İsrail/İşgal Altındaki Filistin Toprağı: Son derece gecikmiş ateşkes, İsrail’in Gazze’deki soykırımında kaybedilen Filistinlileri geri getirmeyecek
Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnès Callamard, İsrail ile Hamas’ın 19 Ocak 2025’te başlayacak bir ateşkes üzerinde anlaştığı haberleri üzerine yayımladığı açıklamada şunları kaydetti:
“Ateşkesin sağlandığı haberi, İsrail’in soykırımından zarar gören Filistinlileri bir nebze olsun rahatlatacaktır. Ancak ateşkes için çok geç kalındı. 15 aydan uzun bir süre boyunca yıkıcı ve aralıksız bombardımana maruz kalan, defalarca yerlerinden edilen ve geçici çadırlarda gıda, su ve temel ihtiyaç malzemeleri olmadan hayatta kalma mücadelesi veren Filistinliler için bombalar dursa da kâbus bitmiş olmayacak.
Sayısız yakınını kaybeden, pek çok vakada aileleri topyekun yok edilen veya evlerinin yerle bir edildiğini gören Filistinliler için çatışmaların sona ermesi, paramparça olan hayatlarını onarmanın veya travmalarını iyileştirmenin başlangıcı olmayacak. İsrailli rehinelerin ve Filistinli tutukluların serbest bırakılması, İsrail’de ve İşgal Altındaki Filistin Toprağı genelinde ailelere rahat bir nefes aldıracak ama keza bu da onların esaret altında çektikleri eziyeti ortadan kaldırmayacak.”
Bu çatışmanın kökeninde yatan sebepler ele alınmadığı sürece, Filistinliler ve İsrailliler haklar, eşitlik ve adalet temelinde kurulacak daha aydınlık bir geleceği umut etmeye dahi başlayamaz.
Agnès CallamardUluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri
Callamard, boşa harcanacak zamanın olmadığını vurgulayarak, "İsrail’in Gazze’ye insani yardım girişini devamlı ve kasıtlı olarak engellemesi ve zorlaştırması, sivilleri benzeri görülmemiş boyutlarda açlıkla karşı karşıya bırakıyor ve çocuklar açlıktan ölüyor. Şimdiye kadar utanç verici bir biçimde İsrail’i yasal yükümlülüklerine uymaya ikna etmekte başarısız olan uluslararası toplum, Filistinli nüfusun hayatta kalabilmesi için İsrail’in hayat kurtarıcı malzemelerin işgal altındaki Gazze Şeridi’nin tüm bölgelerine acilen ulaştırılmasına izin vermesini sağlamalı. Hasta ve yaralıların tedavisi için temel tıbbi malzeme girişinin güvence altına alınması ve tıbbi tesisler ile diğer kritik altyapının acilen onarımının kolaylaştırılması buna dahil. İsrail’in Gazze’deki yasadışı ablukası kaldırılmadıkça bu acılar devam edecek. İsrail aynı zamanda bağımsız insan hakları gözlemcilerinin kanıtları ortaya çıkarmak ve ihlallerin boyutlarını saptamak üzere Gazze’ye erişimine acilen izin vermeli” diye konuştu.
“Bu kadar çok kayıp veren Filistinliler için, maruz kaldıkları korkunç suçlara karşılık adalete ve onarıma erişeceklerinin garantisi yokken kutlayacak pek bir şey de yok” diyen Callamard, sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Bu çatışmanın kökeninde yatan sebepler ele alınmadığı sürece, Filistinliler ve İsrailliler haklar, eşitlik ve adalet temelinde kurulacak daha aydınlık bir geleceği umut etmeye dahi başlayamaz. İsrail, Filistinlileri tahakküm ve baskı altında tutmak için uyguladığı acımasız apartheid sistemini ortadan kaldırmalı ve İşgal Altındaki Filistin Toprağı’ndaki hukuksuz işgaline kesin olarak son vermelidir. Üçüncü devletlere, İsrail’in cezasızlığına son vermek ve hukukun üstünlüğüne olan inancı bir ölçüde tesis etmek için çok önemli bir görev düşüyor.”
Basın Açıklamaları
- Suriye: Kuzeybatı kıyı bölgesinde sivillerin korkunç şekilde öldürülmesi soruşturulmalı
- Türkiye: Yetkililer, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde barışçıl protesto hakkını korumalı
- Dünya Kadınlar Günü: Tüm dünya toplumsal cinsiyet adaletine yönelik artan saldırılara direnmeli
- Lübnan: İsrail’in sağlık merkezlerine, ambulanslara ve sağlık ekiplerine yönelik saldırıları savaş suçu olarak soruşturulmalı
- Türkiye: İnsan hakları savunucusu Nimet Tanrıkulu’na yönelik temelsiz suçlamalar düşürülmeli
- Rusya/Ukrayna: Rusya esareti altındaki Ukraynalılara yönelik kötü muamele savaş suçları ve insanlığa karşı işlenen suçlar kapsamındadır
- Türkiye: Taner Kılıç sekiz yıllık haksızlığın ardından hak savunucularına yönelik yeni bir baskı ortamında beraat etti
- Ukrayna/Rusya: Rusya’nın geniş çaplı işgalinin üçüncü yıldönümünde savaştan etkilenenler için adaletin sağlanması küresel bir öncelik olmalı