Kürt Çocuklar ve Türkiye’nin Utanç Dolu Cezaevleri
William Jones (Uluslararası Af Örgütü Türkiye Koordinasyon Grubu Başkanı, Türkiye’de iki kez Fulbright Profesörü olarak çalıştı, dört yıl Ankara’daki Amerikan Elçiliği’nde Kültür Ateşesi görevini üstlendi)
2010’da Meclis, Uluslararası Af Örgütü ve diğer insan hakları kuruluşları tarafından yöneltilen eleştirilere cevaben Terörle Mücadele Kanunları’nı, sadece gösterilere katıldıkları için çocukların yetişkinlerin mahkemelerinde yargılanmalarına son verecek şekilde değiştirdi. Bu değişime rağmen, çocuklar, ve özellikle Kürt çocuklar, Terörle Mücadele Kanunları’ndaki diğer hükümler uyarınca tutuklanmaya, kovuşturmaya maruz kalmaya, hapsedilmeye ve tacize uğramaya devam etti.
Adana’daki Pozantı Cezaevi’nde olanlar, çocukların bu yasalar uyarınca ne kadar kötü bir şekilde taciz edildiğini ve kötü muameleye maruz kaldığını ortaya koyuyor. Avrupa Parlamentosu üyeleri tarafından hazırlanan bir rapora göre, cezaevindeki çocuklar yiyecek ve tıbbi tedaviden mahrum bırakılıyordu, çıplakken cezaevi çalışanları tarafından demir sopalarla dövülüyordu ve yetişkin mahkumlar tarafından cinsel tacize uğruyordu.
15 yaşındaki H.D. başından geçenleri şöyle anlatıyordu:
“Bazı arkadaşlarımız birçok kez tacize uğradı. Bizi dövdüler ve soyunmaya zorladılar. Yaşadıklarımız kelimelerle anlatılamaz.”
Tacizler İçişleri Bakanlığı’na rapor edildi ama Bakanlık ancak yedi ay sonra, tacizler bir Kürt haber ajansı tarafından ve sosyal paylaşım sitesi Twitter’da kamuoyuna duyurulduğunda harekete geçti. Çözümleri ise çocukları Pozantı Cezaevi’nden alıp ailelerinden 500 kilometre uzakta, aşırı kalabalık bir çocuk cezaevinde kamera ile izlenen tek kişilik hücrelere koymak oldu. Tacizlerle ilgili haber yapan üç Kürt muhabir ise birkaç gün önce tutuklandı ve terör örgütü üyesi olmakla suçlandı.
(Türk polisi 31 Aralık 2011’de Diyarbakır’da, Türk hava saldırısını protesto ettikleri sırada bir Kürt çocuğu tutuklarken)
23 Nisan Çocuk Bayramı’ydı. Çocuklar İçin Adalet Takipçileri (ÇİAT) bu günün onuruna bir forum düzenledi. Forumda Terörle Mücadele Kanunları’nın adını söylemek istemeyen çocuk bir mağduru, “Kimseyi öldürmedik, kimsenin malına zarar vermedik. Uyuşturucu satan insanlar dışarıda dolaşırken neden bizi cezaevinde tuttular? Uyuşturucu satıcılarına hiçbir şey olmuyor. Ama biz cezaevine konuyoruz. Biz dayak yiyoruz. Artık daha fazla cezaevine konmak istemiyoruz” dedi.
Bir muhabir neden adını söylemek istemediğini sorduğunda çocuk, muhabire Pozantı Cezaevi’nden çıktıktan sonra basına konuştuğu için 40 yıl hapis cezası alan bir diğer çocuğu hatırlattı.
Blog
- İnsanlığın geleceğini güvence altına almak için küresel olarak harekete geçmeliyiz
- 2024’ün ilk yarısında elde edilen insan hakları kazanımları
- Gazze'de acil bir ateşkes, uluslararası toplumun kendisini yeniden yaratması için bir zorunluluktur
- “Temas kurmak, güvenli alanlar yaratmak ve varoluşumuzu kutlamak için Trans Onur Yürüyüşü’ne ihtiyacımız var”
- Oyun Fransa için değişmiyor: Paris Olimpiyatları ve sporda başörtüsü yasağı
- Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın Yeri Galatasaray Meydanı’dır!
- Bölünmez Bütünün Bölünmez Bütün Mücadelesi
- İşgal Altındaki Filistin Topraklarında İsrail’in Apartheid Rejimi