Uluslararası Af Örgütü, BM’nin silah ambargosunu ihlal ederek, çatışmaların her iki tarafına sağlanan askeri ekipman ve yabancı savaşçı akışına ilişkin araştırmalarını sürdürmektedir.
Haberler
- Türkiye’deki Yüzlerce Eritreli Zorla Geri Gönderilme Riski Altında
- 22. İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü Eylem Gözlem Raporu
- Hoşgeldin Onur Ayı: Fobilere Karşı Uçurtmalar Havaya
- “Deprem Ne Kadar Sürer?”: Uluslararası Af Örgütü’nden Şubat Depremlerinin yıldönümünde sergi ve söyleşi
- İran: Güvenlik güçleri “Kadın, Yaşam, Özgürlük” protestolarını cezasızlıkla bastırmak için tecavüz ve diğer türde cinsel şiddete başvurdu
- Rusya: “LGBT hareketini” aşırılık yanlısı olarak tanımlayan karar feci sonuçlar yaratacak
- Birleşik Krallık: Polis hafta sonu planlanan Gazze’de ateşkes yürüyüşünün yasaklanması yönündeki siyasi baskılara boyun eğmemeli
- Türkiye: Anayasa Mahkemesi’nin TİP Milletvekili Can Atalay için verdiği hak ihlali kararı ‘gecikmiş bir karar’