Kuzey Kore: Değişim gerçekten yakın mı?
Bu ayın başında Güney Koreli K-pop müzik grubu Red Velvet, Pyongyang’da Kuzey Kore’nin lideri Kim Jong-un’un da katıldığı kalabalık bir konserde sahne aldı. Red Velvet, on yılı aşkın bir süredir Kuzey Kore’de sahne alan ilk Güney Koreli grup oldu. Bu konser, Kuzey Kore’nin son zamanlarda attığı şaşkınlık verici adımlardan yalnızca biri. En dikkat çekici adım ise Jong-un’un tartışmalı rakibi Donald Trump’la bir zirvede bir araya geleceğine yönelik planlar. İlişkilerdeki buzların çözülmesi umut verici olabilir, ancak bunun kalıcı bir politika değişikliği mi yoksa geçici bir durum mu olduğunu söylemek için henüz erken.
Ülke içinden bilgi alınamaması nedeniyle dünyanın diğer birçok ülkesinde Kuzey Kore hala yokluk çeken ve temel hizmetleri sağlayamayan bir ülke olduğunun düşünülüyor. Her ne kadar ülkenin yoksul olduğu ve birçok insanın açlık sınırında yaşadığı doğru olsa da Kuzey Kore, Kim Jong-il’in yönetiminden bugüne kadar ekonomik anlamda önemli mesafeler kat etti. Babasının aksine Kim Jong-un, uluslararası toplumun uyguladığı yaptırımlara rağmen ekonomiyi büyütmeye kararlı olduğunu gösterdi ve küçük işletmelerin varlığını, hatta büyümelerini üstü kaplı bir biçimde onayladı.
Ancak bu malesef daha fazla vatandaşın insan haklarından faydalandığı anlamına gelmiyor. Uluslararası Af Örgütü (UAÖ), siyasi mahkumların tutulduğu kamplarda ağır insan hakları ihlallerinin yaygın ve sistematik olarak işlendiğini ve bu kamplarda hala 120.000 kişinin işkence, zorla çalıştırma ve diğer kötü muamele tehlikesi altında olduğunu belgeledi. Hatta mahkumların bazıları, yalnızca rejime yönelik tehdit oluşturduğu farz edilen kişilerin aile yakını olmaları veya “yardım ve yataklık suçu” nedeniyle kamp cezasına mahkum edilmişti.
Ayrıca, ifade özgürlüğü hakkına getirilen son derece sert sınırlandırmalar devam ediyor. 3 milyon civarında Kuzey Koreli'nin cep telefonu olmasına rağmen bu telefonlar aslında bir dahili iletişim sistemi gibi çalışıyor. Kuzey Korelilerin çok büyük bir çoğunluğu hala uluslararası cep telefonu hizmetlerine veya internete yasal olarak erişemiyor. UAÖ, Kuzey Kore’den ayrılan, özellikle de Güney Kore’de yaşayan aileleri ya da arkadaşlarıyla iletişim kurmaya çalıştığı için tacize uğrayan, hatta gözaltına alınan kişilerle görüştü.
Değişim Mümkün mü?
Güzel gelişmeler de olmuyor değil. Geçen yıl dört yaşındaki oğluyla birlikte Kore sınırından Çin’e geçtikten sonra Kasım ayında Kuzey Kore’ye zorla geri gönderilen Koo Jeong-hwa’nın durumunu yakın zamanda öğrendik. Ülkesini terk ettiği için vatan hainliği ile suçlanan ve ömür boyu kamp cezasına mahkum edilmesi beklenen Koo Jeong-hwa’nın Hoeryong şehrindeki bir gözaltı merkezinde tutulduğunu öğrendik.
UAÖ’ye konuşan eşi Lee Tae-won Kuzey Kore hükümetinin uluslararası baskılara kayıtsız kalmayacağına inandığını söyledi. Kuzey ve Güney Kore arasında bir zirve yapılacağının duyurulduğu Mart ayında da Koo Jeong-hwa’nın gözaltından serbest bırakıldığına ilişkin güzel haberi aldık.
Koo Jeong-hwa’nın beklenmedik bir şekilde serbest bırakılması, nadir rastlanan bir umut ışığı yakıyor ve Kuzey Kore yetkililerinin dünyaca izlendiklerinin farkında olduğuna inanmak için bir neden olduğunu gösteriyor. Görüştüğümüz diğer Kuzey Koreliler, uluslararası aktivizm ve denetlemenin ülkedeki insan hakları durumunun daha kötüye gitmesini engelleyebileceğine inanıyor.
Ayrıca Kuzey Kore, insan haklarıyla ilgili olarak BM ile ilişki kurmaya daha açık hale gelmiş gibi görünüyor. Kuzey Kore’nin BM komitelerine geçen yılda çocuk hakları ve kadın haklarının durumuna odaklanan raporlar sunması ve değerlendirme süreçlerine katılmaları için heyetler göndermesi de buna dahil.
İnsan haklarının geçerli olması için hala değişmesi gereken birçok şey var, ama yine de ilginç bir zamanlamayla birtakım güzel gelişmeler yaşanıyor.
Bardağı Taşıran Son Damla mı?
UAÖ olarak biz hükümetler, sivil toplum ve birçoğu insan hakları ihlallerinin bizzat mağduru olan Kuzey Koreliler de dahil olmak üzere aktivistlerle çalışıyoruz. Kuzey Koreli aktivistlerin bazıları, insan haklarına ilişkin bilgi toplayarak ve yaygınlaştırarak ya da insan hakları için mücadele ederek ve savunuculuk yaparak muhteşem çalışmalar yürütüyor. Aktivistlerle devamlı iletişim halinde olduğumuzdan nelerin mümkün olduğuna ilişkin düşüncelerini öğreniyor ve değişim yaratmak için birlikte hareket ediyoruz. Ayrıca, uluslararası insan hakları hukuku ve standartlarıyla ilgili bilgilerimizin yanı sıra kampanya ve savunuculukla ilgili küresel deneyimlerimizi de aktivistlerle paylaşıyoruz.
Güney Kore Cumhurbaşkanı ile 27 Nisan’da yapılması planlanan görüşmede ve Başkan Trump ile Mayıs ayında gerçekleştirilmesi önerilen zirvede insan haklarının gündeme alınması için ısrarcı olmalıyız. Güney Kore’nin Cumhurbaşkanı, zirvenin nükleer silahların yok edilmesine odaklanması gerektiğini söyleyerek insan haklarını gündeme getirmeyi halihazırda reddetti. Diğer yandan ABD Dışişleri Bakanlığı, Donald Trump ile Kim Jong-un arasında yapılacak herhangi bir görüşmede insan haklarıyla ilgili konuların tartışılmasına açık olduklarını belirtti.
Gizliliğiyle bilinen bir devletin uzlaşmaya açık olabileceği ve üst düzey yetkililerin nükleer silahların yok edilmesi gibi büyük meseleleri konuşmaya istekli olduğu bu çok önemli dönemde, insan haklarının içinde bulunduğu vahim durum kolaylıkla göz ardı edilebilir. UAÖ, diğer insan hakları örgütleriyle birlikte böyle bir şeyin olmaması için durumu dikkatle takip edecektir
Blog
- İnsanlığın geleceğini güvence altına almak için küresel olarak harekete geçmeliyiz
- 2024’ün ilk yarısında elde edilen insan hakları kazanımları
- Gazze'de acil bir ateşkes, uluslararası toplumun kendisini yeniden yaratması için bir zorunluluktur
- “Temas kurmak, güvenli alanlar yaratmak ve varoluşumuzu kutlamak için Trans Onur Yürüyüşü’ne ihtiyacımız var”
- Oyun Fransa için değişmiyor: Paris Olimpiyatları ve sporda başörtüsü yasağı
- Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın Yeri Galatasaray Meydanı’dır!
- Bölünmez Bütünün Bölünmez Bütün Mücadelesi
- İşgal Altındaki Filistin Topraklarında İsrail’in Apartheid Rejimi