Küresel: BM Genel Kurulu, İnsanlığa Karşı İşlenen Suçlara İlişkin Sözleşme için resmi müzakereleri başlatmalı
- Uluslararası Af Örgütü, sadece son 10 yıl içinde, dünyanın dört bir yanından en az 18 ülkede bu suçlara ilişkin kanıtları tespit etmiştir.
- İnsanlığa karşı işlenen suçlar için halihazırda bu suçlara özgü, bağımsız bir sözleşme bulunmuyor.
- Yeni sözleşme, toplumsal cinsiyet adaletine ilişkin uluslararası standartlarda da son derece ihtiyaç duyulan gelişmeleri sağlayabilir.
Uluslararası Af Örgütü bugün yayımladığı açıklamada, BM Üye Devletlerinin, uluslararası adalet çerçevesini güçlendirmek ve faillerin soruşturma ve yargılamadan kaçınmalarına yönelik güvenli alanları büyük oranda azaltmak amacıyla İnsanlığa Karşı İşlenen Suçların Önlenmesi ve Cezalandırılmasına İlişkin Sözleşme’nin resmi müzakerelerini hızla başlatacak bir kararı desteklemeleri gerektiğini belirtti.
Uluslararası Af Örgütü’nün çağrısı, BM Genel Kurulu 6. Komitesi’nin, gündemindeki “insanlığa karşı işlenen suçlar” başlığını tartışmak üzere toplandığı gün yapıldı. 6. Komite toplantısının 22 Kasım’a kadar sürmesi bekleniyor.
Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnès Callamard konu hakkındaki açıklamasında, “Gelecek altı hafta, uluslararası toplumun insanlığa karşı işlenen suçlara ilişkin bir sözleşmeyi müzakere etmek ve çıkarmak konusunda nihayet ilerleme kaydetmesi için benzersiz bir fırsattır. Böyle bir sözleşme, en korkunç suçların bazılarının mağdurları ve bu suçlardan hayatta kalanlar için adaletin, hakikatin ve onarımın sağlanması adına günümüz dünyasında son derece ihtiyaç duyulan yeni yollar açacaktır” dedi.
Soykırım ve savaş suçları gibi, uluslararası hukuk kapsamındaki diğer suçların aksine, insanlığa karşı işlenen suçlar için halihazırda bu suçlara özgü, bağımsız bir sözleşme bulunmuyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) Roma Statüsü uluslararası hukuk uyarınca insanlığa karşı işlenen suçları yasaklasa da devletler tarafından uygulanacak bir İnsanlığa Karşı İşlenen Suçlara İlişkin Sözleşme, UCM çerçevesi de dahil genel uluslararası adalet çerçevesini tahkim edecek ve güçlendirecektir.
“İnsanlığa Karşı İşlenen Suçlara İlişkin Sözleşme pek çok bakımdan kilometre taşı niteliğinde bir sözleşme olacaktır. Devletlere yalnızca insanlığa karşı işlenen suçları suç kapsamına alma ve cezalandırma yükümlülüğü değil, aynı zamanda bu suçları önleme ve karşılıklı hukuki destek yoluyla da olmak üzere diğer devletlerle işbirliği yapma yükümlülüğü de getirecektir” diyen Agnès Callamard sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yeni sözleşme, toplumsal cinsiyet adaletine ilişkin uluslararası standartlarda da son derece ihtiyaç duyulan gelişmeleri sağlayabilir. Toplumsal cinsiyete dayalı apartheid, zorla evlendirme ve kürtaja zorlama gibi, uluslararası toplumun şimdiye kadar çok sınırlı ölçüde ilgilendiği toplumsal cinsiyete dayalı suçların tanınması da buna dahildir. Dünyamızın birçok bölgesinde kadınlara, kız çocuklara ve LGBTİ+’lara karşı yürütülen asırlık savaşa son vermeye uygun bir uluslararası yasanın zamanı çoktan geldi.”
“İnsanlığa karşı işlenen suçlara ilişkin bir sözleşme, faillerin adaletten kaçmasını çok daha zorlaştıracaktır. Örneğin, halihazırdaki taslak, ele alınan tüm suçlar için evrensel yargı yetkisi sağlayan hükümler içermektedir. Sözleşme, devletlere -suçun nerede işlendiği veya şüpheli ya da mağdurun uyruğundan bağımsız olarak- yargı yetkisi alanındaki herhangi bir şüpheliyi yargılama veya ülkesine iade etme yükümlülüğü getirecek ve yerel mahkemelerin, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin takip edemediği veya etmek istemediği davaları da içeren davaları yargılamasına olanak tanıyacaktır.”
İnsanlığa karşı işlenen suçlar, dünya çapında bir olgudur. Uluslararası Af Örgütü, sadece son 10 yıl içinde, dünyanın dört bir yanından en az 18 ülkede bu suçlara ilişkin kanıtları tespit etmiştir.
Agnès Callamard, “Dünyanın hiçbir bölgesi, insanlığın vicdanını derinden yaralayan bu suçlardan muaf değil. Afganistan, Çin, Etiyopya, Filipinler, İran, İsrail ve İşgal Altındaki Filistin Toprağı, Myanmar, Nikaragua, Suriye, Ukrayna ve Venezuela gibi ülkelerde son yıllarda kaydedilen ve devam eden durumlar, uluslararası adalet sistemini güçlendirmek konusundaki acil ihtiyacı devamlı hatırlatmaktadır” sözleriyle açıklamasını sonlandırdı.
Konu hakkında daha fazla bilgi almak için aşağıdaki araştırmaları okuyabilirsiniz:
Uluslararası Adalet ve Gelecek Günler: UCM’nin Roma Statüsü ve İnsanlığa Karşı İşlenen Suçlara İlişkin Sözleşme’nin geleceği – Rekabet değil, Tamamlayıcılık (Araştırma [İngilizce], 17 Temmuz 2024), https://www.amnesty.org/en/documents/IOR40/8247/2024/en/
İnsanlığa Karşı İşlenen Suçların Önlenmesi ve Cezalandırılmasına İlişkin Sözleşme İçin Devletlere Yönelik Genel Tavsiyeler (Araştırma [İngilizce], 3 Mart 2023), https://www.amnesty.org/en/documents/ior40/6497/2023/en/
Basın Açıklamaları
- Türkiye: Onur Yürüyüşleri’ne yönelik hukuksuz yasaklamaların caydırıcı etkisine rağmen aktivistler mücadeleye devam ediyor
- İran: Yeni zorunlu başörtüsü yasası kadınlara ve kız çocuklarına yönelik baskıları artırıyor
- Küresel: Küresel düzenin çöküşü insan haklarını tehdit ederken Uluslararası Af Örgütü, adaletsizlikle mücadele etmek için mektup yazma kampanyası başlatıyor
- Türkiye: Gezi Davası’nda yargılananlar beraat ettirilmeli ve adaletsizliğe son verilmeli
- Suriye: Devlet Başkanı Esad yönetiminde onlarca yıldır devam eden ağır insan hakları ihlallerini sona erdirmek ve telafi etmek için tarihi fırsat değerlendirilmeli
- Uluslararası Af Örgütü’nün araştırmasına göre İsrail Gazze’de Filistinlilere soykırım uyguluyor
- Türkiye: Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü yürüyüşüne getirilen yasak kaldırılmalı
- İsrail/İşgal Altındaki Filistin Toprağı: Netanyahu, Gallant ve El Masri kendilerine isnat edilen savaş suçları ve insanlığa karşı işlenen suçlardan ötürü UCM’de adalet önüne çıkarılmalı