Küresel/Fransa: Yapay Zeka Eylem Zirvesi, yapay zeka kaynaklı zararları sınırlamak için bağlayıcı ve uygulanabilir düzenlemelere odaklanmalı
Uluslararası Af Örgütü Teknoloji ve İnsan Hakları Program Direktörü Damini Satija, 10 Şubat’ta Paris’te başlayan Yapay Zeka Eylem Zirvesi öncesinde yayımladığı açıklamada şunları kaydetti:
“Küresel liderler ve teknoloji şirketlerinin yöneticileri Paris’te düzenlenecek Yapay Zeka Eylem Zirvesi’ne katılmaya hazırlanırken, Fransa hükümeti küresel çapta insan haklarına saygılı yapay zeka düzenlemelerinin çıkarılması doğrultusunda somut gelişme kaydetme fırsatını kaçırmamalıdır. Zirveye katılan hükümetler, günümüzde yapay zeka sistemlerinin en ciddi insan hakları etkilerini yaşayanlar pahasına şirket çıkarları tarafından yönlendirilmemelidir.
Fransa zirveye ev sahipliği yapmak gibi önemli bir görevi üstlenirken, sivil toplum ve insan hakları aktivistlerinin ana zirve gündemine katılımları tamamen yetersiz. Küresel çoğunluktan, etkilenen topluluklardan ve insan hakları aktivistlerinden temsilcilerle işbirliğine dayalı bir diyalogun sağlanması için gerekli kaynak dağıtımına öncelik verilmedi.
Zirveyi düzenleyenlerin, Fransa’ya girmek için vizeye ihtiyaç duyan insan hakları savunucularına ve topluluk temsilcilerine destek sunmaması, özellikle küresel çoğunluk ülkelerinden sivil toplumla eşit diyalog kurmak konusunda gerçek bir kararlığın olmadığını gösteriyor.
Hükümetler, hayatlarımızın otomatikleşmesi ve yapay zeka teknolojilerinin kullanıma sunulması nedeniyle artan temel sistematik insan hakları sorunlarını göz ardı etmemelidir.
Damini SatijaUluslararası Af Örgütü Teknoloji ve İnsan Hakları Program Direktörü
Devletler yapay zeka teknolojilerinin gelişimi, kullanımı ve düzenlenmesiyle ilgili açık, çok paydaşlı ve kapsayıcı bir yaklaşım sergilemekte ciddi ise etkilenen toplulukların seslerini ve önceliklerini yükseltmeli ve merkeze almalıdır.
Devlet aktörleri, teknoloji şirketlerinin ve yöneticilerinin insan hakları merkezli düzenleme çabalarını engellemek için papağan gibi tekrarlayıp durduğu ‘ya inovasyon ya düzenleme' şeklindeki yanlış ikilemden etkilenmemelidir. Hükümetler, hayatlarımızın otomatikleşmesi ve yapay zeka teknolojilerinin kullanıma sunulması nedeniyle artan temel sistematik insan hakları sorunlarını göz ardı etmemelidir.
Artık gitgide korkutucu hale gelen bir dünyada yaşıyoruz. Tahmine dayalı algoritmaların her yerdeki varlığı, tüm dünyada sivil özgürlüklerin gerilemesiyle birleştiğinde, teknoloji şirketlerine kuralsız ve kılavuzsuz faaliyet göstermeleri konusunda açık çek verme riski taşıyor.
Hükümetlerin ‘verimlilik çözümleri’ gibi sunduğu bu gelişmeler artan bir biçimde kemer sıkma politikalarıyla ve veri yoğun yapay zeka teknolojilerinin kullanımıyla atbaşı gidiyor. Ayrıca bu sistemler, toplumda önceden var olan ayrımcılığı da artırarak sonuçta dışlamaya, eşitsizliğe ve şirket gücünün kalıcılaşmasına yol açıyor.
Ayrıca tüm yapay zeka düzenlemeleri, insan haklarını ihlal etme riski taşıyan boşluklardan ve muafiyetlerden arındırılmalıdır.
Damini SatijaUluslararası Af Örgütü Teknoloji ve İnsan Hakları Program Direktörü
Sivil toplumun ve gazetecilerin araştırmalarıyla birlikte, denetimsizce işleyen yapay zeka teknolojilerinin ciddi sonuçlarını ortaya koyan pek çok kanıt var. Öldürücü otonom silah sistemlerinden kitlesel gözetimde kullanılan yüz tanıma sistemlerine, göç bağlamında ve refah dağıtımı için kamu sektöründe kullanılan risk ölçüm algoritmalarına kadar, bu tür teknolojilerin haklarımızla bağdaşmadığı ve insan onurunu hiçe saydığı çok açık bir şekilde ortaya çıktı.
Yapay zeka teknolojilerinin kalıcı hale getirdiği zararların, bu teknolojilerin ötesine uzanan çok geniş kapsamlı sonuçları olduğunu da kabul etmeliyiz. Bunları körükleyen, insanlık dışı emek uygulamalarına dayanan ve ciddi çevresel hasara yol açan sömürüye dayalı tedarik zinciri, özellikle de küresel çoğunluk ülkelerinde yaşayan insanlar üzerinde orantısız etkiler yarattı. Yapay zeka teknolojilerinin bu uzun vadeli tahripkâr etkileri düşünüldüğünde, teknolojilerin etkileriyle yalnızca ulusal sınırlar içinde değil, onun ötesinde de mücadele edilmesi elzemdir.”
“Ayrıca tüm yapay zeka düzenlemeleri, insan haklarını ihlal etme riski taşıyan boşluklardan ve muafiyetlerden arındırılmalıdır. Kolluk kuvvetleri, sınır yönetimi ve ulusal güvenlik kuruluşları da dahil tüm kamu ve özel sektör aktörleri araştırma, geliştirme ve test aşamaları da dahil yapay zeka teknolojilerinin tüm yaşam döngüsü boyunca insan hakları standartlarına bağlı kalmalıdır” diyen Satija sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Daha da önemlisi, yapay zekadan etkilenen insanlar ve topluluklar, telafi ve çözüm yolları arama konusunda güçlendirilmelidir. Etkili çözüm yollarının ön şartı olarak, etkilenen insanların yapay zekanın sistemdeki kullanımı ve işleyişi hakkında da olmak üzere yapay zeka destekli karar alma süreçlerine dair bilgi ve açıklama edinme hakkı güvence altına alınmalıdır.”
Basın Açıklamaları
- Türkiye: Şebnem Korur Fincancı hakkında verilen beraat kararı tamamen temelsiz kovuşturmanın gerçekliğini ortaya koyuyor
- AB/İsrail: İsrail'in Filistin'deki soykırımını, işgalini ve apartheid rejimini desteklemeye son verilmeli ve uluslararası hukuka uyulmalıdır
- Fransa: Spor dallarında başörtüsü yasağı insan haklarını ihlal ediyor ve Müslüman kadınlar ile kız çocukları hedef alıyor
- Suudi Arabistan: Kadın haklarıyla ilgili sosyal medya paylaşımları nedeniyle haksız yere mahkum edilen Manahel zorla kaybedildi
- Gezi Davası’nda yargılanan üç kişi hakkındaki beraat kararı yıllardır süregelen adaletsizliği sona erdirdi
- Küresel: Google’ın yapay zekanın silahlarda ve gözetimde kullanılması yasağını kaldırmaya yönelik utanç verici kararı insan haklarına bir darbedir
- İsrail/İşgal Altındaki Filistin Toprağı: Trump’ın, ABD’nin Gazze’yi devralacağı ve Filistinlileri zorla sınır dışı edeceği iddiası korkunç ve hukuk dışı bir iddiadır