İyi Haberler: 2022’deki insan hakları kazanımları
Medyada sonu yokmuş gibi görünen kötü haberler döngüsüyle karşılaşmak çaresiz hissettirebilir. Ama bu yıl, bu kasvetli havaya rağmen kutlamaya değer birçok iyi haber de aldık.
2022 yılı boyunca, Uluslararası Af Örgütü’nün süregelen kampanya, medya ve savunuculuk faaliyetleri dünyanın dört bir yanında insan hakları ihlal edilen insanlar için olumlu sonuçlar alınmasına katkı sağladı. İnsan haklarını ihlal edenlerden hesap soruldu. Hükümetler, ulusal ve uluslararası düzeyde kritik yasalar ve kararlar çıkarttı. Tüm dünyada ölüm cezasının kaldırılması yönünde ilerleme kaydedildi. Kadın ve LGBTİ+ hakları alanında önemli gelişmeler sağlandı.
İşte 2022 yılında edilen insan hakları kazanımları:
Haksız yere cezaevinde tutulan kişiler serbest bırakıldı
Uluslararası Af Örgütü’nün kişilere yönelik çalışmaları dünya genelinde insanların serbest bırakılmasına katkıda bulundu, ailelerin adalete erişimini kolaylaştırdı ve sorumlulardan hesap sorulmasını mümkün kıldı.
Afganistan’da Taliban tarafından keyfi olarak gözaltına alınan ve tutuklanan üniversite öğrenim görevlisi Prof. Feyzullah Celal Ocak ayında serbest bırakıldı.
Uluslararası Af Örgütü’nün düşünce mahkumu ilan ettiği Sri Lankalı avukat Hicaz Hizbullah, ülkesinin aşırı sert Terörle Mücadele Yasası kapsamında yaklaşık iki yıl tutuklu yargılandıktan sonra Şubat ayında adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Bu yasa kapsamında tutuklu olan diğer iki kişiden Ahnaf Muhammed İmran Ağustos, Divaniya Mukunthan ise Eylül ayında adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Honduras’ta, su hakları savunucusu ve düşünce mahkumu olan “Guapinol Sekizlisi” insan hakları çalışmaları nedeniyle iki yıldan uzun süre cezaevinde tutulduktan sonra Şubat ayında koşulsuz serbest bırakıldı.
Maya Yerlisi çevre aktivisti Bernardo Caal Xol, Mart ayında, komşu ülke Guatemala’da aktivizmi nedeniyle temelsiz suçlamalarla tutuklandı. Uluslararası Af Örgütü’nün 2021 Haklar İçin Yaz kampanyası boyunca Bernardo için yarım milyondan fazla imza toplandı. Düşünce mahkumu Bernardo kısa bir süre sonra serbest bırakıldı.
Magai Matiop Ngong, özgürlüğünü Uluslararası Af Örgütü'nün Kenya'daki ofisinde kutluyor, 5 Nisan 2022.
2017’de 15 yaşındayken ölüm cezasına mahkum edilen Magai Matiop Ngong için 2019 Haklar İçin Yaz kampanyası kapsamında 700 binden fazla imza toplandı. Magai, Mart ayında Güney Sudan’da cezaevinden serbest bırakıldı.
Bangladeş: Derslerinde bilimle dinin farkını anlattığı için gözaltına alınan öğretmen Hriday Chandra Mondal, Ağustos ayında serbest bırakıldı ve ardından hakkındaki tüm suçlamalar düşürüldü.
Kronik bağışıklık sistemi hastalığı olan 18 yaşındaki Filistinli Emel Nakile, Uluslararası Af Örgütü ve diğer örgütlerin çabaları sonucunda İsrail tarafından 16 ay idari gözaltında tutulduktan sonra Mayıs ayında serbest bırakıldı.
Temmuz’da, Rusya’da bir mahkeme, kadın bedenini olumlayan çizimlerinin internette yayınlanmasının ardından “pornografik içerik üretmek ve yaygınlaştırmak” suçundan yargılanan Yulia Zvetkova’nın beraatına hükmetti.
Bir sosyal medya paylaşımı nedeniyle dine hakaret suçundan tutuklanan Maldivli aktivist Ruştum Mujuthaba, Uluslararası Af Örgütü’nün Acil Eylem kampanyasını takiben Ağustos ayında cezaevinden serbest bırakıldı.
Suudi Arabistan’da üç yıldan uzun süre oğlu Dr. Hani El Hudari ile keyfi olarak cezaevinde tutulan Filistin vatandaşı Dr. Muhammed El Hudari Ekim ayında serbest bırakıldı. Baba-oğula uydurma suçlamalarla hapis cezaları verilmişti. Dr. Hani El Hudari cezasının dolmasına rağmen hâlâ cezaevinde ve Uluslararası Af Örgütü El Hudari’nin serbest bırakılması için kampanya yapmaya devam ediyor.
Filistin yönetimine bağlı cezaevlerinde işkenceye maruz bırakıldıklarını bildiren Filistinli altı erkek, Uluslararası Af Örgütü’nün müdahalesinden iki hafta sonra Kasım ayında adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Uluslararası Af Örgütü Arjantin Şubesi’nin desteği sayesinde bir Ukraynalı aile savaştan kaçarak Kasım ayında Arjantin’e yerleşebildi. Ailenin hikayesini anlatan kısa filmi izlemek için tıklayın.
Yemen’de gazeteci Yunus Abdülselam, ifade özgürlüğü hakkını barışçıl biçimde kullandığı için bir yıldan uzun süre keyfi olarak alıkonulduktan sonra Aralık’ta serbest bırakıldı.
Aileler için adalet sağlandı, sorumlulardan hesap soruldu
Nisan ayında Malavi’de bir mahkeme, 2018’de albinizmli MacDonald Masambuka’yı öldüren 12 erkeği mahkum ederek adaleti sağladı.
Berta Caceres, Batı Honduras'ta Gualcarque Nehri'nin kıyısında. ©Goldman Environmental Prize
Haziran’da David Castillo’nun, 2016’da işlenen çevre ve Yerli hakları aktivisti Berta Cáceres cinayetindeki sorumluluğundan ötürü hapis cezasına mahkum edilmesiyle adalet kısmen de olsa yerini buldu. Uluslararası Af Örgütü, Berta’nın öldürülmesinde suç şüphesi taşıyan herkesin Honduras’ta adalet önüne çıkarılması için kampanya yürütmeye devam ediyor.
ABD yetkililerinin İsrail’e yönelik baskısı ve Başkan Joe Biden’ın ülkeyi ziyaretinin ardından, İsrail Savunma Bakanlığı Ekim’de Filistin kökenli Amerikalı Ömer Asad’ın ailesine tazminat ödemeyi kabul etti. Asad, Ocak ayında bir kontrol noktasında İsrail askerleri tarafından kötü muameleye maruz bırakıldıktan sonra hayatını kaybetmişti.
Kasım’da ABD Federal Soruşturma Bürosu (FBI), İsrail hükümetine, Filistin kökenli Amerikalı gazeteci Şirin Ebu Akile’nin Mayıs ayında bir İsrail askeri tarafından öldürülmesine yönelik soruşturma başlatacağı bilgisini verdi.
Aralık’ta, Lübnan’da bir hakim, Devlet Güvenlik Teşkilatı’nın beş üyesi hakkında, Suriyeli mülteci Başar Abdül Saud’a işkence yapmak suçundan iddianame hazırladı. Saud, Ağustos ayında gözaltında ölmüştü.
Ölüm cezasının tüm dünyada kaldırılması yönünde ilerleme kaydedildi
Uluslararası Af Örgütü’nün tüm dünyada ölüm cezasının kaldırılması için yürüttüğü kampanya 2022’de de bir dizi ülkenin ölüm cezasını kaldırması veya kaldırmak yönünde önemli adımlar atmasıyla ilerleme kaydetti.
Ocak’ta Kazakistan’da tüm suçlar için ölüm cezasını kaldıran yasa yürürlüğe girdi. Kazakistan’ı Nisan’da Papua Yeni Gine takip etti ve tekrar yürürlüğe girdikten 30 yıl sonra ölüm cezası kaldırıldı.
Bir aktivist, eroin kaçakçılığı yapmaktan ölüm cezasına çarptırılan Nagaenthran K. Dharmalingam'ın Kuala Lumpur'da yaklaşan infazını protesto etmek için bir pankart tutuyor. (©Mohd Rasfan/AFP via Getty Images)
Zambiya Devlet Başkanı Hakainde Hichilema Mayıs’ta sosyal medya üzerinden ülkenin ölüm cezasını kaldırma sürecine başlayacağını duyurdu. Ardından Aralık ayında ölüm cezasını yasaklayan bir yasayı onayladığını açıkladı. Kararın ardından Zambiya, Sahra Altı Afrika'da tüm suçlar için ölüm cezasını kaldıran 25. ülke oldu.
Haziran’da Malezya hükümeti, 11 suç için zorunlu ölüm cezasını kaldırma sürecini başlattı.
Eylül’de, Ekvador Ginesi’nde ceza kanunundan ölüm cezası maddelerini çıkartan yeni yasa yürürlüğe girdi.
Diğer yandan Kenya, Malavi, Uganda, Zambiya ve Zimbabve dahil olmak üzere Sahra Altı Afrika’da ölüm cezasını henüz kaldırmamış olan ülkelerin büyük çoğunluğu bu yıl da hiçbir infaz gerçekleştirmedi.
Çığır açan ulusal yasalar ve uluslararası sözleşmeler
Uluslararası Af Örgütü’nün çalışmaları hem ulusal hem de uluslararası düzeyde önemli yasalar ve kararlar çıkartılmasını ve şirketlerden insan hakları yükümlülükleriyle ilgili hesap sorulmasını sağlamakta önemli rol oynadı.
Ülke bazlı gelişmeler
ABD’de mülteci ve göçmen hakları alanında önemli kazanımlar elde edildi. Örneğin Mart’ta, İç Güvenlik Bakanlığı, Afganistan vatandaşlarına Geçici Koruma Statüsü (GKS) sağlanacağını açıkladı. Bu adım, vizesi olmayan ve 15 Mart 2022’den önce ABD’de olan Afganları sınır dışı edilmeye karşı koruyarak Taliban yönetimindeki Afganistan’a derhal geri gönderilme korkularını hafifletti. Uluslararası Af Örgütü ABD Şubesi, sığınma talebinde bulunan Afganlara vatandaşlık yolunu açacak Afgan Uyum Yasası adlı bir yasa tasarısı için kampanya yapıyor.
Hindistan Yüksek Mahkemesi, ifade özgürlüğü hakkının korunması ve iyileştirilmesi yolunda bir gelişmeye imza atarak 152 yıllık isyana tahrik yasasını askıya aldı.
Sierra Leone hükümeti Haziran’da, 1902 tarihli çağdışı ve ayrımcı ‘Akıl Hastalığı Yasası’na nazaran uluslararası insan hakları standartlarına daha uygun yeni bir ruhsal sağlık yasa tasarısı hazırladı. Bu, Uluslararası Af Örgütü’nün konu hakkında Mayıs 2021’de yayımladığı raporunda yer alan başlıca çağrılardandı.
Nijer’de parlamento, Haziran’da, siber suçlar yasasında yapılması öngörülen ve karalama ve hakaret fiilleri için hapis cezasını kaldıran değişiklikleri onayladı. Yasa, rutin olarak insan hakları savunucularını, aktivistleri ve gazetecileri hedef almak ve keyfi şekilde alıkoymak için kullanılıyordu.
Uluslararası Af Örgütü ABD Şubesi ve diğer kurumların uzun yıllardır savunduğu ABD’de silah şiddetini önleme mevzuatı, Haziran’da Güvenli Toplum Yasası’nın geçmesiyle kabul edildi. Yasa, toplum şiddetine müdahale programlarına ek 250 milyon Amerikan Doları sağlıyor.
Uluslararası Af Örgütü, Nijer’de çatışma bölgelerinde çocuklarla ilgili yaptığı çalışmaların sonuç verdiğini gördü. Buna BM’nin duruma ilişkin artan gözlemleri dahildi. Temmuz’da, BM Genel Sekreteri, Silahlı Çatışma ve Çocuklar hakkındaki Özel Raportörlerini, “Orta Sahel bölgesinde artan gözlem kapasitesini teşvik etmeye” çağırdı. Nijer’in üç sınır bölgesini kapsayan çağrı, Eylül 2021’deki raporumuzda sunduğumuz başlıca tavsiyelerden biriydi.
Uluslararası Af Örgütü yıl boyunca bazı şirketlerin insan hakları yükümlülüklerini daha ciddiye aldığını gösteren gelişmelere de tanıklık etti.
Uluslararası Af Örgütü’nün talebi üzerine Sierra Leone yetkilileri, Kono bölgesinde faaliyet gösteren Meya maden şirketinden, faaliyetlerinin yerel halk üzerindeki olumsuz etkilerine ilişkin kaygılarımıza yanıt vermesini istedi. Şirket, toplulukların güvenliğini ve içme suyuna erişimini artırmak için çeşitli projeler yürüttüğü yönünde yanıt verdi.
Uluslararası Af Örgütü’nün, Myanmar’daki savaş suçlarıyla bağlantılı havacılık yakıtı tedarik zinciri hakkındaki araştırması, çok sayıda şirketin ülkeye jet yakıtı satışından çekildiğini açıklamasında önemli rol oynadı. Araştırma, havacılık yakıtı sevkiyatlarının Myanmar ordusu tarafından ölümcül hava saldırıları düzenlemekte kullanılabileceğini belgeledi. Bu şirketlerden biri, Uluslararası Af Örgütü’nün bulgularını yayımlamasından sonra iki haftadan kısa süre içinde tedarik zincirinden çıktığını açıklayan Puma Energy’ydi. Thai Oil ve Norveçli taşıma şirketi Wilhelmsen de zincirden çekileceklerini doğruladı. Diğer şirketlerin de benzeri adımlar atması bekleniyor.
Uluslararası çapta gelişmeler
Uluslararası Af Örgütü’nün raporunun ardından Mart’ta BM Özel Raportörü Michael Lynk, İsrail’in apartheid uyguladığını belirtti. Ardından, Temmuz ayında BM Özel Raportörü Balakrishnan Rajagopal, çok sayıda uzman tarafından gitgide artan benzeri değerlendirmelere katılan bir açıklama yaptı.
Nisan’da Avrupa Birliği, internet denetimi tarihinde bir dönüm noktası olarak görülen Dijital Hizmetler Yasası (DSA) üzerinde siyasi uzlaşmaya vardı. Bu düzenleyici çerçeve, büyük teknoloji şirketlerine ait platformlara, nefret savunuculuğu ve yanlış bilgi yaymak gibi, hizmetlerinin oluşturduğu sistemsel riskleri değerlendirme ve yönetme zorunluluğu getirecek.
Temmuz’da sağlıklı bir çevrede yaşama hakkını tanıyan karar BM Genel Kurulu’ndan geçti. Çevre adaleti alanındaki bu önemli gelişmenin ardından benzeri bir karar da 2021 sonunda BM İnsan Hakları Konseyi’nde kabul edildi.
Temmuz’da 10 Avrupa ülkesi (Belçika, Danimarka, Fransa, Almanya, İrlanda, İtalya, Hollanda, Norveç, İspanya ve İsveç, İsrail Savunma Bakanlığı’nın Filistinli yedi sivil toplum örgütünü “terör örgütü” ve “yasa dışı örgüt” şeklinde sınıflandıran kararını reddetti. Ağustos’ta ABD hükümeti, İsrail ordusunun bu örgütlerin ofislerine baskın yapmasından ötürü kaygı duyduğunu açıkladı. Ekim’de BM uzmanları, İsrail’in Filistin sivil toplumuna yönelik saldırılarını kınadı.
BM İnsan Hakları Konseyi, Eylül ayındaki 51. oturumunda Afganistan hakkında bir özel karar çıkarttı. Uluslararası Af Örgütü, BM Özel Raportörü’nün kadınların ve kız çocukların durumuna ilişkin tematik bir rapor hazırlaması çağrısının da karara dahil edilmesini önerdi. Yedi ülkenin desteğiyle çağrı nihai karara alındı.
Ekim’de BM İnsan Hakları Konseyi, Venezuela hakkında Veri Toplama Misyonu’nun görev süresini Eylül 2024’e kadar uzattı. Misyon, geçmişteki ve süregelen uluslararası suçları ve diğer insan hakları ihlallerini etkin şekilde soruşturan ve bunlar hakkında raporlama yapan önemli bir bağımsız uluslararası mekanizmadır. Kasım’da İnsan Hakları Konseyi çığır açıcı bir adımla, İran’da 16 Eylül 2022’de başlayan ve hâlâ devam eden ülke çapındaki protestolarla bağlantılı insan hakları ihlalleri iddialarını soruşturmak üzere yeni bir veri toplama misyonunun kurulmasına karar verdi.
Ekim’de BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’nin (BMİHYK) Sri Lanka Hesap Verebilirlik Projesi’nin görev süresi iki yıl daha uzatıldı. Proje, gelecekteki hesap sorma süreçleri için kanıt toplama ve saklama yetkisine sahip. Bu da Sri Lanka hükümeti üzerinde, geçmişteki ve günümüzdeki insan hakları ihlallerine çözüm getirmesi ve ihlalleri engellemesi yönündeki baskıların devam etmesini sağlamanın önemli bir unsurudur.
Kadın hakları alanında elde edilen zaferler
Bu yıl kadın hakları alanında birçok zafer kazanılırken Uluslararası Af Örgütü daima mücadelenin en ön saflarındaydı.
Latin Amerika’da cinsel sağlık ve üreme sağlığı haklarında yakın zamanda kaydedilen bir gelişmeyle, Kolombiya Şubat’ta, gebeliğin ilk 24 haftasında kürtajı suç olmaktan çıkardı. Arjantin 2020’de kürtajı yasal hale getirmiş, Meksika ise 2021’de suç olmaktan çıkartmıştı.
Mayıs’ta, İspanya parlamentosunun alt kanadı, tecavüzü önlemek ve yargılamak konusunda önemli tedbirler içeren yasa tasarısını kabul etti. Haziran’da Finlandiya parlamentosu benzeri tedbirleri tartışarak, onayın olmamasını tecavüz tanımının temel unsuru sayan reformları kabul etti. Finlandiya Ekim’de de Nordik bölgesinin en katı kürtaj yasalarını hafifleten değişiklikleri onayladı.
Eylül ayında, Arjantin’de yasal kürtaj yaptığı için haksız yere yargılanan doktor Miranda Ruiz beraat etti.
LGBTİ+ haklarında kayda değer kazanımlar
Uluslararası Af Örgütü 2022 boyunca LGBTİ+ haklarındaki kayda değer kazanımların birçoğuna katkıda bulundu.
Güney Kore’de Yüksek Mahkeme, transların onur, mutluluk ve aile hayatı haklarını gözeten önemli bir kararla, transların yasal cinsiyetinin, küçük yaşta çocukları evlat edinme sürecinde, ret sebebi olmaması gerektiğine hükmetti.
İsviçre’de eşcinsel evliliklerin yasal olup olmaması konusunda yapılan referandumda halkın yaklaşık üçte ikisinin yasal olması yönünde oy kullanmasının ardından Temmuz’da eşcinsel evlilikler yasallaştı. Ekim’de Slovenya da benzer bir gelişmeyle, anayasa mahkemesi kararını takiben eşcinsel evlilikleri yasal hale getirdi.
Kasım’da Pakistan’da, baş karakteri trans olan ödüllü Joyland filmine getirilen yasak kaldırıldı.
Haberler
- Türkiye’deki Yüzlerce Eritreli Zorla Geri Gönderilme Riski Altında
- 22. İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü Eylem Gözlem Raporu
- Hoşgeldin Onur Ayı: Fobilere Karşı Uçurtmalar Havaya
- “Deprem Ne Kadar Sürer?”: Uluslararası Af Örgütü’nden Şubat Depremlerinin yıldönümünde sergi ve söyleşi
- İran: Güvenlik güçleri “Kadın, Yaşam, Özgürlük” protestolarını cezasızlıkla bastırmak için tecavüz ve diğer türde cinsel şiddete başvurdu
- Rusya: “LGBT hareketini” aşırılık yanlısı olarak tanımlayan karar feci sonuçlar yaratacak
- Birleşik Krallık: Polis hafta sonu planlanan Gazze’de ateşkes yürüyüşünün yasaklanması yönündeki siyasi baskılara boyun eğmemeli
- Türkiye: Anayasa Mahkemesi’nin TİP Milletvekili Can Atalay için verdiği hak ihlali kararı ‘gecikmiş bir karar’