Kardeşini infazdan kurtaran 92 yaşındaki kampanyacıyla tanışın

Doksanlarında olan Iwao Hakamada, 45 yılını idam cezasının uygulanmasını bekleyerek geçirdi. Her an gardiyanlar gelip hükmü uygulayacak diye tedirgin bir şekilde beklenen, hücrede geçen bir 45 yıl bu. Uluslararası Af Örgütü, onun hikâyesini onlarca yıl takip etti, imza kampanyası yürüttü çünkü Iwao sadece dünyanın en uzun süre tutuklu kalan ölüm cezası mahkûmu değil, aynı zamanda masumdu! Bir aileyi öldürmekten mahkûm edilmişti ancak 1966’da işkence altındayken imzaladığı itiraftan başka hakkında hiçbir delil yoktu. Öyle ki, Iwao’nun hakimlerinden biri, “Onu mahkûm ettiğim için kendimi son derece suçlu hissediyorum. Hâlâ da öyle hissediyorum” demişti.

Iwao, neredeyse yarım yüzyıl ölüm cezası altında haksız yere cezaevinde tutulmasının ve 10 yıl da yeniden yargılanmayı beklemesinin ardından 26 Eylül 2024’te beraat etti. Bu süreçte en büyük destekçisi kardeşi Hideko Hakamada, onun suçsuzluğunu ispatlamak için mücadele etmekten hiç vazgeçmedi. 92 yaşındaki Hideko, bu yazıyla kardeşinin özgürlüğüne kavuşmasını beklediği onlarca yılın ardından hissettiklerini paylaşıyor...

Kardeşim gülmeyi unutmasın istedim

Kardeşimin cezaevinde yüzünün gülmediğini düşünürdüm. Bu yüzden onu her ziyaret edişimde, gülümsemeyi unutmasın diye ona gülümserdim. Ben gülünce, Iwao da gülümserdi. Ölüm cezası altında olduğunu herkes biliyordu, saklamanın yararı yoktu. Dünyadan biraz uzak durdum, insanların bir araya geldiği etkinliklere gitmedim. Sanırım Iwao için bu kadar çok ve bunca zor şeyi yapabilmem böyle mümkün oldu. 40’lı yaşlarımdaydım, çalışıyordum. Geç saatlerde işten dönerdim. Gecenin bir yarısı aniden gözlerim açılırdı. Sonra tek düşünebildiğim Iwao olurdu. Uyuyamazdım. Sabah işe gitmem gerektiğinden uyumak için viski içerdim. Her gün içerdim. Sonra o halde Iwao’ya yardım edemeyeceğimi fark edip içmeyi bıraktım.  

Onun için mücadele etmeliydim çünkü masumdu

Iwao’ya o kadar odaklanmıştım ki, başka hiçbir şey umurumda değildi. Onu çok ziyaret ettim. Acı çeken kardeşime yardım etmek zorunda olduğumu hissederdim. Onun için mücadele ediyordum çünkü o masumdu, doğal olarak da beraat ettirilmesi gerekiyordu. Iwao’nun itirazının reddedildiği ve ölüm cezasının onandığı Kasım 1980’de, avukatlardan destekçilere ve gazetecilere kadar herkes oradaydı. O anda hepsi bana düşmanca göründü. Ama sonraları, Japon Baro Federasyonu’ndan destek gördüm ve bu tür duygular uçup gitti. Bu anlamda Uluslararası Af Örgütü’ne de borçlu hissediyorum. Birlikte Japonya’nın dört bir yanında “Söyleşi Turu” düzenledik. Herkese seslenilmesi amaçlanıyordu. Hakamada’nın yaşadıklarından hiç haberi olmayan insanlar vardı. Iwao ölüm cezası altındaydı ve yarının ne getireceğini bilmiyorduk. Ne var ki bu insanlara seslenmenin bir fark yarattığına inanıyorum.

Ölüm cezasına karşı sessiz kalmayın

Ölüm cezasını, üzerine pek fazla düşünmeden kabullenmiştim. Ama Iwao’nun başına gelenlerden sonra, ölüm cezasına karşı çıkmaya başladım. Hükümet ne derse desin, bir insanın bir başka insanı öldürmesi suçtur. Kimileri görünüşte ölüm cezasını hak eden insanlar olduğunu söyleyebilir ama suçlular da insandır. Belki bazıları topluma geri kazandırılabilir, bazıları kazandırılamaz; fakat sonuçta onlar insandır. Ve bana göre, insanları önemsemek zorundayız. Hiç kimse kulak asmayacağı için hiçbir şey söylememektense, işe yarasa da yaramasa da herkesin ölüm cezasına karşı durması önemli. Sessiz kalmayın. Ölüm cezasının artık olmadığı bir dünyaya ihtiyacımız var ve önünde sonunda bu cezanın kaldırılacağına inanıyorum.

58 yıldır mücadele ediyoruz. Yalnızca Japonya’nın her yerinden değil, yurtdışından da destek gördük. Bunun için herkese minnettarım. Iwao’nun kurtulması benim zorlu çabalarım sayesinde olmadı, asıl sizin desteğiniz sayesinde başardık. Hâkim mahkemede sanığın suçlu olmadığını söylerken sanki ilahi bir sesle konuşuyordu. Öylesine duygulanmış, öylesine mutluydum ki gözyaşlarına boğuldum. Bir saat boyunca gözyaşlarımı durduramadım.