Libya: Göç anlaşmasının süresinin uzatılması, İtalya’nın mülteci ve göçmenlere yönelik işkencede suç ortağı olduğunu doğruluyor

Uluslararası Af Örgütü (UAÖ) bugün yayımladığı açıklamada, İtalya hükümetinin Libya’daki on binlerce kişiye yönelik korkunç ihlalleri görmezden gelerek, İtalya ile Libya arasındaki göç anlaşmasının süresini uzatma kararı aldığını söyledi. 

Af Örgütü, Libya’daki insanları savaşın yakıp yıktığı bu ülkede mahsur bırakan anlaşmanın yenilenmesinin, AB hükümetlerinin mültecileri ve göçmenleri Avrupa kıyılarından uzak tutmak için ne kadar hazırlıklı olduğunu, utanç verici bir biçimde, ortaya koyduğunu ifade etti. 

İtalya ile Libya arasında tam üç yıl önce imzalanan mutabakat zaptı, 2 Şubat’ta, üzerinde hiçbir değişiklik yapılmadan üç yıl süreyle uzatılacak. Anlaşma çerçevesinde İtalya, Libya Sahil Güvenliği ile botların denizde durdurulması ve insanların Libya’ya geri döndürülmeye zorlanması için iş birliği yapıyor. Libya’daki gözaltı merkezlerinde mültecilerin ve göçmenlerin hukuka aykırı şekilde gözaltına alındığı, tecavüz ve işkence de dahil olmak üzere ağır ihlallerle karşı karşıya kaldığı biliniyor.

‘3 yılda 40 bin kişi denizde durduruldu, son bir ayda 974 kişi Libya’ya gönderildi’

UAÖ Avrupa Direktörü Marie Struthers konuya ilişkin yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Anlaşmanın imzalanmasından sonraki üç yılda, binlerce çocuk da dahil olmak üzere en az 40 bin kişi denizde durduruldu, Libya’ya geri götürüldü ve akla hayale sığmayan acılara maruz bırakıldı. Bu kişiler arasında yalnızca bu ay denizde durdurulan 974 kişi de var.”

“Mevcut kanıtlar, bu tüyler ürpertici anlaşmanın yaşanan acılara doğrudan sebep olduğunu gösteriyor ve Libya’daki savaş şiddetleniyor. Buna rağmen İtalya’nın anlaşmanın süresini uzatmaya hazırlanmasının hiçbir açıklaması yok. İtalya, Libya’dan gözaltı merkezlerinde tutulan tüm mültecileri ve göçmenleri serbest bırakmasını ve bu merkezleri kesin olarak kapatmasını istemelidir.”

‘Libya gözaltı merkezlerinde işkence ve tecavüzler yaşanıyor’

Aşırı kalabalık gözaltı merkezlerinde tutulan göçmenler ve sığınmacılar feci koşullara maruz kalıyor ve işkence ve tecavüz de dahil olmak üzere ağır ihlallere uğruyor. Ayrıca, çatışmaların şiddetlenmesi nedeniyle hayatları halen tehlike altında. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği, 30 Ocak’ta, yaklaşık bir yıl önce Trablus’ta açtığı Toplanma ve Çıkış Merkezi’ndeki faaliyetlerini, merkezdeki mültecilerin, çalışanların ve iş birliği yaptığı kişilerin güvenliğinden endişe ettiği için askıya aldığını duyurdu.

“On binlerce mülteci ve göçmen, çatışmaların giderek şiddetlendiği savaş bölgesinde mahsur kaldı. Denizden kaçmaya çalışanlar yolda durdurulabilir ve çoğunlukla çatışma bölgelerinde yer alan gözaltı merkezlerine geri götürülebilir. İtalya, Libya yetkililerinin insanları denizde durdurmasına ve Libya’da mahsur bırakmasına yardım ederek bu ihlale suç ortağı oluyor” diyen Marie Struthers, sözlerini şöyle sonlandırdı:

“İtalya ve Libya hükümetleri, mültecilerin ve göçmenlerin korunmasına, mevcut durumda gözaltı merkezlerinde tutulanların tahliye edilmesine ve insanların Avrupa’ya ulaşmasını sağlayacak güvenli ve yasal yolların oluşturulmasına odaklanarak, aralarındaki iş birliğinin şartlarını güncellemelidir.”

ARKA PLAN

Mutabakat zaptı üç yıl önce mültecileri ve göçmenleri Libya’da tutmak ve böylece İtalya kıyılarına ulaşmalarını engellemek amacıyla imzalanmıştı. Bu anlaşma ile İtalya, Libya Sahil Güvenliği’ne ve diğer Libyalı yetkililere insanları denizde durdurmaları ve Libya’ya geri götürmeleri için eğitim, ekipman ve destek vermeyi taahhüt etmişti.

2 Temmuz 2019’da, Libya Yasadışı Göçle Mücadele Birimi’ne ait gözaltı merkezine yapılan bir hava saldırısında en az 53 göçmen ve mülteci öldürüldü. Onlarca kişi yaralandı. Saldırıyla ilgili bugüne kadar hiç kimseden hesap sorulmadı.

Her iki ülkenin hükümetleri Ekim 2019’da anlaşmanın süresini uzatma kararı aldı. İtalya hükümeti başlangıçta Libya’daki mültecilerin ve göçmenlerin içinde bulunduğu korkunç duruma çözüm getirmek için anlaşmanın maddeleri üzerinde müzakere yapılabileceğini kabul etmişti; sonradan ise söz konusu değişiklikleri yapamadığını, ancak yine de Libya ile iş birliği yapmaya devam edeceğini açıkladı.